Talat Atilla HÜDA-PAR GB Yapıcıoğlu: 'Bahçeli ne yaptığını iyi biliyor!' Özel, kıdemini aştı! |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Gerçek zengin kime denir? |
Adnan Küçük 5 KASIM SEÇİMLERİ: BÜYÜK HADİSELERE VE SEÇİM HİLELERİNE GEBE |
Cengiz Altınsoy Bütün yollar Amerika'ya çıkar.. |
Kıvılcım Kalay İNCELİK ZEHİRLENMESİ |
Canan Sezgin KAOTİK YENİ AY |
Tuğrul Sarıtaş FAKİR 'AŞ', ZENGİN 'DUBAİ ÇİKOLATASI' DERDİNDE! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile alakalı, 26 Eylül 2024 günü “Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Yolu Kapanıyor mu?” başlıklı bir yazımız yayımlanmıştı. Bu yazımızda, İmamoğlu’nun ceza alması halinde Cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı konusunda Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapmıştık.
Burada temel mesele, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilme (aday olma) yeterliğinin kaybedilmesi ile alakalı sürenin ne kadar olacağı konusu idi. Yani daha sarih olarak sormak gerekirse, İmamoğlu, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının İstinaf ve Yargıtay tarafından onanması halinde, ne kadar süreyle Cumhurbaşkanı adayı olamaz? Yani seçilme hakkı mahrumiyeti süresi ne kadar olacaktır?
Tabii ki, burada bahsi edilen sadece Cumhurbaşkanı seçilememe değildir; milletvekili, belediye başkanı, Belediye Meclisi üyesi, muhtar vb. seçilememe durumu da, benzer şekilde verilecek bu cezalar neticesinde ortaya çıkabilecektir.
Konu daha derinlemesine irdelendiğinde, önceki yazımızda bazı gözden kaçan konular sebebiyle konunun mahiyetinin tam bir sarahatle ortaya konulamadığı anlaşıldı. Hatta bazı gelişmelerden habersiz yapılan bu belirlemeler bazı hatalı tespitlerin yapılmasına sebep oldu.
Bu yazımızda konuyu hukuki yönden eksiksiz bir şekilde analiz etmek istiyoruz.
Konunun Anayasa (Md. 76/2) ve 2839 Sayılı Kanun Yönünden Değerlendirilmesi
Anayasanın 76/2. maddesine göre: “…kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla (kasten işlenen bir suçtan dolayı) hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; … milletvekili seçilemezler”.
Anayasanın 101. maddesine göre, “cumhurbaşkanı, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, seçilir”.
Burada bu iki anayasa hükmü gereğince, milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçilebilmeye engel iki durum söz konusudur.
(1) Kamu hizmetinden yasaklılık;
(2) Taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla (kasten işlenen bir suçtan dolayı) hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olmak.
Aynı hükümler, 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanununda da yer almıştır (md. 11).
Aslında Anayasanın 76/2. maddesinde de, 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11/1-(d ve e) bendinde de, kamu hizmetinden yasaklılık ve burada bahsi edilen suçlardan dolayı mahkûmiyet halinde, ilgili kişinin ne kadar süreyle Cumhurbaşkanı, milletvekili ya da diğer seçimle belirlenen makamlara seçilemeyeceğine dair bir sarahat yoktur.
Konuyu bütünlük içinde değerlendirmek için, bir de konu ile alakalı TCK’nin 53. maddesi hükmüne ve bu hükme ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına temas edeceğiz.
TCK Madde 53-
(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; (a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, (b) Seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
Konumuzla alakalı bir diğer kanuni düzenleme de 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre:
(1) 5237 sayılı “TCK dışındaki kanunlar”ın belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, “yasaklanmış hakların geri verilmesi” yoluna gidilebilir.
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren 3 yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir.
Seçilme Hakkı Yoksunlukla Alakalı Bazı Sorular
(1) Bazıları, Anayasanın 76/2., ve 2839 sayılı Kanunun 11. maddelerinde yer alan “…milletvekili seçilemezler” şeklindeki genel ifadeden hareketle, bu metinlerde belirtilen suçlardan mahkum olanlar için ömür boyu seçilme yasağının söz konusu olduğunu ifade etmektedirler. Anayasanın 76/2. ve 2839 sayılı Yasanın 11. maddesindeki milletvekili (cumhurbaşkanı ve diğerinin) seçilme hakkı yoksunlukları hakikaten süresiz midir; seçilme hakkı yoksunluğunun belli bir süreye bağlanması anayasal olarak mümkün müdür?
(2) Her ne kadar Anayasanın 76/2., ve 2839 sayılı Yasanın 11. maddelerinde “Kamu hizmetinden yasaklılık” ibaresi varsa da, TCK’de böyle bir ibare yoktur. Acaba, “Kamu hizmetinden yasaklılık” ibaresi kanunlarda yer almadığı için, Anayasa (md. 76/2) ve 2839 sayılı Yasanın 11. maddelerinde “Kamu hizmetinden yasaklılık” ibaresi uygulanma yeterliğini kayıp mı etti; bu konuda bir kanuni boşluk mu söz konusu?
(3) AYM, “Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma” kenar başlıklı 53. maddenin seçilme hakkı ile alakalı hükümleri iptal ettiği için, 53. Maddenin bu hükümleri milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliği ile alakalı olarak uygulanamayacağına göre, acaba bir kanuni boşluk söz konusu mudur?
(4) 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinde yer alan “TCK dışındaki kanunlar” ibaresi, milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçilme hakkını ilgilendiriyor mu? İlgilendiriyorsa, bir sorun yoktur; ilgilendirmiyorsa bir kanuni boşluk mevcut mudur?
Seçilme Hakkından Yoksunluk Süreli mi yoksa Süresiz mi?
Önce birinci soruya cevap vererek başlayalım.
İlk bakışta, “…milletvekili (ya da Cumhurbaşkanı) seçilemezler” ibaresinde, bu suçlardan (“…taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olmayı gerekli kılan suçlar) mahkûm olanların, ömür boyu bu makamlara seçilemeyecekleri izlenimi söz konusudur. Nitekim YSK de bir kararında bu yönde görüş ortaya koymuştur. (YSK, Karar No: 579, KT. 25.05.2018)
Fakat bu hükümlerde, seçilme hakkının ömür boyu olacağı konusunda tam bir sarahat yoktur. Benzer şekilde, seçilme hakkını kaybetmenin 3 yıl, 5 yıl gibi belli bir süre ile sınırlı olarak belirlenmesini yasaklayan anayasal ve kanuni hükümler de yoktur.
Anayasanın 76/2. maddesi hükmüyle TBMM’ye takdir yetkisi tanındığı söylenebilir. Bu takdir yetkisi kapsamında, TBMM, dilerse ömür boyu milletvekili, cumhurbaşkanı, belediye başkanı vb. seçilme yoksunluğu (yasağı) getirebileceği gibi, “seçilme yasağını (yoksunluğunu)”, 3 yıl, 5 yıl gibi belli bir süre ile sınırlı olarak da belirleyebilir.
Şayet bu konuda bir belirleme olacaksa, bunun mutlaka kanunla yapılması gerekir. Yani “burada bahsi edilen suçları işleyen kişilerin şu kadar süre ile cumhurbaşkanı, milletvekili vd. seçilemezler” şeklindeki düzenlemenin kanunla yapılması lazımdır.
TBMM, seçilme hakkı ile alakalı hak yoksunluğuna ilişkin düzenlemeyi, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinde yapmıştır. Buna göre, seçilme yeterliğini ortadan kaldıran suçtan mahkûm olan kişi, bu cezanın infazını takiben 3 yıl deneme süresi geçtikten sonra, yasaklanmış hakların iadesi yoluyla, tekrardan seçilme hakkını elde edebilecektir.
Yasaklanmış (Memnu) Hakların İadesi
Anayasanın 76. Maddesine göre, milletvekili seçilebilmek için “kamu hizmetinden yasaklı” olmamak şartı aranmaktadır. Bu konu mülga TCK’de “hidemat-ı âmmeden memnui’yet” durumu şeklinde belirlenmişti (md. 20 ve 31).
Yeni TCK’de “kamu hizmetlerinden yasaklılık” cezası yerine “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” adıyla, cezaî yaptırım olarak değil, güvenlik tedbiri olarak düzenlemiştir. Ayrıca, yeni TCK’de düzenlenmeyen “yasaklanmış hakların geri verilmesi” yeni Adli Sicil Kanununa eklenen bir hükümle (md. 13/A) tekrardan kabul edilmiştir.
AYM, TCK’nin “Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma” kenar başlıklı 53. Maddesinin (1) fıkrasında yer alan “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak” hükmü ile (2) fıkrasında belirtilen “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz” hükmünü, aynı maddenin (1) fıkrasının (b) bendinde yer alan “seçilme ehliyetinden” ibaresi yönünden, iptal etmiştir (08.10.2015 tarih ve E. 2014/140 ve K. 2015/8). Bu iptal hükmü gereğince, artık TCK’nin 53. maddesi kapsamında kişiler hakkında bu maddede belirtilen süreyle “seçilme hakkından yoksunluk” kararı verilemeyecektir.
TCK’nin 53. maddesi, AYM’nin kararı ile seçilme hakkı yönünden uygulanamaz hale gelince, 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinin seçilme hakkı ile alakalı uygulanabileceği belirtilmiştir. 13/A’da, “TCK dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunlukları”ndan bahsedilmektedir. Bu durumda, (seçilme hakkından yoksun kılınma ile alakalı) “TCK dışındaki kanunlar” kapsamına dâhil edilen 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde milletvekili (Cumhurbaşkanı vd.) seçilme hakkından yoksunluğu öngören suçlara yer verilmiştir. Bu Kanunun 11. Maddesinde belirtilen suçları işleyenler “milletvekili seçilme hakkı”ndan mahrum bırakılmaktadır. Bu durumda, Anayasanın 76. maddesi ile 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11/1-(f) bendinde yer alan suçlardan birisi ile mahkûm olan bir kişi hakkında, “seçilme hakkından mahrumiyet”in (yoksunluk) kanuni kaynağını, TCK’nin 53. maddesi değil, 2839 Sayılı Kanunun 11. Maddesi teşkil etmektedir.
Nitekim YSK, bu konuya ilişkin şu kararı vermiştir: Anayasanın 76/2. maddesinde ve buna dayalı olarak 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde belirtilen nitelikte bir ceza mahkûmiyeti nedeniyle milletvekili seçilme hakkını yitirmiş bulunan kişiler, bu haklarına ancak ve sadece, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi uyarınca, talepleri üzerine mahkemece verilecek ‘yasaklanmış hakların geri verilmesi’ kararı ile kavuşabileceklerdir” (YSK, Karar No: 579, KT. 25.05.2018).
Anayasanın 76/2., 2839 Sayılı Kanunun 11. ve 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddeleri bütünlük içinde değerlendirildiğinde, artık Anayasanın 76. maddesinde belirtilen suçlardan mahkum olanların seçilme hakkından yoksun bırakılmaları belli sürelerle sınırlandırılmıştır. Burada bahsi edilen suçlardan birisinden mahkûm olan bir kişi hakkında verilen hapis cezasının infaz edilmesi sonrasında, “yasaklanmış hakların iadesi” kapsamında 3 yıl deneme süresi geçtikten sonra, yetkili mahkeme, ilgili kişinin deneme süresini iyi halle geçirdiğini tespit etmesi halinde, seçilme hakkından yoksunluğu kaldırabilecektir.
Genel Değerlendirme
Ne Anayasada ne de kanunlarda, Anayasanın 76. Maddesinde belirtilen suçları işleyenlere yönelik seçilme hakkından yoksun kılınma konusunda hiçbir kanuni boşluk ve belirsizlik söz konusu değildir. Burada bahsi edilen suçlardan birisinden mahkûm olan kişi, kararın kesinleşmesinden itibaren, seçilme hakkını kaybeder. Burada ilgili kişinin seçilme hakkını kaybedişi sürekli ve ömür boyu değil, belli süre ile sınırlıdır.
Seçilme hakkından yoksunluk süresi, mahkûmiyet süresi ile yasaklanmış hakların iadesi için öngörülen 3 yıllık deneme sürenin toplamıdır.
Bir kişi hakkında silahla yaralama suçundan 3 yıl 9 ay 15 gün hapis cezası verilmiş olsun. Bu hapis cezası infaz edildikten sonra, yasaklanmış hakların iadesi için 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinde öngörülen 3 yıllık “deneme süresi” söz konusudur. Bu süre, infaz edilen ceza süresine eklenerek seçilme hakkından yoksunluğun süresi belirlenir.
Bu durumda, burada bahsi edilen kişi hakkında verilen 3 yıl 9 ay 15 günlük hapis cezasına 3 yıllık “deneme süresi” de eklendiğinde, 6 yıl 9 ay 15 gün eder. Bu süre geçtikten sonra, kişi seçilme hakkına yeniden kavuşur.
Ekrem İmamoğlu’nun Durumu
Ekrem İmamoğlu hakkında, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bu karar İstinaf Mahkemesinde. İstinaf mahkemesi bu kararı onadığı takdirde, Dosya İmamoğlu’nun talep etmesi halinde Yargıtay’a intikal edecektir. Yargıtay da bu kararı onadığı takdirde, İmamoğlu, 2 yıl 7 ay 15 güne 3 yıllık deneme süresinin eklenmesiyle, 5 yıl 7 ay 15 gün süreyle Cumhurbaşkanı, milletvekili belediye başkanı vd. seçilemeyecektir.
Peki, İmamoğlu, bu durumda seçilme hakkından yoksunluktan kurtulabilir mi?
Bu soruya aşağıdaki ihtimallere göre evet denebilir.
(1) İstinaf ya da Yargıtay’ın İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin İmamoğlu hakkında verilen ceza kararını bozması.
(2) İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunanların şikâyetlerinden vaz geçmeleri.
(3) genel affın çıkarılması.
(4) Anayasa ve kanun değişiklikleri ile seçilme hakkından yoksunluğa sebep olan kasten işlenen suçlar sebebiyle verilecek hapis cezalarının 3 yıl ve üzerinde belirlenmesi.
Bunlardan birisi olmadığı takdirde, İmamoğlu, hakkında verilen cezanın kesinleşerek infazına başlanmasından itibaren 5 yıl 7 ay 15 gün süreyle seçilme yasağına takılacaktır.
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 21094 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |