E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ: BİRİNDEN NUR AKAR, BİRİNDEN KİR (1)
21 Şubat 2023 Salı

6 Şubat 2023 günü insanlık tarihine emsaline pek rastlamak mümkün olmayan Kahramanmaraş merkezli depremden, İngiltere’nin kara parçasına eşit bir coğrafi alan yıkıcı ve ölümlü olarak etkilendi. 6 Şubat depremlerinin yaraları sarılmaya çalışılırken, 20 Şubat gecesi Hatay merkezli 6.4 ve 5.8 şiddetinde iki büyük ve yıkıcı deprem daha gerçekleşti. Bu depremlerde 40.000’den fazla insanımız vefat etti, 100.000’den fazla insanımız yaralandı. Bazı şehirlerde %70’e yakın binalar yıkıldı ya da oturulamayacak şekilde hasar gördü.

Ayırt Edilmesi Gerekli Üç Konu

Kahramanmaraş merkezli depremle alakalı üç konunun ayırt edilmesinde fayda vardır.

Birincisi, depremle alakalı tespitlerin, eksiklerin, aksaklıkların ve önerilen çözümlerin dile getirilmesi. Bu türden değerlendirmeler siyasi cenahtan gelebileceği gibi, gazetecilerden, akademisyenlerden, depremzedelerden ve diğer kesimlerden gelebilir.

Burada hakkaniyet ve adalet ölçütünde yapılan değerlendirmelerde, bazı kişiler sadece bardağın dolu tarafını gösterirlerken, aksaklıkların istisnaî olduğuna ve bu kapsamdaki bir deprem ortamında bu türden aksamaların olağan olduğuna odaklanmaktadırlar.

Bazıları, depremde yaşanan aksaklıklar üzerinde odaklanırlarken, kurtarma faaliyetleri kapsamında yapılan canhıraş çabaları görmezden gelebilmektedirler. Özellikle depremden canları yananlar, yakınlarını kaybedenler, yakınlarını kaybetmeleri sebebiyle yaşadıkları acılı ortamda, bazı ihmallerin olduğunu düşünerek, bu tür bir yönelimi tercih edebilmektedirler.

Bazıları, bilinçli olarak sadece bazı aksaklıklara ya da devasa genişlikteki deprem bölgesinde kurtarma ekiplerinin imkânsızlıklar sebebiyle enkaz kaldırma çalışmalarının yürütülemediği bölgeleri öne çıkararak, depremin genişliğine karşı yetersiz kalan kurtarma hizmetlerini tamamen inkâr etme yoluna yönelmektedirler.

Bu büyük yıkımda eleştirilecek bazı hususların olması normaldir. Yaşanan afetlerden alınacak dersler, çıkarılacak tecrübeler ve varsa eksiklikler mutlaka dile getirilmelidir.

Bu süreçte bazıları depremin sonuçları, özellikle afete karşı yürütülen ve bundan sonra yürütülecek olan etkili mücadeleler konusunda geniş kapsamlı muhasebeler yapmaktadır. Bu bağlamda, bazı kişiler, konunun kentleşme ve yapı güvenliği ile ilgili teknik boyutları, depremden zarar gören şehirlerin yanı sıra Türkiye’nin deprem dışında kalan yerlerinde de yeniden imar faaliyetlerinin ne yönde olması gerektiği vb. konulara odaklanmaktadırlar.

Bazı kişiler, depremde yaşanan yıkıntıların kanunî boyutunu vurgulayarak, depreme dayanıksız konutlar inşa edenlerle, bu konutlarla alakalı gerekli kontrolleri yapmayan sorumluların yargı önünde hesap vermeleri üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Bu söylemlere göre, bundan sonraki dönemlerde hiç vakit geçirilmeksizin Türkiye'nin fay hatları üzerinde yer aldığı göz önünde bulundurularak yeni imar ve kent planlarının hazırlanması gerekir.

Bazıları, depremde yıkılan yapıların teknik eksiklikleri ve sorumlularla bu konuda olması gerekenlere yoğunlaşmakla birlikte, geçmişte yaşananlardan hala ders çıkarılmadığını belirterek, geçmişte yaşananlardan hareketle, yakın gelecekte depreme dayanıklı yapıların yapılmasının söz konusu olmayacağı, bir müddet geçtikten sonra, yaşanan sorunların unutulacağı, önceki ihmal ve hataların devam edeceği öngörüsünde bulunmaktadırlar.

Burada bahsedilenlerin bir kısmı, bir başka bakış açısı kapsamında kabul edilebilir görülmese de, ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilebilir. Hatta çoğu belirlemelerin faydalı ve hatta gerekli olduğu söylenebilir. Burada önemli olan, yapılan eleştiri ve önerilerin, insaf haricine çıkmaması, kasıtlı şekilde yanlış algı oluşturma amacına yönelik olmamasıdır. Makul ölçüler içerisinde getirilen bütün eleştiriler ve belirlemeler, sürece olumlu katkı sağlayacaktır.

İkincisi, depremdeki olumlu faaliyetlere odaklanan, eksikliklerden ziyade neticeye odaklanan görüş ve öneriler. Halkımızın bu yönde ortaya koyduğu çabalar, fedakârlıklar, yardımlaşma ve dayanışma örnekleri de bu kapsama dâhildir. Burada bir yönüyle bardağın dolu tarafı öne çıkarılırken, diğer yönüyle de, toplumuzun devleti ile bütünlük içerisinde ortaya koyduğu cansiperane çabalar üzerinde yoğunlaşılmaktadır.

Üçüncüsü, fitne ve karmaşayı hedefleyen, asılsız iddialar, haberler, ihbarlar, tahrikler, provakasyonlar. Burada, devleti ve hükümeti yıpratmak, toplumda kaos ve ümitsizliği tetiklemek maksadıyla bilinçli olarak yürütülen dezenformasyon çabaları söz konusudur. Bazı kişiler bilinçli olarak dezenformasyoncu kesimlerle işbirliği içinde hareket etmekte, bazı kişiler de, yeterli araştırma yapmadıkları için ya da oluşturulan algılardan etkilenerek, dezenformasyoncuların amaçlarına bilinçli olmasalar da taksirli olarak katkı sağlamaktadırlar.

Bu yazımızda, daha ziyade ikinci ve üçüncü konular üzerinde yoğunlaşılacaktır.

İki Grup İnsanların Gittikleri İki Yol: İyilik (Nurlu) Yolu ve Kirli Yol

Bu vahim afetin ülkemiz insanlarında meydana getirdiği ruhî, psikolojik, bedenî vd. hasarların tarifi mümkün değildir. Bir kişinin bu bölgeyi görmeksizin, bu depremin insanlarda meydana getirdiği tahribatı anlayabilmesi, anlatabilmesi, kavrayabilmesi mümkün değildir.

Aslında, tarifi mümkün olmayan derin acıların yaşandığı bu travmatik ortamda, vatanperverlik, hamiyetperverlik, insancıllık, sevgi ve muhabbet temelli konulara odaklanan kişilerin yapması gerekenler, bütün motivasyonları ile bu acılı ortamdan kurtulmak olmalıdır.

Önceki paragrafta saydığım vasıflardan nasipsiz, kişisel kinleri her şeye baskın olan, bir kısmı harici güçlerin yıkıcı temsilcileri gibi hareket eden, her türlü yalan, iftira, korkutucu, tedirgin edici, kaosu tetikleyici bilgi ve haberleri pervasızca yayan kesimler de var ülkemizde.

Üstad Necip Fazıl Sakarya Şiirinde toplumumuzdaki bu iki kesimi anlayabilmemiz için şu mısraları dillendirmiştir:

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Esasen insanın, bir maddi vücut yönü, bir de manevî ruhanî yönü mevcuttur. Ruh ve vücut birbirini tamamlamaktadır. Biri diğerisiz olmaz. Bir diğer ifadeyle, ruh olmaksızın vücudun hayatiyetinden söz edilemez. Ruh gittiği zaman, ölümden söz edilir.

İnsan vücuduna hayat veren ruh, kişinin davranışlarında yönlendirici işleve sahiptir. Kalbin, maddî vücudun bir parçası olma yönü olduğu gibi, ruhun da kalp yönü vardır. Maddi vücudun kalp kısmı çalışmadığı zaman maddi ölüm gerçekleşir. Kişinin manevi ruhunun kalp yönü bozulduğu, tefessüh ettiği zaman da insanın, insaniyet yönü ölür. Kalbin bu ikinci tür ölümü halinde, belki insan maddi olarak ölmüş olmaz. Fakat insaniyeti ölen kişiler, insanlık açısından en zararlı varlık haline gelebilirler.

Bir İslam Âlimi, insandaki manevi kalple alakalı iki eğilimi şu şekilde belirler:

İnsanın (manevi) kalbinde iki lümme (merkez) vardır; kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye (şeytanın vesvese verme, fitneyi körükleme, kötülüklere yöneltme merkezi), bir köşesinde de lümme-i melekiye (melek ilhamı, iyiliklere yöneltme merkezi) mevcuttur.

Buna göre, bazı insanlar, lümme-i şeytaniyenin yönlendirmesi ve etkilemesi altında, ya da davranışlarını iradî olarak bu mecrada şekillendirerek, insanlar için zararlı fiilleri yaparlar. Bunlar, diğer insanlar için zararlı olan bu fillerden çoğu kereler zevk de alırlar. Bu tür kişiler için, kötülük yapmaya yönelmeleri bağlamında “kirli yolun yolcuları” nitelemesi yapılabilir.

Bazı insanlar da, bütün motivasyonları ile lümme-i melekiyenin ilhamları ile uyumlu şekilde hareket ederek, insanlık için faydalı, hayırlı işlere yönelirler. Hamiyet-i milliye, hamiyet-i diniye, “ya hayır konuş ya da sus” sözünün icaplarına göre hareket etmek, hayırlı işlere odaklanıp, zararlı fiillerden uzak olmak ve mani olmak gibi yönelimlerin gerisinde lümme-i melekiye ile uyumluluk yer alır. Bu kişilere, iyi fiilleri işlemeye yönelmeleri bağlamında “iyilik (nurlu) yolunun yolcuları” nitelemesi yapılabilir.

6 Şubat Depreminde İki Yoldan Yürüyen İki Kesim

İyilik (Nurlu) Yolunun Yolcuları

Gerek depremzede insanlarımızın gerekse tüm milletimizin, Kahramanmaraş merkezli depremin dayanılması çok zor travmatik ve yıkıcı sonuçlarından kurtulabilmesi için, her şeyden önce toplumsal dayanışmanın, birlik ve bütünlüğün sağlanmasına zaruri derecede lüzum vardır. Bu süreçte önemli olan, birlik, beraberlik ve dayanışma duygularının sürekli diri tutulmasıdır. Bu maksadın tahakkukunda iyilik yolunun yolcuları önemli katkılar sağlarlar.

 

İnancımıza göre, Müslüman Türk toplumunu oluşturan bireyler arasındaki en güçlü manevî bağlar, inanç temellidir.

Bir İslam âliminin vurgulu bir şekilde ifade ettiği gibi, tevhid-i imanî (iman birliği), tevhid-i kulûbu (manevi kalplerin birliğini) ister. Ve vahdet-i itikad (itikad birliği), vahdet-i içtimaiyeyi (toplumsal birlik ve kenetlenme) iktiza eder. …imanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye (Allah’ın isimleri) adedince vahdet (birlik) alakaları ve ittifak rabıtaları (bağ) ve uhuvvet (kardeşlik) münasebetleri var. Meselâ, her birimizin hâlıkımız (yaratan) bir, mâlikimiz (sahibimiz) bir, mâbudumuz (ibadet edilen/Allah) bir, Râzıkımız (rızkımızı veren) bir, bir, bir, bine kadar bir, bir. Hem Peygamberimiz bir, dinimiz bir, kıblemiz bir, bir, bir, yüze kadar bir, bir. Devletimiz bir, memleketimiz bir, ona kadar bir, bir. Bütün bunlar, iman ehli arasında güçlü bağları tesis eden birliklerdir.

İyilik yolunun yolcularının, depremzedelerin ve tüm toplumumuzun manevî kuvvetini güçlendiren önemli icraatlarından biri ve en önemlisi, duadır. Toplumuzun tüm kesimlerinden, özellikle de duaları en makbul olan yaşlılardan ve diğer kesimlerden, hem depremzedelere, hem toplumuzun bütününe hem de devletimize yönelik güçlü dualar yükselmektedir.

Yaşlı bir ninenin duası: “Allah kimseyi sefil etmesin. Allah bir daha böyle acılar çektirmesin. Cümle kullarını sefil etmesin. Allah çoluğumuza çocuğumuza acılar çektirmesin. Allah’ım doğru yoldan ayırma. Allah’ım onlara acı. Allah’ım onları ısıt. Allah’ım onlara peygamber sabrı ver. Kimsenin başına böyle bir şey gelemsin. Allah yarattı, Allah bilir”.

Burada bu ninemizin en safi kalple yaptığı bu dualar, yüzbinlerce diğer yaşlılarımız tarafından da sürekli yapılmaktadır. İnancı olmayanlar, bu dualardan hâsıl olan manevi gücü tartamazlar. Bunu tartabilmeleri için güçlü imana sahip olmaları iktiza eder.

Burada masum küçük çocukların manevi değeri yüksek olan bazı sembolik yardımları da kayda değerdir.

Yardım kolileri tasnif edilirken mektup sarılı bir oyuncak arabaya rastlanır. Mektupta şu satırlar yer almaktadır: “Merhaba, ben Düzce’deyim. Olanları duyunca çok korktuk. Umarım durumunuz iyidir. Sana bir oyuncak gönderdik. Bu arabayla oyna. Sakın üzülme. Birkaç ay önce babam kalp krizi geçirdi ve vefat etti. Ailenden kayıp varsa, seni çok iyi anlıyorum. Sakın üzülme, Allah’a dua et, biz arkandayız. Ben 10 yaşındayım, peki ya sen? Seni seviyorum. Bu notu unutma, Allah yanımızda, sakın korkma, seni seviyorum”.

7-8 yaşlarındaki Muhammed Rüzgâr ve arkadaşının, oyuncaklarını sokakta kurdukları bir tezgâhta satarak elde ettikleri paraları depremzedelere göndermelerini, kumbaralarını kırarak içinde biriktirdikleri paralarını, en sevdikleri oyuncaklarını, hiç görmedikleri depremzede arkadaşlarına yollayan çocukları da buraya eklemek gerekir.

Burada bahsini ettiğimiz birkaç çocuğun hissiyatı, onbinlerce çocuklarımızda da vardır. Bu hissiyatla oluşan manevi toplumsal bağların, maddi ölçütlerle ölçülmesi mümkün değildir.

İkincisi, maddi yardımlar ve toplumsal dayanışma örnekleri.

Bu tür dayanışmaların üç veçhesi mevcuttur.

(1) Her türlü ayni ve nakdi yardımlar. Bazı istisnalar hariç, toplumuzun hemen her kesimi, imkânları ölçüsünde, hatta bazı insanlarımız bütün imkânlarının ötesine geçerek yardımlarını yaptılar. Kimileri para, kimileri yiyecek, gıda ve diğer ihtiyaç malzemelerini seferberlik düzeyinde depremzedelere gönderdiler. Bazıları tırlar dolusu ihtiyaç malzemelerini, bazıları milyarlarca lira paraları gönül rahatlığı içinde depremzedelere gönderdiler.

Nümune olarak manevi değeri yüksek bazı yardım hikâyelerine yer vereceğim.

Yaşlı bir Anadolu anası, umreye gitmek için büyüttüğü danasını satarak parasını deprem bölgesine gönderdi.

Takriben 85-90 yaşlarında Amasyalı Sultan nine, gecekondu evindeki teneke sobasını sökerek depremzedelere gönderirken şunları söylüyor: “Sobamı gönderiyorum, isterseniz içine de odun doldurayım. Karaciğerim yavrularım; ne derseniz onu koyarım yavrularım; yorganınızı neyinizi koydum güle güle yatın yavrularım; yastığınızı da koydum yavrularım”.

Yaşlı bir nine, torununa: “Hatice Al kızım, bu yağı götür (muhtemelen evinde başka yağı yoktur), deprem olan yere götür. Onlar sefil olmasın. Al bu paramı da götür. Onlar orada aç sefil dururken ben bu parayı ne yapayım!

Depremde ailesinden 4 kişinin cenazesini defneden 35 yıllık gazeteci Mustafa Nuri Şirin, “Durma vakti değil. Deprem şehitlerimizin acısını içimizde yaşıyoruz, insanlara faydalı olabilmek için bir şeyler yapmanın gayreti içindeyiz. …Allah’ın yardımı ile (lokantacı arkadaşıyla) ilk gün 850, ikinci gün 1250 ve üçüncü gün 2500 kişiye ücretsiz sıcak yemek sunabilmenin mutluluğunu yaşadık. … Bizler çoluk çocuk, eş dost gönüllü olarak yoğun şekilde çalıştık. Yaklaşık bir hafta boyunca bu hizmeti sürdürmeyi planlıyoruz” dedi.

Adanalı bir amca yardım edecek parası olmadığı için depremzede çocuklara pamuk şekeri yapıp dağıttı.

Bunlar Anadolu’nun kalbi safi, gönlü zengin analarının, babalarının sergiledikleri her birisi başkalarının milyonlarca liralık yardımlarından çok daha anlamlı yardımlarıdır.

Büyük holdinglerden ziyade, bazıları ay sonunu zar zor getirebilen, bazen bir günlük ihtiyacını karşılamakta zorlanan maddi imkânları minimum düzeydeki insanların boğazlarından kısarak sergiledikleri fedakârlıkları, insanın insana olan inancını artırıyor.

Bu sembolik ve manevi değeri maksimum düzeyde olan yardımlara, zengin-fakir memur-esnaf, işçi-işveren, çiftçi-amele, şirket-bireysel kişiler tarafından yapılan gıda ve diğer zaruri ihtiyaçlarla, yüzmilyarlarca parasal yardımları da ilave etmek gerekir.

(2) Vatandaşların, bireysel olarak ya da kurumsal organizasyonlar kapsamında gönüllü olarak fiilen kurtarma çalışmalarına iştirak etmeleri. Onbinlerce vatandaşımız, uzman olmasa da bir kısmı yardımların dağıtımında ve organizasyonunda, bir kısmı arama kurtarma faaliyetlerinde canla başla çaba sarf ettiler. Bu organizasyonda yer alanlar, bu işleri hiçbir maddi menfaat hesabı gütmeksizin yapmaktadırlar. Dini inancı-siyasi düşüncesi ne olduğuna bakmaksızın insanlara yardım etmekten ve Allah’ın rızasını kazanmaktan başka amaçları olmayan bu tür gönüllü yardımların manevi değerinin ve toplumsal dayanışmaya katkılarının maddi ölçütlerle ölçülebilmesi mümkün değildir. Sahada çok bariz şekilde görünen gerçek, herkesin bir seferberlik anlayışıyla yaraları sarmaya çalıştığıdır. Öğretmenler, din görevlileri, sağlık ve belediye çalışanları, dernekler, vakıflar, askerler, polisler, jandarmalar, uzmanlar, güvenlik görevlileri, memurlar, işçiler, gönüllüler, sivil halk, kadınlar, erkekler, yaşlılar, gençler velhasıl-ı kelam milletimizin bütün kesimleri deprem yaralarını sarmaya çalışıyorlar.

(3) İnsanlarımızın gönüllü olarak depremzedelere evlerini açmaları, ev bulmalarında yardımcı olmaları. Bugün deprem bölgesi haricinde kalan illerde onbinlerce depremzede diğer kişilerin evlerinde misafir gibi değil, hanenin bir parçası gibi kalmaktadırlar. Ya da çoğu insanlarımız depremzedelere ev bulabilmek, evlerini donatmak için seferber olmaktadırlar.

İçişleri Bakanlığı tarafından, depremzedelerin barınma sorununun çözümüne katkı sağlamak için hayırseverlerin evlerini bedelsiz olarak ya da indirimli kira bedelleriyle ihtiyaç sahiplerinin kullanımına açabilecekleri Evim Yuvan Olsun kampanyası başlatıldı. Bu kampanya kapsamında ev tahsis etme imkânı olmayan vatandaşlar, sistem üzerinden nakdi bağışlar yoluyla depremzedelere barınma desteği verebileceklerdir.

Bazı Yabancı Kurtarma Ekiplerinin Milli Dayanışmamıza Yönelik Hayranlıkları

Bu güçlü milli ve manevi dayanışma, ekmeğini paylaşma ve misafirperverlik, özellikle yabancı kurtarma ekiplerinin büyük hayranlığını celp etmiştir.

İspanyol Kurtarma ekibinde yer alan Bomberos Girecan, şu Twitt’i paylaştı: “Bize ikram edilen kahvaltı ve tatlı parasını vermemize izin vermiyorlar. Bütün halk acil durum ekiplerine döndü. Unutmayalım ki asıl kahramanlar onlardır. Biz sadece sizin umudunuzuz”.

Yunanistan’da Türkiye’den dönen kurtarma ekibinde yer alan Dr. Sokratis Doukas, basın toplantısında şunları anlattı: “Hatay’a varır varmaz Türk yetkililerle bağlantı kurmaya çalışırken, küçük bir çocuk yanımıza geldi ve kaos ortasında bana bir paket bisküvi ikram etti”. Konuşurken kelimeler boğazında düğümlenen Doukas, gözyaşlarını tutmakta zorlandı.

Avusturya kurtarma ekibinde yer alan Laura Nusko, ülkesine dönerken şu sözleri paylaştı: “Beni en çok şaşırtan şey (depremzedelerde) gördüğümüz inanılmaz misafirperverlik ve minnettarlıktır. Böyle bir durumda bunu gösteriyor olmaları beni çok etkiledi”.

Bütün bunlar, iyilik yolunun yolcularındaki, diğer ülkelerden gelenler de dâhil herkes tarafından takdir edilen, toplumsal olarak sahip olduğumuz kardeşlik, hamiyet-i milliye, güçlü dayanışma, yardımlaşma ruhunu göstermektedir. Bu manevi bağlarla ortaya çıkan dayanışma ve bütünleşme ruhunun sağladığı manevi gücün maddi yollarla sağlanmasına imkân yoktur.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 18451 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
VAKİT, KİN VE HUSUMET DEĞİL, DUA VE VEFA VAKTİDİR
2/10/2023
BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE SAĞLANMASINA GEREK VARMI?
1/27/2023
6’LI MASANIN 6+1 FORMÜLÜ YÖNETİMDE NE KADAR İŞLEVSEL OLABİLİR?
1/12/2023
İMAMOĞLU, MENDERES VE ERDOĞAN’IN MAHKÛMİYETLERİ: HANGİSİ MAĞDUR?
12/25/2022
CHP GAYRI MİLLÎ BİR PARTİ MİDİR?
12/12/2022
SAHİPSİZ KÖPEKLERE BARINAK YAPMAYAN BELEDİYE BAŞKANLARININ GÖREVLERİNE SON VERİLMELİ
11/28/2022
PKK DİYE MÜSTAKİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ YOKTUR: “NOKTA”
11/17/2022
AB ÜYESİ ÜLKELERİN POLİTİKA ÜRETME YETERSİZLİĞİNİN AĞIR BEDELLERİ
11/8/2022
AİLENİN SAPKINLIK VE SALDIRILARA KARŞI KORUNMASI: 30 EKİM YÜRÜYÜŞÜ
10/28/2022
AVRUPA ADALET DİVANI: SEVSİNLER SİZİN ÇOĞULCULUK ANLAYIŞINIZI
10/16/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (6)
10/5/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (5)
9/25/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (4)
9/14/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (3)
9/4/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (2)
8/24/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (1)
8/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (5)
8/2/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (4)
7/23/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (3)
7/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (2)
7/3/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (1)
6/22/2022
AMERİKADA BİR CİNSEL SAPIK DAHA “VAHŞİCE” İDAM EDİLDİ(!?!?)
6/10/2022
II. ABDÜLHAMİD: MUTLAK İSTİBDADÇI, KIZIL SULTAN MI?
6/2/2022
EVLADLARINI BU VATAN UĞRUNA ŞEHİD VERENLER İÇİN EN ACI OLAN…
5/26/2022
DEMOKRATİK YOLLARLA DEMOKRASİYE GEÇİŞ: 14 MAYIS 1950
5/17/2022
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ KARARININ İPTALİ: YENİ BİR 367 VAKASI OLUR
5/7/2022
VAAAYYY BEEEE OSMAN KAVALA MELEKMİŞ(!?!?)
4/27/2022
PAÇALARI KANLA KİRLİ BİR ÜLKE “TÜRKİYENİN SİCİLİ BOZUK” DEMİŞ
4/20/2022
MANSUR SAVAŞ’IN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLME İHTİMALİ VAR MI?
4/12/2022
PAKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
4/5/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM: SİSTEMİN “FİŞ”LE CİHAZA BAĞLANMASI
3/27/2022
AYM’NİN MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİNİ KİTLEYEN KARARI
3/19/2022
UKRAYNA: BÜYÜKLER TEPİŞİR, OLAN KÜÇÜKLERE OLUR!
3/11/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMASI: BOOOOM
3/4/2022
TÜRKİYE’DE MUHALEFET NEDEN İKTİDAR OLAMIYOR?
2/25/2022
HDP AYM TARAFINDAN KAPATILMAZSA NE OLUR?
2/17/2022
İNSAN HAKLARI AVRUPA SINIRLARINDAN İÇERİ GİREMİYOR!!!
2/9/2022
DEMOKRASİ NEREDEN GEÇER; DİYARBAKIRDAN MI YOKSA…?
2/2/2022
İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
1/26/2022
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
ADNAN METİN 27 Şubat 2023 Pazartesi 12:40

YÜREĞİNİZE SAĞLIK SAYIN HOCAM BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ KOLAY GELSİN. SELAMÜNALEYKÜM.

Yorumu oyla      39      40  
Misafir 26 Şubat 2023 Pazar 18:17

bu sorumu isterseniz hiç yayınlamayın, isterseniz bir sonraki yazınızda yanıtlayın, her iki şekilde de yanıtımı almış olacağım Sayın Adnan Küçük. KIZILAY ELİNDEKİ STOK ÇADIRLARDAN AHBAP DERNEĞİNE PARAYLA ÇADIR SATMIŞ, SİZCE VİCDAN VE AHLÂKA UYGUN MUDUR? Saygılar bizden Sayın Adnan Küçük.

Yorumu oyla      39      39  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Club Brugge
İstanbul
TCMB
sınav stresi
bodrum
uefa
Ersun Yanal
Edward Snowden
Alkol