Sudan, Türkiye açısından hem jeopolitik hem de ekonomik hem de kültürel-tarihi açılardan önemli bir ülkedir. Sudan'ın Türkiye açısından önemini incelerken özellikle beş başlık öne çıkmaktadır.
1. Jeopolitik ve Stratejik Önem 2. Ekonomik ve Ticari Potansiyel 3. Tarihi ve Kültürel Bağlar 4. Diplomatik ve Politik İlişkiler 5. Güvenlik ve Savunma İş birliği. Bu beş başlığa kısaca bakalım ve Sudan'ın önemini anlayalım.
1. Stratejik ve jeopolitik önemi.
Kızıldeniz’e kıyısı olan Sudan, Türkiye’nin Afrika Boynuzu ve Orta Doğu’ya açılımında stratejik bir konuma sahiptir. Türkiye, Kızıldeniz üzerinden Afrika ve Arap dünyasına ulaşımda Sudan’ı önemli bir köprü olarak görür. Özellikle Sevakin Adası üzerinden 2017’de imzaladığımız anlaşma, Türkiye’nin bu bölgede deniz ticareti ve lojistik varlığını güçlendirme hedefinin bir göstergesidir. Sudan, Mısır, Etiyopya, Güney Sudan, Eritre ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerle komşudur; bu da onu Doğu Afrika’da bir merkez ülke konumuna getirir.
2. Ekonomik ve ticari potansiyeli.
Sudan, zengin doğal kaynaklara (Altın, Petrol, Tarım arazileri ve Su kaynaklarına) sahiptir. Türkiye, Sudan'ı Afrika'daki yatırımlar ve tarım projeleri açısından önemli bir ortak görür. 2000'lerden bu yana iki dost ve Müslüman kardeş ülke arasında ticaret hacmi tarım, inşaat ve savunma sanayii alanlarında güvene dayalı iş birliği hızla ilerlemekte ve gelişmektedir. Türk müteahhitlik firmalarımız Sudan'da altyapı, konut ve sanayii tesisleri inşalarını hızlandırmıştır.
3. Tarihi ve kültürel bağlar.
Osmanlı dönemlerinde Sudan, Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgedeki idari bir noktası olmuştur. Bu tarihi bağlar iki ülke arasında kültürel yakınlık ve toplumlarında aynı zamanda sempatisine ve birbirlerini sevmesine vesile olmuştur. Türkiye Sudan'da eğitim sağlık ve kültürel alanlarda geniş iş birliği ve buna bağlı projeleri hız kesmeden yürütmekte, TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü vasıtasıyla insani yardımlar ve kalkınma destekleri sağlamakta ve bu devam ettirmektedir.
4. Diplomatik ve Politik İlişkiler.
Türkiye, Sudan'ı Afrika politikası içinde öncelikli ülkeler sırasında ilk planda tutar. Buna karşılıkta Sudan Türkiye'yi Batı dışı alternatif bir kalkınma modeli ve aynı zamanda en güvenilir müttefik ve ortak olarak görür. İki ülke arasında karşılıklı ziyaretler özellikle (Cb. Erdoğan ve El-Beşir) dönemlerinde siyasi düzey ve kardeşlik hukuku açısından derinlik kazanmıştır.
5. Güvenlik ve Savunma İş birliği.
Türkiye ve Sudan arasında askeri eğitim ve savunma sanayii iş birliği ve istihbarat paylaşımı anlaşmaları yapılmıştır. Türkiye Sudan'ı Afrika'da istikrar ve terörle mücadele konularında ciddi bir ortak olarak görür.
Özetle diyecek olursak Sudan Türkiye'nin Afrika'daki önemli stratejik ortaklarından biridir. Türkiye açısından Sudan; Kızıldeniz'e açılan kapı, zengin kaynaklara sahip bir yatırım alanı ve tarihi -kültürel bağlarla birbirine kardeşlik ve dostlukları bağlı iki dost ülkedir.
Zaten Batı ve Küresel emperyalist çete haydut sözde devletlerin Türkiye'ye dönük şiddetli hazımsızlıkları ve saldırganlıklarının ana sebebi Türkiye’nin Afrika kıtasındaki stratejik ve politik olarak yaptığı doğru hamlelerin bazı Batı ve Küresel Çete Haydut sözde devletlerin, Afrika kıtasındaki kirli plan üzeri kurdukları sömürü düzenlerini tehdit etmesi hatta o düzenlerinin yıkılmasının verdiği rahatsızlıktandır. Son günlerde küresel çete olan soykırımcı bazı BATI sözde devletleri ve ABD, BAE, İSRAİL terör örgütlerinin, Sudan'da besleyip destek verdikleri RSF adlı terör örgütü ile Sudan'da soykırım yapmakta. Bu soykırımın başlıca sebeplerine bir madde daha ekleyecek olursak şunu rahatlıkla yazabiliriz. Oda şudur. Türkiye'nin bölgedeki artan nüfuzu, gücü ve bölgeyi sahiplenmesidir. Çünkü Türkiye'nin bu bölgedeki artan nüfuzu ve gücü BATI başta olmak üzere, ABD, BAE, İSRAİL adlı terör örgütlerinin bölgedeki kirli planları ve kurdukları kirli düzeni bitirme noktasına getirmekte. Bu onlar için beklenen bir SON ‘dur. O yüzden Sudan ve Afrika kıtası Türkiye için bir yeniden varoluş ve diriliş aynı zamanda yeniden Allah'ın yeryüzündeki mazluma umut, zalime kılıç olma ve zalimin boynuna kılıç vurma hikayesinin başlangıcıdır.
Yani kısaca Sudan, Türkiye için su'dan bir mesele değildir.
Mesele bizzat bizim öz meselemizdir...