Buna ilham denilirse de nereden geldiği üzerine gereğince düşünülmelidir. Şeytani ya da Rahmani...?
BİR AY ÖNCE : Konfor kavramının kapitalizm iksirinde tadına bakan modern insan, ısınmak için kalorifere, klimaya ya da elektrikli ısıtıcılara meyletti. Oysa soba ya da şömine ateşi ile ısınanlar ( Ki, tüm metotlar sosyal ve ekonomik durumlarında belirtecidir ) farklı bir zevki tadarlar. Çıplak gözle ateşi izlemek şeytanını mest ettiği insanı da bilinçaltında arındırır. Velhasıl bir ay önce Erzincan köy evinde soba yakmak yolunda çeşitli güçlükleri aşarak odunları alevlendirdim. Gecesinde; sobanın odun partiküllerinden ses çıkardığı esnada yorgan altında yatarken başlıktaki tarih dile geldi..., Ne olacak sorusunun cevabı yoktu. Bilmediğimi ifade ettim...!
SONRASI YA DA EN BAŞI :
İKİNCİ PAPİRÜS : İşte...! Herkesi yargılamak ve günahkarları yok etmek için on bin aziziyle geliyor. Tüm insanların adaletsizlikleriyle yaptıkları tüm işler ve günahkarların O'nun hakkında söylediklerinin hesabını sormak için... ( Adem'den sonra altıncı kuşaktan
Hanok ; " İşte Rab, herkesi yargılamak üzere on binlerce kutsalıyla geliyor. Tanrı yoluna aykırı, Tanrı inkarında yapılan tüm işlerden ve Tanrısız günahkarların kendisine karşı sarfettiği tüm ağır sözlerden ötürü Rab; bütün insanlığa suçlarını gösterecektir. " Yahuda 1-14 )
KIRKDOKUZUNCU PAPİRÜS: O günlerde ulular ve seçilmiş olanlar değişecek. Günün ışığı üzerlerine doğacak. İhtişam ve onur onlara geri dönecek. Felaket gününde Şeytan, günahkarlarla toplanmış olacak ama Ruhların Tanrısının adıyla adalet muzaffer olacak. Tövbe edip yaptıklarından dönsünler diye bu durum diğerlerine gösterilecek. Ruhların Tanrısının önünde onların hiçbir onuru kalmayacak. Ama onun adıyla kurtarılacaklar ve Ruhların Tanrısı onlara merhamet gösterecek. Çünkü O'nun merhameti büyüktür. Ve o ; yargılamasında da doğrudur. O'nun ihtişamının önünde adaletsizlik kendini sürdüremez. Tövbe etmeyenler onun önünde yok olacaktır...! Ve...; Artık onlara merhamet etmeyeceğim der, Ruhların Tanrısı...!
Kabala geleneği Tevrat üzerinden, Ebcet ise Kuran üzerinden harflerin sayısal değerleri yoluyla hesaplar yapma gafletine düşüp kader ve ötesine yol almak istediler. İbnü'l Arabi her iki metodu öğrenip, bunun bir ilim olduğunu da son dönemlerinde iddia etmiştir. Aradan geçen yüz yıllar sonra Reşad halife adlı İngiliz ajanı, 19 sayısının Kuran'ın temel kodlaması olduğunda ısrar etmiştir. Hatta sayı denklemde hata göstermesin diye bir ayeti de kafasına göre silebilmiştir. Velhasıl kelam ; Tüm kutsal metinlere ilişkin, bu düzeyde aritmetik, kodlama ya da geometrik bakma biçimi, anlatının anlamından kaçabilmenin farklı bir metodudur da denilebilir. Ancak dünyaya Hz. İdris, diğer adlarıyla Hanok- Enok vasıtasıyla indirdiği kelimeler iki bin yıl boyunca saklı tutulmuştur denilebilir. ( Bir soru olsa son cümle, cevap Roma Katolik kilisesindedir.) Diğer yandan Gayb bilgisi Rab katındadır. Dilerse Salih kullarına iletebilir cümlesi fıkhi alandadır. Bu kimselerin Evliya ya da Müslüman olması gerekmesi durumundan da bahsedilmez. Nostradamus ya da Baba Vanga örneklerindeki gibi... Başlıkla seçtiğim papirüslerin bağlantısı biraz da sufli ilimlerle bağlantılıdır.