![]() |
Talat Atilla Vatandaşa ateş ediyorsunuz, etmeyin! Kürt kimliği Kürt siyasetçilerin değil, Türk liderlerin eseri! |
![]() |
Cengiz Altınsoy Gaz bulduysak seçim kapıda demektir |
![]() |
Adnan Küçük SİYONİST İSRAİL’İN MASUM BEBEKLERE YÖNELİK SOYKIRIMI |
![]() |
Tuğba AYAN Hoş geldin Hıdrellez |
![]() |
Melike Topuk Farabi’den Kanatlar Takıyorsun |
![]() |
Zahide Guliyeva ANNELİK NEDİR BİLİYOR MUSUN? |
![]() |
Derya Çöl Muğlak Ahlâkta Direnen Anlak |
![]() |
Seyhan Korkmaz İNTİKAMIN YAN ETKİSİ |
![]() |
Kıvılcım Kalay KİLİM |
![]() |
Canan Sezgin İŞTE BU BİZİM HEDİYEMİZ! |
![]() |
Tuğrul Sarıtaş Gecekondu masalı |
![]() |
Tekin Öget PKK'NIN FESİH KARARI |
![]() |
Esra Süntar PAYİDAR İDEOLOJİSİ |
![]() |
M. Kürşat Türker Bazen rakamlar veya harfler sıralanarak gelir |
![]() |
Ersan Yıldız Volkan abi |
![]() |
Haktan Kerem Ural SİYASİ HEYELAN |
Çoğumuz siyasetin akışını anlayamıyoruz. Çünkü siyasetçiler de çoğu zaman neyi, neden yaptıklarını bilmiyorlar.
Mesela rahmetli Ecevit...
ABD’nin Abdullah Öcalan’ı neden teslim ettiğini soran gazeteciye "Ben de Öcalan'ı neden verdiklerini anlamadım!” yanıtını arşivlerden bulabilirsiniz.
Ne tuhaf bir yanıt değil mi?
Devlet mekanizması elinde olan koskoca Başbakan'ın bil(e)mediği sorunun yanıtını biz sıradan fanilerin hala bulamaması haliyle acayip normal.
Bu yüzden Türkiye'de gazeteciler dahil farklı meslek gruplarının siyaseti okuma kapasitesi çoğunlukla sınırlı olmuştur.
Siz de çok kafa patlatmayın yani...
* * *
Biz görünür gerçekliği anlamaya çalışalım...
Devlet yine devrede...
Devlet aklı, MHP Lideri, belki Cumhurbaşkanı Erdoğan, ya da hepsi birden "Terörsüz Türkiye" sürecini bir şekilde başlattı.
Tabi bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürtlerin pozisyonunu devlet televizyonu dahil bir çok iyileştirmeyle tahkim etmesinin arka planda besleyici olduğunu da hatırlatalım.
Bazı ezberlerin bozulması gerekiyor.
Sürece itiraz edenlerin de, destek verenlerin de argümanlarının kabul edilecek ya da edilmeyecek yanları var ama...
Yakın tarihsel hafızaya göz atmazsak, bugün önümüzde duran probleme şaşı bakabiliriz.
O hafızada Kürt kimliğini inşaa edenlerin aslında Türk siyasetçiler ve derin devlet olarak adlandırılan kesimlerin olduğu ısrarla görmezden geliniyor.
* * *
Size çok minik bir tarih resitali vereyim.
Turgut Özal: "Federasyon tartışılabilir"
Süleyman Demirel: "Kürt realitesini tanıyorum"
Mesut Yılmaz: "Avrupa’nın yolu Diyarbakır’dan geçer"
Tansu Çiller: "Kürt sorununa Bask modeli" diye gümbür gümbür ekranlardan seslenmediler mi?
Arşivler orada duruyor.
Tüm bunlardan önce devletin içine NATO'dan sızmış unsurlar Diyarbakır Hapishanesi'nde yatan Kürt mahkumlara insan dışkısı yedirmediler mi?
Ve o hapishane kadrosu PKK'nın ana omurgasını oluşturmadı mı?
Türk ve Kürtleri kardeş kavgasına iten asıl sosyoloji burada tezgahlandı.
Terör tarihine bakarken, PKK'yı vahşi bir terör örgütü haline getiren süreçlerin mimarları gözden kaçmamalı...
* * *
Kaderci yanım baskın olduğu için kişisel anksiyetelerim pek yoktur.
"Olacak olan olur" diye bakarım.
Toplumsal en büyük anksiyetem Türkiye'nin bölünme ihtimali olmuştur. Böyle bir durumun bu topraklarda yaşayan herkes için cehennemin kapılarını açabileceğinden endişe duydum.
Bu endişem halen azalmış değil.
Demirel'den Özal'a...
Mesut Yılmaz'dan Çiller'e uzanan seçim kazanma refleksinin günümüze bıraktığı soyolojik izleri unutarak bugünü yorumlamanın eksik bir fotoğraf çıkartacağını düşünüyorum.
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Bahçeli, Tuncer Bakırhan, muhalefet liderleri dahil sorumlu herkesin dikkatli, adil ve sakinlikle...
Anksiyetimizi azdırmadan...
Ülkemizi dağıtmadan...
Siyaset parantezinde bizleri boğmadan ilerlemesi tarihsel sorumluklarıdır.
Aksi halde cehennem kapıları bizi bekliyor olabilir!
İKTİDAR VE MUHALEFET VATANDAŞA ATEŞ EDİYOR!
İktidar ve muhalefet partileri birbirlerine yaylım ateşi açmakla o kadar meşguller ki, vatandaşı unuttular...
İktidardan önce CHP'ye bakalım...
CHP yöneticilerine bir kaç sorum olacak...
Elbette partinize mensup ve gölge lideriniz olan İmamoğlu’nu savunacaksınız.
Elbette hapiste olan partilinizi yalnız bırakmayacaksınız.
İyi de iki şeyi aynı anda yapamıyor musunuz?
* * *
Hem savunun, hem de özeleştiri yapın.
Bir insan kendine dahi kefil olamazken, nasıl bu kadar kayıtsız şartsız bir kefillik ortaya koyulabilir böyle?
Davanın siyasi ayağı yok demiyorum ama hukuki yani gerçekten hiç mi yok?
İmamoğlu ve ekibinin hiç mi yaptığı yanlışlar yok!
Koskoca CHP, her şeye "bu bir siyasi operasyon" diyerek mi savunma yapacak?
Para, kasa, itirafçılar her şey mi yalan?
Evet, iktidar tüm unsurları ile CHP'ye karşı bir taarruz halinde ama partinin kaderini sadece "ne çıkarsa çıksın, umrumuzda değil" diye mi savunacaksınız sahiden?
* * *
Evet, iktidar belediyelerinin bir bölümünde de yolsuzluk var.
Evet, iktidar bu yolsuzlukların üzerine sizin üzerinize gittiği gibi gitmiyor.
Evet, güç sahibi hiç kimse masum değildir.
Bunların hepsine tamam da...
Sizin de iktidar gibi hiç bir özeleştiriniz yok arkadaş?
Türkiye’nin İmamoğlu dışında hiç mi gündemi yok ta sadece İmamoğlu savunması yapıyorsunuz?
O halde farkınız ne?
Farkınız yoksa seçmen iktidarı neden değiştirsin?
* * *
Gelelim iktidara...
İktidarda her yer güç adacıklarıyla dolu.
Her kritik yetkilinin arkasında bir büyük siyasetçi var.
Çıkarılan yasaların halk nezdinde nasıl bir etki meydana getirdiğini ölçen bir dinamik yok.
Mesela son trafik cezaları.
Resmen sürücüye "arabanı bırak git" diyecek kadar ağır...
Bir devlet; "534 bin kişiye ceza yazdık" diye övünür mü?
"534 bin kişiyi rehabilite ettik. Kurs verdik" diyebilirsin. Bununla övünebilirsin ama... "534 bin kişinin hakkından geldik" yanlış bir siyaset pratiği...
O ceza yazılan 534 bin kişiye ehliyet verenlerin hakkından geldik desen...
Belki bu anlaşılabilirdi...
Taksiler çatır çatır zam yapıyor.
Marketler hafta bir kafasına göre zam yapıyor.
Peki, nerede bu devlet otoritesi?
* * *
İktidarın tepe yöneticilerinin büyük bölümü de sokaktaki vatandaştan kopuk.
Nihat Zeybekçi mesela...
Kavgada söylenmeyecek kelimeleri bir bardak su içer gibi söylüyor.
Şu sözlere bakın lütfen;
"Asgari ücret 22 bin TL değil 52 bin TL olsaydı, kiralar 5 bin TL'den 15 bin TL'ye çıkardı.'
Neresini düzelteceksiniz bu sözlerin.
5 bin liraya kira mı kaldı?
İktidar olan sizsiniz...
Ev sahipleri ya da kiracılar değil.
* * *
Ya il, ilçe teşkilatları?
Büyük bölümü erkenden binaları kapatıp gidiyorlar. Bakkal, manav dükkanları bile daha geç kapanıyorlar. Çoğu yetkili yaşam standartlarını daha nasıl yükseltebilirim diye kafa yoruyor.
Nasılsa "Erdoğan şapkadan tavşan çıkarır" diye, tüm yükü Cumhurbaşkanı'na yükleyip EYT'den erken emekliye ayrılan memur gibiler.
İktidar dua etsin de bir erken seçim olmasın.
Muhalefet de iktidar da vatandaşa ateş ediyor, etmeyin!
Vatandaşın yarası içinde saramıyor!
* * *
VESSELAM; İnsan en çok kendine uzaktır. - Friedrich Nietzsche
TALAT ATİLLA'YI X'TE TAKİP ET!
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
Bu yazı 17340 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |