300 genci Suruç’ta toplayan HDP gerçekten Kobani’ye yardım etmek mi istiyordu yoksa gençlerin ölümleri üzerinden kanlı bir şov mu planlamıştı?
300 kişiyi Suruç’ta toplamanın organizasyon maliyeti, toplanan oyuncakların maliyetinden onlarca kat daha fazla. Maksat gerçekten yardım olsaydı, Suruç’taki ŞOV için harcanan otobüs, konaklama ve yemek için harcanan paraları Kobani’ye yardımda kullanmak daha uygundu. Neden bu kanlı ŞOV’a daha fazla önem verildi?
Sınırın Suriye tarafına geçmenin yasak olduğunu bildiği halde HDP bu gençleri neden korkunç kanlı bir maceraya sürükledi?
Bu gençler yasağa rağmen bir şekilde Kobani’ye geçse ve IŞİD saldırısı ile bunların tamamı orada katledilse idi, HDP bunun hesabını nasıl verecekti?
Olaydan bir gün önce Suruç kaymakamı Abdullah Çiftçi’nin, HDP Suruç ilçe başkanı Suphi Koçyiğit’e, gençlerin güvenlik tedbirini alma teklifine, HDP ve BDP yetkilileri neden karşı çıktılar. Eylem alanına polis gelmesine neden engel oldular?
HDP, devletin “emniyet tedbiri” almasına karşı çıktığı halde, devleti neden katil ve sorumlu olarak suçladı?
Patlama olur olmaz HDP saldırıyı yapanın IŞİD olduğunu ilan etti. Saldırıyı yapan kişiyle ilgili bulgular IŞİD’i işaret ediyor. HDP bu saldırıyı IŞİD’in yaptığını anında nasıl bildi?
HDP’nin, 5 Haziran Diyarbakır mitinginde patlama olmuş, 4 kişi ölmüş 200’den fazla insan yaralanmıştı. Selahattin Demirtaş, bu bombalamayı IŞİD’in yaptığını söylemişti. Jandarmaya teslim olan PKK’lı itirafçı BD, bu Diyarbakır bombalamasını PKK’nın yaptığını isimleriyle ve detaylarıyla anlattı. PKK’nın 20 Temmuz'dan itibaren ses getirecek eylemler yapma kararı aldığını da anlattı. Bomba patlayıp basına yansıdıktan sonra Rojin isimli PKK’lının zıplayarak sevindiğini, "Seçimler artık garanti, bizim işimiz kolaylaştı" dediğini anlattı. Eski Türkiye’nin kanlı güvercini Selahattin Demirtaş buna nasıl bir cevap vermeyi düşünüyor?
Suruç saldırısını yapan Abdurrahman Alagöz’ün Diyarbakır bombasını patlatanla ilişkili olduğu ortaya çıktı. Diyarbakır’da kendi taraftarı 4 insanın öldürülmesi, 200’den fazla insanın yaralanmasına neden olan PKK-HDP zihniyeti Suruç saldırısını da tertiplemiş olamaz mı?
Eğer böyle değilse; 20 Temmuz’a kadar Sosyalist gençlerin eylemi için her türlü organizasyona destek olan eylem için kaymakamla görüşen ve pazarlık yapan HDP’nin yerel yetkililerinden hiç birisi patlama sırasında neden orada yoktu?
Amara Kültür Merkezi’ndeki 2 güvenlik kamerasının patlama anında çalışmadığı skandalı ortaya çıktı. BDP’li Suruç Belediyesi kamera sisteminin arızalı olduğunu söylemişti. Daha sonra kameraların arızalı olmadığı, bilinçli olarak devre dışı bırakıldığı anlaşıldı. Kameraları hangi maksatla kapattığınızı ve saldırıyı neden kararttığınızı anlatabilecek misiniz?
Patlamada ölen gençleri, ailelerine verme konusunda neden zorluk çıkardınız? Gençlerin hem dirisini hem de ölüsünü adice istismar etmekten utanmıyor musunuz?
Kanlı güvercin Selahattin Demirtaş, geçen yıl ayaklanma çağrısı yapmış ve Kobani bahanesiyle 50’den fazla Müslüman Kürdü katlettirmişti. Demirtaş Suruç bahanesiyle 20 Temmuz’da yine silahlanma çağrısı yaptı. Bu çağrı sonrası 1 asker, 3 polis ve sakallı olduğu için 2 vatandaş alçakça katledildi. 2 polis PKK ile çatışmada değil, gece yarısı evlerinde uyurlarken, bir polis de sahte bir trafik kazası ihbarı üzerine çağrılarak şehit edildiler. Bir polis de yoğun bakımda.. Kilis’in Suriye tarafından açılan ateşle bir astsubay şehit edildi, bir uzman çavuş da yaralandı. Vicdanı demirleşmiş, kömürleşmiş Selahattin Demirtaş bunların hesabını nasıl verecek?
Doğu Güneydoğu’da erkekler, PKK-HDP korkusundan dolayı sakal uzatamaz, dindar kadınlar çarşaf giyemez hale geldiler. HDP bölgeyi Kuzey Kore’den daha korkunç hale getirdi. Bu mudur HDP’nin demokrasi, barış ve özgürlük vaadi? HDP’ye % 13 oy verenler bunun için mi oy verdiler?
HDP ve Demirtaş’ı seçim öncesi “barış güvercini” ilan edip kadın-erkek kapı kapı dolaşarak bu Marksist partiye oy devşiren, Ak Parti düşmanlığını İslam düşmanlığına ulaştırmış paralel abiler-ablalar, bu yaptıklarının hesabını mahşerde nasıl verebileceklerini de hesap ediyorlar mı?
Tayyip Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığı ile yayınlarını PKK-HDP bültenine çevirmiş olan Doğan Grubu ve Cumhuriyet, Paralel medyanın, PKK-HDP’nin bu yaptıkları karşısında yüzleri kızarıyor mu acaba?
HDP Eş genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 19 Temmuz’da HDP’nin sırtını PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’ye dayadığını övünerek söylemişti. Sırtını övünerek bir terör örgütüne dayadığını söyleyenlerin başkalarını terör örgütlerini desteklemekle suçlaması komikliğin ötesinde abukluk değil midir?
Doğu-Güneydoğu’da polis ve asker lojmanlarında oturanların büyük çoğunluğu 7 Haziran seçimlerinde inanılmaz oranda HDP’ye oy vermişlerdi. Bu askerler ve bu polisler, öfkeyle verdikleri oyların nelere yol açtığının acaba şimdi farkına varmışlar mıdır?
Abdullah Öcalan, çözüm olmadığını gördüğü için “terörü” terk edip “barış”ı tercih ettiği için Selahattin Demirtaş, PKK’nın yeni “kanlı lideri” olmak mı istiyor?
Abdullah Öcalan silah bırakın talimatı verince PKK bunu dikkate almıyor. Ama Selahattin Demirtaş 20 Temmuz’da silahlanma çağrısı yapınca, ardı ardına silahlar patlıyor ve polisler, askerler, PKK tarafından şehit edilmeye başlanıyor? Demirtaş bu alçaklığı izah edebilecek mi?
Biliyoruz; bu sorulara siz cevap veremezsiniz. Ama şunu unutmayın bunların hepsinin cevapları tek tek verilecek. Artık sabır taşı çatladı..