E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Alper Tan

Türkiye İçin Riskler ve Fırsatlar Yılı
7 Ocak 2015 Çarşamba

Bir Afrika atasözünde şöyle deniliyor. “Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları yer. İnsanlara karşı davranışlarına dikkat et. Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar veriyor.”
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, geçen ay Çin Genelkurmayı ile yaptığı toplantıda ordunun bütün birimlerine "Her an savaşa girebilecekmiş gibi hazır olun" talimatı verdi.  Bu talimatın son dönemde Rusya-Çin yakınlaşmasının ardından gelmesi dikkat çekti. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Ukrayna nedeniyle içine düştüğü siyasi belirsizlik ve bunalım nedeniyle muhtemel bir ekonomik krize karşı Rusya'yı destekleyeceklerini kısa süre önce açıklamıştı.
Başkan Şi, geçen ayın son haftası ordunun 15 üst düzey komutanı ile önemli bir toplantı yaptı ve savaş hazırlığı için emir verdi. Başkan Şi'nin daha önce de benzer talimatları olmuştu. Ama bu sefer iş ciddi görünüyor. Savaş hazırlığı emri, Pekin'in Washington'a karşı Moskova'yla yakınlaştığı bir döneme denk gelmesi çok önemli. Özellikle ordunun sıcak savaş birimlerinin hazırlıkları yoğunlaştırmasının istendiği bu gelişmede, muhtemel hedefler arasında Hindistan da sayılıyor.

Çin silahlı kuvvetleri PLA 2 milyon 285 bin mevcudu ile dünyanın en güçlü değil ama en kalabalık ordusu. Çin ordusuna mühimmat tedariki konusunda ise Rusya ayrıcalıklı bir yere sahip. Son zamanlarda Çin ve Rusya arasında doğalgazdan silah satışına çok sayıda önemli anlaşma imzalandı. Çin ve Rusya’nın 1996’da kurulan Şangay İşbirliği Örgütü’nün en büyük iki üyesi olduklarını da unutmamak gerekir.
“Bize ne bunlardan” diye düşünenler olabilir. Bu gelişmelere karşı kesinlikle “Bize ne” deme lüksümüz yok. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel geçen Kasım ayında istifasından birkaç gün evvel “Dünya, şu an hiç olmadığı kadar tehlikeli. Gözlerimizin önünde yeni bir dünya düzeninin belirlendiğini görüyoruz. Bunun tam ortasında yer alıyoruz. Bunun gibi bir şeyi daha önce hiç görmedik” demişti. ABD’nin eski Ankara büyükelçisi Robert Pearson ise yine o günlerde halkların fark etmediği, geri plandaki derin krizi deşifre ediyordu. “ABD ile Türkiye arasında son 40 yılın en derin krizi yaşanıyor” cümlesi Robert Pearson’a ait.
İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş döneminde kurulan küresel dengeler iyice bozuldu. Bu dönemde oluşan geleneksel ittifaklar, geleneksel ilişkiler, dostluklar-düşmanlıklar artık geçerliliğini koruyamıyor.
Yeni bir dünya düzeninin kurulması aşamasındayız. Ezberler bozuluyor, teamüller değişiyor. Şaşırtıcı ittifaklar, beklenmeyen çatışmalar yaşanabilir. Önümüzdeki süreçte olacak muhtemel gelişmeleri modern çağın veya soğuk savaş döneminin düşünce kalıpları ile anlamakta zorlanabiliriz.
AB ve ABD, Türkiye’yi “öteki” veya “düşman” olarak görmeye devam ediyor. İslam karşıtı hareketler Batı’da yeniden alevlenmeye başladı. Batıda Türkiye ve Müslümanlara karşı bazen açık ama daha çok örtülü bir düşmanlık derin biçimde sürüyor ve artıyor. Şu anda net konuşmak zor ve henüz erken ama; ilerleyen süreçte ortaya çıkacak şartlar Türkiye’nin de Rusya-Çin bloku içinde konuşlanmasını getirebilir.
Gelişen şartlar dünyayı yeniden bir bloklaşmaya zorluyor. Bloklaşma daha çok din ve inanç eksenli görünüyor. Ama Çin-Rusya-Türkiye’nin aynı blokta yer alması, İslam dünyasını da bu bloka yakınlaştıracağı için farklı bir kutuplaşma da olabilir. Çünkü mevcut şartlarda AB ve ABD’nin müşterek hareket edeceği anlaşılıyor. Bu durum onların geleneksel reflekslerine de son derece uygun. O takdirde buna kabaca Doğu-Batı blokları olarak da bakılabilir.
Eğer Çin-Rusya ve Türkiye aynı blokta yer alacak olurlarsa kendi coğrafyalarındaki krizlerin çözümünde son derece kolaylaştırıcı bir süreç yaşanabilir.
Türkiye-Rusya ittifakı, Suriye, Karabağ, Kırım, Abhazya, Çeçenistan ve Ukrayna gibi sorunların çözümünü çok hızlandırabilir. Bu durum hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı rahatlatır. Asya’daki Türk Cumhuriyetleri de çözüm ortağı olacakları için “kazan kazan” formülü bütün taraflara avantaj sağlayabilir. Türkiye-Çin ittifakı ise Doğu Türkistan ve Çin Müslümanlarının meselelerine çare olabilir. Çin’le ortak çözümler üretilebilirse Çin de Hong Kong ve Hindistan konularında elini güçlendirebilir.
Tabi bu şartlarda İran’ın nasıl davranacağına, AB ve ABD’nin bu gelişmelere engel olmak için nelere müracaat edeceğine bakmak gerekiyor. Yukardaki muhtemel gelişmeler gerçeklik kazanmaya başlarsa Batı bloku da Doğu’daki aktörlere daha cazip şartlar sunabilir. Bu da kartların yeniden dağıtılması demektir.
Bu yazılanlar sadece bir senaryodan ibaret. Henüz böyle bir gelişme yok. Ama bunun gerçekleşebileceğine dair işaretler var. Hadiselere kendi açımızdan bakacak olursak, Türkiye ve İslam dünyasının ortak hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin İslam ülkeleri ile ittifakı “olmaza olmaz”ımız görülüyor. Bu, hayati derecede önemlidir. Ama denklemin geri kalan kısımları değişebilir.
O nedenle Türkiye ve İslam dünyasının güçlü bir şekilde temsili ve dünya siyasetine mührünü vurabilmesi için nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair hepimiz kafa yormalıyız.
Descartes “Akıllı olmak bir şey değil. Mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır” diye hatırlatır. Dünya dengeleri yeniden kuruluyor. Küresel denklem değişiyor. Bu büyük bir fırsattır. Bu değişimi kaçırmamak ve şansımızı heba etmemek için medyamızın, siyasetçilerimizin, üniversitelerimizin ve münevverlerin buna kafa yormaları gerekiyor.
Millet olarak özgüvene ve daha fazla cesarete ihtiyacımız var. Goethe’nin dediği gibi“Mal kaybeden, bir şey kaybetmiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir.” James B. Conont ise“Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor” der. Yakın tarihin komplekslerinden kurtulup özgüven kazanırsak, küçük hesaplara, kısır polemiklere ve günübirlik olaylara vakit ayırmak yerine büyük geleceğe kafa yorarsak inanıyoruz ki çok kazançlı çıkarız.
Bu hususta çok umutluyuz ve çok şanslıyız. Bu vesileyle umutsuzları cesaretlendirici tarihi ve yol gösterici bazı sözleri hatırlatmak isteriz. E. Raux der ki “Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan da zevk almazlar.” Andre Tardieu“Herkes dünyanın düzene girmesini ister. Fakat çabayı komşusundan bekler.” Son cümle ise Jean Jacques Rousseau’dan “Zor iş, zamanında yapmamız gereken fakat yapmadığımız kolay işlerin birikmesiyle meydana gelir.”
AB ve ABD’nin birlikteliği/ortaklığı, Rusya ve Çin’in de adım adım ortaklığını zorluyor.. Tüm bu hızlı gelişmeler yaşanırken, 1.7 milyar nüfusa ulaşan İslam dünyasının boş duracağını veya edilgen kalacağını kimse beklemesin. Önümüzdeki 3-5 yıl içinde İslam dünyasını, siyasi, askeri, ekonomik alanlarda aynı merkezden hareket eden, tek bir yapı ve tek bayrak altında görürseniz hiç şaşırmayın.. 2020’lere doğru bunları görüp yaşayacağız.. Bu konuda şahsen ben çok umutluyum.. İnananların umutlu olmaları için çok sebep ve emareler var.. Bizden söylemesi!..

ALPER TAN'IN ÖNCEKİ YAZISI: Charles'la Ramazan'ın Hikayesi ve Yılbaşı Kutlaması

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 19134 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Charles'la Ramazan'ın Hikayesi ve Yılbaşı Kutlaması
12/31/2014
Rusya-Türkiye İttifakı ve Yeni Senaryolar
12/23/2014
Batıya Güvenme Ülkene Güven
12/16/2014
İşgalcinin Dili Zorunlu Osmanlıca Sakıncalı
12/12/2014
Haşim Kılıç Baraj İçin Ne Yapar?
12/4/2014
Hristiyanlar Birleşiyor Müslümanlar Ne Yapıyor?
12/3/2014
Haçlı Terörüne Kim Dur Diyecek?
11/17/2014
İsrail'in İçerideki Sözcüleri
11/12/2014
Atamızın Çiftliğini Nasıl Yağmaladılar?
11/10/2014
Kanlı Hançer
11/3/2014
Kürt Baası İktidar Olursa
10/22/2014
Berkin'i idol yapanlar Yasin, Hasan, Hüseyin için neredesiniz?
10/21/2014
Kürtleri Batı'ya ve İsrail'e Maşa Yapamazsınız!
10/10/2014
Bölgede 100 Milyon Rehinemiz Daha Var!
9/23/2014
Söz Dinleyen Türkiye'den Sözü Dinlenen Türkiye'ye!
9/1/2014
IŞİD Katilse ABD ve İsrail Nedir?
8/26/2014
Bedduamız Tuttu Demek İçin!
8/20/2014
Erdoğan Neden Müslüman Başkentleri Selamlıyor?
8/11/2014
3. Dünya Savaşı Batıyı Perişan Edebilir!
8/5/2014
İçimizdeki ve Dışımızdaki İsrail
7/31/2014
Kader Adalet Eder
7/24/2014
Batı Orada Müslümanlar Nerede?
7/18/2014
Erdoğan son Cumhurbaşkanı ilk Başkan
7/2/2014
Ekmeleddin Bey Kimin İhsanı?
6/19/2014
Dikkat! Yeni Bir Uludere Arıyorlar!
6/10/2014
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 7 Ocak 2015 Çarşamba 12:56

ABD'ye çok karşıyız canım PYD'nin geçişinden çözülme sürecinden belli.Yazıcıoğlu gel ABD'ye önce evet deriz sonra dirsek çeviririz diyene ne demişti: "FİLLERLE YATAĞA GİRERSEK EZİLİRSİN...." HALİMİZ BU...ONDAN her konuda ÇARK etmeler.İSLAM dünyasını KURTARACAKLAR ÖNCE KENDİLERİNİ KURTARSIN.Karakolda ayrı mahkemede ayrı konuşan şaşar YAŞARLAR.

Yorumu oyla      53      50  
Misafir 7 Ocak 2015 Çarşamba 12:52

Sn.Tan, İslam dünyası kaç yıl sonra BİRLİK olur onu sadece ALLAH bilir fakat bu dünyanın merkezinde;kişi mutada samimiyse ona bir şey diyemem,yolsuzlukla hırsızlık aynı şey değildir diyen modern h-ocalar olmayacak devletin kesesinden bir şey gitmiş mi siz ona bakın diyen siyasetçiler de olmayacak o kesin.Sizde çok sert bir BATI düşmanlığı var.Batı AB'yi kurdu ve onlar iş ahlakında bizim gibi LARÇ değil.Allah da RAHMAN onlar da kulu VE rahat. BİZ?YALAN,BASKI,Somalar,rüşvet,her tür çalma bizde.

Yorumu oyla      53      49  
Misafir 7 Ocak 2015 Çarşamba 10:26

TÜRKİYE İÇİN SEÇİM barajının kaldırılması bir fırsattı.2012'DE baraj DEMOKRASİYE AYKIRI diye kaldırma kararı alan bunu 30 EYLÜL'DE deklere eden AKP neden sonra bu baraj işini klasik ve de ağızlarda sakız şekliyle çok da muhalif olup OECD'ye aldırdıkları güneydeküüü bir ülkenüüün oyunu olarak lanse ettiler...Neden acaba? Saatler ve kutular sıfırlamalar bu barajla İLGİLİ değildir canımmm... Sağlam baraj 9,5 Milyona hitap eden yeşil kart çalıyorlar emmmmeeee...HALK!

Yorumu oyla      54      49  
Misafir 7 Ocak 2015 Çarşamba 09:59

Alper Bey,"Türkiyenin Dostları ve Düşmanları" adlı yazıdan siz ne anladınız, samimiyetle soruyorum.Zarar-ı umumi için küçük bir zümre-cemaat-veya ferT feda edilebilir.Örnek verilen merhum belli.Siz ne anladınız vicdanınız ne dedi? Ne diyor?

Yorumu oyla      54      50  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
rusya
Kobani
Kuzey Kore
Ankara
uzaktan çalışma
Murat Yıldırım
Chloe Loughnan
yargıtay
Alba Berlin