E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Alper Tan

Charles'la Ramazan'ın Hikayesi ve Yılbaşı Kutlaması
31 Aralık 2014 Çarşamba

Cumhuriyet döneminde devlet eliyle sistematik olarak, toplum hızlı bir taklit, özenti, yozlaşma ve yabancılaşma sürecine sokuldu.
 
1924’te geri kalmamızın müsebbibi olarak gösterilen Hilafet ilga edildi. Hilafetin şahsında dolaylı olarak geri kalmamızın müsebbibi olarak inançlarımız yani Müslüman olmamız anlatılmak isteniyordu.
 
1925 şapka darbesiyle şapkadan medeniyet çıkartacaklarını zannedenler, şapkadan tavşan bile çıkartamadılar. Ama şapka giymeyenlerin darağaçlarında çağdaşlık adına boyunlarını kopardılar. 1928 harf veya alfabe darbesiyle yeni nesillerin geçmişle olan bağları kopartıldı.
 
Resmi tarih bunu gizlese de kılık-kıyafet darbesine itiraz eden 130 kişi bunun bedelini idam sehpalarında ödedi. Yine resmi tarih gizlese de 10 binden fazla insan da harf darbesine karşı çıktığı için idam ve infaz edildi.
 
1930’larda bu defa kelime ve kavramlarla uğraşarak nesilden nesile mana ve irfan taşıyıcısı olan dilimizin genetiği ile oynadılar. Dede torunun, baba evladın dilini anlamaz hale getirildi. Tarihimizden iyice koptuk ve uzaklaştık. Okullarda okutulan kitaplar bizi, 1920’den, hadi biraz daha açalım 1881’en ötesi olmayan bir millet olarak anlatmaya çalışıyordu. Bu milleti de Mustafa Kemal “yaratmıştı.”
 
İnancımızın en önemli evrensel sembolü ve işareti olan ezan, 1932’de aslından kopartılıp “öztürkçe” saçmalığı altında 1950’ye kadar farklı bir şekilde okutuldu.
 
Yememizle, içmemizle, giyim-kuşamımızla, hayat tarzımızla Batıya benzedik, onlara özendik. Çok çocuklu olmak modernliğe ve çağdaşlığa aykırı olarak anlatıldı. Gericilik olarak gösterildi. Çatalı sağ eliyle tutanlar bile aşağılandılar. Ramazan bayramının adı “Şeker bayramı” oldu. Kurban bayramı ise hayvanların kitlesel olarak katledildiği vahşi bir gelenek olarak gösterildi.
 
Bu arada, hayatımıza “sevgililer günü” “kadınlar günü” “anneler günü” “babalar günü” “işçiler günü” gibi adına bayram denilmeyen “bayramlar” girdi. Bunları kutlama konusunda bir süre direnenlerimiz bile cemaate uydu ve onlar da kutlamaya başladılar.
 
Artık bu “gün”lerin sıradanlaştığı ve normalleştiği bir süreçten geçiyoruz. Kimse tepki göstermiyor bunlara. Venedik, Paris, Londra’ya gitmek son derece modern, hoş ve yapılması gereken bir şey. Ama umreye gitmek gericilik ve Araplara para kazandırma sebebi olarak gösteriliyor.
 
Kurban bayramında kurban kesmek vahşi bir hayvan katliamı; ama yılbaşında hindi kesmek, ağaçları kesip süslemek güzel, hoş ve medeni bir gelenek!
 
Cumhuriyet döneminde Müslüman ahaliye, yapılanlara bakılacak olunursa kurbağanın, içine atıldığı suyun yavaş yavaş tedrici olarak ısıtılmasıyla fark ettirmeden öldürülmesi gibi bir yöntem uygulanıyor. İnançlarımız, değerlerimiz, geleneklerimiz, kültürümüz, medeniyetimiz yavaş yavaş öldürülüyor ve bize yabancılaştırılıyor.
 
Hiç kimse bu milletin tedrici biçimde manevi ölümüne yüksek sesle “DURUN. BUNU YAPAMAZSINIZ” diyemiyor.
 
Siz Hıristiyanların veya Yahudilerin kendi evlerinde Kurban ya da Ramazan bayramı kutladıklarına şahit oldunuz mu? Veya Hıristiyanların, Yahudilerin kandil kutladıklarına rastladınız mı hiç. Avrupalının, Amerikalının yaptıkları evrensel kabul ediliyorsa dünya nüfusunun üçte birini oluşturan 1.7 milyar Müslümanın bayramları neden evrensel olarak kutlanmıyor?
 
Geçen ay, ABD İstanbul Başkonsolosu Charles Hunter’ın, Ramazan Çaysever adlı biri ile evleneceği, düğünün ise Wisconsin'de yapılacağı yazıldı. Çünkü ABD’de bazı eyaletler eşcinsel evliliğe izin veriliyor. Charles’la Ramazan’ın geçen yıl Kırım Kilisesi'nde tanıştıkları belirtiliyor. Ramazan Çaysever’in, Başkonsolos Charles Hunter'ın Arnavutköy'deki rezidansına taşındığı ve birlikte yaşadıkları da yazıldı. Charles Hunter’in bu durumu ABD Dışişleri Bakanlığı'na bildirip ABD hükümetinden de  “Bu eşcinsel evlilikte bir sakınca yoktur” onayı aldığı anlatılıyor.
Erkek Charles Hunter’ın, erkek Ramazan Çaysever ile evleneceğini Amerikalıların 27 Kasım'da kutladıkları Şükran Günü'nde dostlarıyla paylaştığı belirtiliyor. Hunter ve Çaysever çifti, muhtemelen Noel ve yılbaşı tatilini de ABD'de geçiriyordur.

Şimdi “bu iğrenç haberi neden anlatıyorsun” diye bana kızanlar olabilir. Batının dini bayramlarını, günlerini, kutlamalarını “evrensel” görerek bu gün sevgililer gününü kutlayanlar, bu “Noel değil, biz yılbaşını kutluyoruz” diye kendine fetva veren Müslümanlar, yarın “gay günleri”ni ve “eşcinsel evlilikleri” de normal görmeye hazır olsunlar.
Böyle giderse bir süre sonra “Camide tanışan Charles Hunter ile Ramazan Caysever, eşcinsel evlilik yapacaklarını Şeker Bayramında aileleri ile paylaştılar. Çiftin düğünü Kurban Bayramında kıyılacak, ardından umreye gidecekler” haberi de okuyabilirsiniz.
 
Müslüman hassasiyeti taşıyanların bu özentilere ve tedrici yabancılaşmaya karşı son derece dikkatli olmaları gerekiyor.
 
Şu an İslam dünyasında bu kadar acı, gözyaşı ve trajediler yaşanırken Müslümanların eğlenmeleri, kutlama yapmaları acaba nedir? Cehalet midir, vahamet midir? Bu çerçeveden baktığımızda bu sene bakanlar kurulu kararıyla Cuma gününün de yılbaşı tatiline dahil edilmesini anlamakta zorlanıyorum. Acı çeken İslam dünyasına karşı böyle bir karar hiç de uygun olmamıştır. Üzüntülerimi belirtmek isterim.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 7669 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rusya-Türkiye İttifakı ve Yeni Senaryolar
12/23/2014
Batıya Güvenme Ülkene Güven
12/16/2014
İşgalcinin Dili Zorunlu Osmanlıca Sakıncalı
12/12/2014
Haşim Kılıç Baraj İçin Ne Yapar?
12/4/2014
Hristiyanlar Birleşiyor Müslümanlar Ne Yapıyor?
12/3/2014
Haçlı Terörüne Kim Dur Diyecek?
11/17/2014
İsrail'in İçerideki Sözcüleri
11/12/2014
Atamızın Çiftliğini Nasıl Yağmaladılar?
11/10/2014
Kanlı Hançer
11/3/2014
Kürt Baası İktidar Olursa
10/22/2014
Berkin'i idol yapanlar Yasin, Hasan, Hüseyin için neredesiniz?
10/21/2014
Kürtleri Batı'ya ve İsrail'e Maşa Yapamazsınız!
10/10/2014
Bölgede 100 Milyon Rehinemiz Daha Var!
9/23/2014
Söz Dinleyen Türkiye'den Sözü Dinlenen Türkiye'ye!
9/1/2014
IŞİD Katilse ABD ve İsrail Nedir?
8/26/2014
Bedduamız Tuttu Demek İçin!
8/20/2014
Erdoğan Neden Müslüman Başkentleri Selamlıyor?
8/11/2014
3. Dünya Savaşı Batıyı Perişan Edebilir!
8/5/2014
İçimizdeki ve Dışımızdaki İsrail
7/31/2014
Kader Adalet Eder
7/24/2014
Batı Orada Müslümanlar Nerede?
7/18/2014
Erdoğan son Cumhurbaşkanı ilk Başkan
7/2/2014
Ekmeleddin Bey Kimin İhsanı?
6/19/2014
Dikkat! Yeni Bir Uludere Arıyorlar!
6/10/2014
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 7 Ocak 2015 Çarşamba 09:14

bu da cambazabak filminin 97nci versiyonu...

Yorumu oyla      53      49  
Misafir 6 Ocak 2015 Salı 23:03

Charles'la Ramazan'dan daha garip olaylar var ülkede.Ayışığında Sarıkızla kutucuların buluşması gibi.Ya da büyük ailelerin zoraki buluşturması.Hurma yeme mecburiyetinden.Merkel'in elinde CD salladığı bir resmi var.Sultan Ahmet eskilerin sesi.Yeniler bitti zannettiler ama ...Uyu Çamlıca uyu...9,5 milyon yeşil kartlı milli iradedir.Okuma kursu mezunu teyzeler ve amcaların oylarıyla aklanma ülkesi Hukuk? Ne gerek hukuka AYM baraj kalsın derse Güneydeki ülkenin emrinde olmaz kalksın derse:-)Tiyatro.

Yorumu oyla      53      49  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
abd
Kobani
eyfel kulesi
İlker İnanoğlu
konuk oyuncu
poyraz karayel
Şota Arveladze
Gürcistan
Numan Kurtulmuş