7 Haziran seçimleri sonrası hükumeti kurma görevini alan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koalisyon arayışları çerçevesinde yürüttüğü ilk tur temaslar tamamlandı. CHP, MHP ve HDP heyetleriyle görüşmeler yapıldı. Ak Parti ile koalisyon kurma konusunda CHP yönetimi nedense çok istekli. Görüntüye bakılırsa MHP, Ak Parti ile koalisyon kurmaya çok karşı. HDP ise talepkar gözükmeyen ama Ak Parti’den bir talep gelirse buna da kapalı olmayan bir tavır yansıtıyor. HDP’nin talepkar görünmemesi daha çok umutsuzluktan kaynaklanıyor. Yani Ak Parti’nin HDP ile koalisyon istemediğini biliyorlar. Başbakan Davutoğlu da zaten bunu gizlemiyor.
MHP yönetimi ve Genel Başkan Bahçeli, kendi partilerinin koalisyon ortağı olma konusunda en avantajlı pozisyonda olduğunun farkındalar. O nedenle de “tok satıcı” gibi davranıyorlar. Bahçeli, öteden beri çözüm sürecini “çözülme süreci” olarak tanımlıyor. Bunun mimarının Ak Parti olduğunu belirtiyor ve Davutoğlu’na “kafana uygun partiyle devam et” mesajı veriyor. Devlet Bahçeli son açıklamasında şöyle dedi:
“Özellikle çözülme sürecinin devam ve temini konusunda siyasi taahhüt ve güvence veren, bu hususta titizlikle hassasiyet gösteren partilerin muhtemel bir koalisyon ortaklığında yer almaları başlıca çıkar yoldur. Türk milleti her türlü risk ve tehlikesine rağmen ısrarla sürdürülen, inatla savunulan çözülme sürecinin amaç, kapsam ve uygulamasını net olarak görmek ve bilmek istemektedir.”
Bahçeli, açıklamasında, AK Parti'nin en uygun koalisyon partnerinin HDP olduğunu iddia ederek, şu ifadelere yer verdi:
“MHP, AKP-CHP veya HDP takviyeli bir koalisyon kurulması önünde engelleyici, köstekleyici, sekteye uğratıcı herhangi bir bariyer olmayacaktır." Eğer MHP çözüm sürecinin gerçekten de “Çözülme süreci” süreci olduğuna inanıyorsa ve bu çözülmeyi Ak Parti ve HDP’nin sağladığına kani ise, açıklamadaki gibi “MHP, bu kapsamda hem AKP'ye hem de diğerlerine başarılar dilemektedir” demez, diyemez. “Bunun önünde engelleyici, köstekleyici, sekteye uğratıcı herhangi bir bariyer olmayacağız” demek yerine tam aksine “engel” ve “bariyer” olması gerekir.
Bunun için de ya Ak Parti dışında bir koalisyon formülüne destek olması veya bunu yapmıyorsa Ak Parti ile ortak olup “yanlış” olduğuna inandığı politikaları, hükumet içinde yer alarak engellenmesi beklenir. Bunun ikisini de istemiyorsa MHP ülkede “kaos” istiyor demektir. Ancak MHP’nin kaos istediğini söylemek mümkün değil. Çünkü ülke şartlarının kaos tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı dönemlerde MHP ve Bahçeli, öteden beri, ülkenin önünü açan bir rolde olmuştur.
Peki MHP ne yapmak istiyor?
Bize göre MHP çözüm sürecini tamamen iptal etmek yerine ciddi biçimde sürece yeni bir “ayar” vermek istiyor. Eğer çözüm sürecine gerçekten tamamen karşı olsaydı, süreci tıkamak için başka faktörleri kullanır ve sürece ciddi zarar verebilirdi. Elinde imkanlar olduğu halde bunu yapmadı.
MHP, Cumhurbaşkanı ile hükumet arasındaki mevcut ilişki biçimini doğru bulmuyor ve çok ağır biçimde eleştiriyor. MHP eğer hükumette yer alacaksa, cumhurbaşkanı ile hükumet arasındaki ilişkilerin fazla “samimi” değil daha “resmi” olmasını istiyor. Ak Parti’nin bu iki konuda zorlanacağını düşündüğü için de Bahçeli, koalisyon ortağı olma konusuna mesafeli açıklamalar yapıyor.
Aslında Bahçeli’nin bu açıklamaları bir sitem olarak da görülebilir. Ve bunu Ak Parti’nin anlamaya çalışmasında fayda var.
Bahçeli "Bölgesel ve küresel gelişmelerin aleyhimize döndüğü bir zemin ve zaman aralığında gecikmeksizin bir koalisyon hükümetinin kurulması, birbirine ruhen ve ahlaken uyan partiler arasında sağlanmalıdır” diyor. “Partimiz bundan sonraki aşamalarda ülke çıkarına olmak kaydıyla, her türlü diyalog ve görüşmeden elbette kaçınmayacaktır” mesajı veriyor. Ak Parti ve MHP “siyasi dokuları” birbirine en yakın iki partidir. Tüm olumsuz açıklamalara rağmen en ciddi, en gerçekçi ve en muhtemel koalisyon formülü yine de Ak Parti-MHP formülüdür.
Bunun önünde önemli bir engel olduğunu düşünmüyoruz.