Orda bir ev var uzakta ve o ev senden çok uzakta…
Varamadığın huzur limanın, doğduğun evden çok uzaktayken sen huzur vericisi görevi edinmişsindir. Şimdi en asli görevini icra edemeyeceğin birisi veya birileri, sana çok yabancılardır. Senin ortam bozucularını algılayıp huzur vericisi görevine geçebileceğin şartları sana sağlamıyorlardır. Onlardan sıkılmaz mısın? Onların sorun çıkarmasını aramaz mısın? Onlar, sana fazla yalın gelmez mi?
Eyvah! Belki de hiç düşünmemiştin…
Dışsal huzura, içsel huzurunu feda ettin. Adanmış bir ömürde yaşamıştın. Mutluluğu kendine hak görmeyi bırak, dünyayı kendine göre hiç yoğurmamıştın. Doğayı ve insanları, kendine göre değerlendirmemiştin. Ailenin, iyi oluş halini sürdürebilmeye yönelik katalizör görevi edinmiştin. Her bulunduğun grupta da aynısı aramıştın.
İşe yaramaz birine dönüşmek istemedin…
Olumsuz atmosferi olumluya çevirirken, hasta kişiye yardım ederken, ihtiyacı olanın ihtiyacını giderirken, sorununu anlatanın sorununu çözerken ve ağlayanı yatıştırırken onlara omuz verme işini gerçekleştirebiliyorsun. İşe yarayan tarafların, seni tatmin ediyor. Bu yönlerini kullanamadığında, boşluğa düşüyorsun. Normal insanlarla vakit geçirmekte zorlanıyorsun.
Bütün bunlardan ne anladık?..
Normal dışı davranışları, sağlık problemlerini ve sosyal beceri eksikliğini düzenleme işini yapması gereken kimdir? Bu sorumluluk kime aittir? Öncelikle herkes kendinden sorumludur. Kendisi isteyen, istediği yerden profesyonel destek alabilir.
“Orda bir yol var, uzakta,
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.”
Yetişkin bir birey olarak kendi yolunu tayin edip yolunu kendin çizebilirsin. Sen de kendinden sorumlusun ve içsel huzurla yaşamayı hak ediyorsun. Bunu yapabilmek için sen de destek alabilirsin.
"İçsel büyümenin önünde engel, kendi kendini kabul etmemek ve benlik bilincini kaybetmektir."
- Carl Rogers