40 yıllık acı ve gözyaşlarıyla dolu bu süreç verdiği tüm acılara gözyaşlarına rağmen Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duruşu ve Sn. Devlet Bahçeli Bey’in de büyük fedakarlıkları sorumluluk bilinçleriyle en önemlisi Devletin caydırıcı gücüyle PKK’nın kendini fesih etme kararıyla sonuçlandı.
Devletimiz bundan sonraki süreci kararlılıkla ve ihtiyatla takip etmeye devam edecektir. Şimdi uzun uzun geçmişi deşip bu olumlu havaya zarar verecek kelime ve sözcükler kurulmamalı. Zira yeterince acılar çekildi ve gözyaşları döküldü. Şimdi bu sürecin ve iklimin dahada sağlamlaşmasına katkılar her kesimden destek olarak verilmeli. Yeniden tohumlar filizlenmeli ve ülkemiz daha huzurlu hale getirilmeli. Bunun için hepimize düşen görevler var. Herkes sorumlulukla hareket etmeli ve kucaklaşmalı. Bundan sonra bu sürece zarar vermek isteyen kesimlere, şahıslara ideolojik tiplere ve onların yapacakları fitnelere karşı herkes uyanık olmalı ve sert tepki göstermeli. Şimdi PKK'nın fesih kararının hemen ardından gelen ilk tepkilere baktığımda halk içinde inanılmaz bir sevinç ve olumlu hava hakim. Lakin bazı siyasi ve bazı sözde siyasetçiler, sözde eski asker artıkları, sözde akademik, sözde gazeteci tiplerde de aşırı panik havası hakim. Sürecin bu noktaya gelmesi onları çok rahatsız etmişe benziyor. İşte bu açıklanan fesih kararından en çok rahatsız olan tipler yine yıllarca bu kanın akmasından ve nefret tohumlarının yeşermesinden ve bu akan kandan ve nefretten en yüksek seviyelerde beslenmelerini devam ettirenlerdi. Bugün PKK'nın almış olduğu bu FESİH kararıyla işte bu kesimler artık resmen çöp olmuş ve varlıkları bitmiştir. Bugün alınan ve açıklanan bu kararla eş zamanlı olarak birçok sözde gazeteci, sözde siyasetçi, sözde eski asker, sözde akademisyen, sözde yerel genel yönetici, STK'LAR ve Başkanları da bu kararla aynı anda hükümsüz hale getirilmiş ve fesih edilmişlerdir. Bu kararla başta CHP ve birçok küçük parti siyaseten kaybetmiştir. Bu kararla başta Şirin Payzın' Merdan Yanardağ, Emre Kongar ve benzer görüşte birçok sözde gazeteci kaybetmiştir. Alınan bu kararla başta Sözcü Medya, Cumhuriyet Medya, Halk TV Medya, FOX/NOW Medyalar olmak üzere birçok irili ufaklı kirli medya kaybetmiştir. Alınan bu kararla başta Naim Babüroğlu gibi sözde eski askeri tipler kaybetmiştir. Alınan bu kararla eski başkan Şebnem Fincan Korur'lu Türk Tabipler Birliği ve eski başkan İbrahim Kaboğlu'lu İstanbul barosu gibi STK'LAR kaybetmiştir. Alınan bu kararla başta Can Kakışım gibi birçok sözde akademisyenler kaybetmiştir. Alınan bu kararla tutuklu CHP İstanbul eski belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Bolu belediye başkanı Tanju Özcan gibi sözde yerel yöneticiler kaybetmiştir. Alınan bu kararla Özgür Özel, Ümit Özdağ gibi ve benzer siyasetçiler kaybetmiştir. Artık konuşulacak tek şey terörsüz yeni güçlü büyük Türkiye'nin yükseliş vaktidir. Bu saatten sonra bu yükselişe kimse engel olamayacak pranga takamayacak. Yeni büyük güçlü Türkiye'de herkes huzur ve barış ikliminin tüm nimet ve bereketlerini hep birlikte tadacak ve yaşayacak. İç ve Dış unsurlar olarak hiç kimse bu iklime ve barışa engel olamaz, olamayacak. Artık kirli siyaset kaybetmiştir. Kazanan temiz siyasettir. Ez cümle eski Türkiye kaybetti.
Yeni Büyük Güçlü Türkiye kazandı...
Hayırlı olsun.
"Biji aşiti, biji biratî"
Yaşasın barış, yaşasın kardeşlik...
Bu vesileyle bu sürece katkı sunan ve sürecin bugününe yetişemeden vefat eden Rahmetli Sırrı Süreyya Önder beyefendiye Rabbimden bir kez daha rahmet diliyorum. Emeği unutulmayacak.