Günay Karacaoğlu, 'Gönülçelen' adlı dizide kardeşini canlandıran Tuba Büyüküstün'ü çok başarılı buluyor.
Cuma akşamları atv ekranlarında yayınlanan 'Gönülçelen' dizisinde 'Gülnaz' karakterini usta oyuncu Günay Karacaoğlu canlandırıyor. Karacaoğlu, rolünü ve çekimlerde yaşadığı özel bir anıyı anlattı...
Dizide canlandırdığınız 'Gülnaz' karakteri, eğlenceli olduğu kadar hikayesi hüzünlü olan bir karakter... Anneleri olmadığı için bütün ailenin sorumluluğunu üstlenmesi mi onu hüzünlü yapıyor? 'Gülnaz', üç kardeşin en büyüğü... Sekiz yaşındayken annesini kaybediyor. Bütün ailenin gizli patronu gibi... Her çileyi çeken ama görünmeyen kahraman o... Şimdiye kadar kimseyle evlenmemiş, flört etmemiş. Tek derdi, kardeşlerini büyütmek ve onlara zarar gelmesini engellemek. Sosyofobik olduğu için dışarı çıkamıyor. Bunun altında da ciddi nedenler yatıyor. Kendi mahallesinde canavarken, dışarıda yürüyemiyor bile...
ŞİVE ÇOK TEHLİKELİDİR
Rolünüz için şive dersi almışsınız. Roman şivesi sizi zorladı mı?
İlk birkaç bölüm zorlandım. Şive çok tehlikeli bir iştir; ya gerçekten güzel yapacaksınız ya da hiç yapmayacaksınız. Biz iyi yapmaya çalışıyoruz. Zaten şive zamanla daha çok oturuyor.
Dizinin bu kadar beğenileceğini tahmin ediyor muydunuz? Ben bu işin başarılı olacağına inanıyordum. Çok güzel ve sahici bir hikayesi var çünkü... Sevilmesi ve beğenilerek izlenmesi bana çok doğal geliyor. Televizyonda yapılan her iş başarıyı hak ediyor. Artık seyirci de bu işin çok zor olduğunu biliyor. Teknik ekibinden oyuncusuna, yapımcısı ve yönetmenine kadar herkes çok emek harcayarak çalışıyor. İşimizi çok severek yapıyoruz. Bize de ortaya çıkan işe sevinmek kalıyor.
Tuba Büyüküstün'ü Çingene kızı 'Hasret' karakterinde başarılı buluyor musunuz? Tuba ondan beklenenleri çok iyi karşıladı. Çok ters bir rol oynadı. Bambaşka bir karakter canlandırıyor. Bakışı, hareketleri ve şivesiyle çok rahat... Seyirci Türkiye'de maalesef hep izledikleri karakterlerin devamlılığını istiyor. Ama Tuba ters tokat attı ve çok başarılı oldu. Eli belinde Çingene kızını oynamak onun kalıplarına göre zor bir şey... O kadar güzel, boylu poslu ve incecik olup birden "Muhallebi çocuğu!" diye bağırması ve onun hakkını vermesi gerçekten büyük bir başarı... Tuba seyirciyi sevindirerek şaşırttı. Kendisini çok başarılı buluyorum.
Romanlar'dan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Romanlar gayet sıcaklar ve bize çok yardımcı oluyorlar. Onların hikayelerini anlatmamızın dışında bir aşk hikayesi de anlatıyoruz. Her şeyden önce insanı anlatıyoruz. Hepsinden olumlu yorumlar duyuyoruz. "Biz öyle yapmıyoruz" diyen olmadı. Zaten sette de birçok arkadaşımız Roman... Onlar da hikayenin gerçekliğine ve aşka kendilerini kaptırdılar. Biz farklı bir şey ortaya koymuyoruz; onların dünyasını gösteriyoruz. İnsanlar da kendi hayatlarından parçalar buluyorlar.
Genelde projelerde başroller daha fazla ön planda olur, ancak 'Gönülçelen'de birçok karakterin hikayesi dikkat çekiyor... Her dizide herkesin bir hikayesi olması gerekiyor. Bu dizide her şeyi o kadar güzel kurguladılar ki; biz olmasak onlar olmaz, onlar olmasa da biz olmayız. Herkesin hikayesi, bir diğerinin hikayesine hizmet ediyor. Senaryodaki güzellik de bu zaten... Benim hikayem 'Hasret'e, 'Kadriye Teyze'ye, 'Nesrin Hanım'a kadar herkese hizmet ediyor. Onların hikayesi de bana hizmet ediyor
SEVGİ PROBLEMİ VAR
Peki 'Gülnaz'da sizi heyecanlandıran ne oldu? Babası ve 'Hasret' ile olan ilişkisi beni çok heyecanlandırdı. Çünkü babası 'Hasret'i sevdiği kadar 'Gülnaz'ı sevmiyor. Evladını çok seviyor tabii ama 'Hasret'e olan düşkünlüğü daha başka... 'Gülnaz'ın kırılma noktası da bu... Sevgi problemi var. Hep çok çileli olmuş. Babası 'Gülnaz'ın yanındayken bile 'Hasret'in çocukluğunu anlatıyor. O kadar büyük bir aşkla anlatıyor ki, 'Gülnaz', "Biraz da beni anlat" diyor.
Kocaman kadın niye koşuyor ki?
Siz de bir annesiniz, 'Gülnaz' da çok anaç bir karakter. Kendinizden bir şeyler katıyor musunuz? Tabii ki katıyorum. Evlat, kardeş duygusunu çok iyi biliyorum. Empati kurmazsanız olmaz zaten. İçinizdeki 'Gülnaz'ı ortaya çıkartacaksınız. Ben bu dizide ilk defa bir Çingene'yi oynuyorum. 'Gülnaz' mahallesinden çıkarken çok tedirgin oluyor. Yalnız kaldığı zaman koşmaya başlıyor. Niye koşuyor ki kocaman kadın? Bunun nedeni ortaya çıktığı zaman seyirci bu söylediklerime çok hak verecek. 'Gülnaz'ın içinde çıktığım yolculuk beni çok heyecanlandırıyor. Onunla birlikte bir maceraya atılmış oluyorum.
TADINDAN YENMİYOR
Dizide en etkilenerek canlandırdığınız sahne hangisi oldu?
Dördüncü bölümde 'Gülnaz'ın babasıyla buluşma sahnesi vardı. Bizim baba sıkılınca gidiyor. Yıllar sonra 'Gülnaz' ve babası ilk defa karşılaşıyor. O kadar dokunaklı bir sahneydi ki, o sahneyi oynarken çok etkilendim. O sahnede kendi babamın geldiğini düşündüm. Babamı çok erken yaşta kaybetmiştim. Direkt empati kurdum. Babasını kaybetmiş bir insan için o sahneyi oynamak hem çok keyifli hem de çok gerçekçi oluyor. Bence işte rol o zaman tadından yenmiyor. Size gelip "Babamı çok özledim" desem, "Öyle mi?" deyip geçersiniz. Ama bunu bir oyuna yedirirsem, çok daha etkileyici olur. Konuşmadan hissettiklerimi herkese söylemiş olurum.
ACIKLI OYNARIM
Genellikle komedi projelerinde yer almak sizi rahatsız etmiyor mu? Komedi yapmayı çok seviyorum. Çünkü bilinen anlamların dışında komedi yaptığımı düşünüyorum. Çok acıklı oynuyorum. Komedinin çıkış noktası da dramatik öğelerden geçer. Kendime göre bir mizah anlayışım var. Çok güldürebilirim ama bu aynı zamanda çok dokunabilir. Komik bir sahnede izleyen 10 kişiden altısının kafasını karıştırabilirim. Çünkü mizahın tekniği bana göre bu... Böylesinin daha doğru ve kaliteli olduğuna inanıyorum.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...