Sayın Fatih Altaylı;
Değerli efendim…
BEN Aşkın Gönüler… 1984 yılında, dönemin "Gazeteci Okulu" sayılan Sayın Haldun Simavi'nin Veb Ofset'inde gazeteciliğe başladım.
Çeşitli gazete ve televizyonlarda sırasıyla, sayfa sekreteri, görsel yönetmen, editör, haber müdürü, köşe yazarı , yazı işleri müdürü ve yayın koordinatörü olarak görev yaptım.
TAKVİM'İN KURUCUSU
1994 yılı sonunda katıldığımız Sabah grubunda, Sayın Tevfik Yener ve birkaç arkadaşımızla birlikte maketlerini hazırladığımız Takvim Gazetesi'ni, kısa sürede piyasaya çıkarttık. Logo'sundan, her santim sütununa kadar emeğim olan bu gazetede, 2006 yılına kadar, gazetemde " Yayın Koordinatörü" olarak görev yaptım. Aynı yıl, hak kazandığım Sürekli Basın Kartı'nı da aldım. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin üyesiyim.
Geçen yıl, gazetemiz günde yaklaşık 300 bin adet satarken yapılan sürpriz bir yönetim değişikliğiyle, yayın koordinatörlüğüm de sona erdi.
KENDİMİ ACİLDE BULDUM
Bu arada, gazetede görev başında geçirdiğim ani rahatsızlık neticesinde, kendimi hastanede yatarken buldum. Tedavim uzayınca, " meslek ahlakına yakışmaz" deyip, dönemin genel yayın müdürü Sayın İskender Baydar'dan affımı istedim. Bu isteğim üzerine, iş akdim 212 sayılı Basın İş Kanunu'nun 12'nci maddesine göre feshedildi. Bu maddeye göre, 1 yıl içerisinde iyileşmem halinde, tekrar görevime alınabilecektim . Tedavimin sürdüğü günlerde, hepinizin bildiği gibi, TMSF gazeteye el koydu. Yine sürpriz bir kararla, Baydar ve ekibi de görevinden alındı. Yerine, gazete içinden Sayın Fikret Ertuğrul getirildi.
"MAHKEMEYE BAŞVUR"
Geçen süre içerisinde, sağlığıma tamamen kavuştum. Hatta, eskisinden daha iyi oldum. 23 Ağustos 2007 tarihinde, yazdığım dilekçelerle, gazetenin insan kaynakları birimine başvurup " tekrar görevime iade edilmemi" istedim. Ancak, bana "gazetenin satış aşamasında olduğu, bu nedenle işe alınmamın mümkün olmadığı" söylendi. Yani, bir bakıma " Git, hakkını yasal yollarda ara" denildi.
Başıma gelenleri gazetedekilerin dışında kimseler bilmedi. Bu arada, gazeteden sorumlu TMSF yöneticilerinin elini vicdanına koyup, "Bu arkadaşı, görevine iade edelim" demesini sabırla bekledim. Bu nafile bekleyiş sırasında, " vefa"nın sadece bir semt adı olarak kaldığına bir kez daha üzülerek şahit oldum.
Gazetecilik mesleğinde en verimli çağımı, tekrar göreve alınmayı beklemekle geçiriyorum. Henüz, 45 yaşımdayım. Üniversitede eğitim gören bir oğlum ve çileli günlerimde bana desteğini esirgemeyen vefakar eşim var. Ben, iş aramıyorum… Yıllarca emek verdiğim gazetemdeki işimi geri istiyorum.
Sevgi ve saygılarımla…
Aşkın Gönüler
* 5953 sayılı Basın İş Kanunu'nun ilgili 12. maddesi: Gazetecinin uğradığı hastalık sebebiyle iş akdi işveren tarafından feshedilemez. Ancak, bu hastalığın altı aydan fazla uzaması halinde tazminat verilmek suretiyle akdin feshi cihetine gidilebilir. Bu maddenin birinci fıkrasında yazılı haller dolayısıyla vazife göremeyecek duruma düşüp de işveren tarafından işinden çıkarılan gazeteci, azami bir yıl içinde iyileştiği takdirde tekrar eski işine tercihen alınır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...