Haberola.com yazarı Yıldırım Çetin’in yazısı
Türkiye, Ne Zaman “Irak’a” Girmeli?
Yazının başlığından da anlaşılacağı gibi Türkiye, K. Irak’a değil Irak’a girmelidir.
Zamanlaması iyi yapılmış bir tarihte, “Irak’a barış ve demokrasi için geldik ve geldiler.” diyenlerin yüzlerine tükürürcesine, Irak’a girmelidir, Mehmetçik…
İhtimal tarih boyunca “Ehli Irak ehli nifak” konumundaki coğrafya, Türklerin iktidarında barış ve huzuru gördü…
“Allah Resulü (s.a.s.) : "Fırat’ın suyu çekilecek, Altından, altın dolu bir hazine çıkacak. Buna yetişen ondan bir şey almasın.” (Buhârî, Fiten, 24)
Müslim'de geçen rivayette ise "Onun yüzünden savaş çıkacağı, % 99 kişinin öleceği" anlatılır. (Müslim, Fiten, 29) Hadisi Şerifleri dikkate alındığında, bölgedeki karışıklıktan uzak durabilenlerin, problemin de çözümü olacağı, anlaşılmaktadır.
1 Mart Teskeresini geçirmemekle uçurumun kenarından dönen Türkiye’yi, Allah korumaktadır. Hem yerin altındakiler hem de yakın zamanda yumruğunu inşallah masaya vuracaklar, hürmetine korumaktadır.
Yahudi, siyasi dessas İngiltere ve maşa Amerika’nın tüm çabalarına ve kışkırtmalarına rağmen Türkiye, bugüne kadar bu bataklıktan, kendini korumasını bilmiştir.
2006 Ağustosuna kadar dirayetli ve demokrat bir Genelkurmay Başkanının varlığı, milletimiz için bir güven kaynağı idi.
Erenler Grubuna mensup, Amerikancı ve darbe yanlısı üç yüzün üzerinde şer subay, tasfiye edilmiştir.
Teamüllere aykırı bir gün önce atama, 27 Nisan e- Muhtırası, halkımız arasında yanlış anlaşılan Dolmabahçe Kriterleri ve milletimize, dinimize ve inançlarımıza düşman şer ekibin, bundan sonra milletimize karşı bir problem teşkil edemeyeceğini, bilmekteyiz.
Ancak:
Hâlâ milletiyle ordusu arasında bir küskünlüğün ve kopukluğun olduğu ve birilerin de bu küskünlüğü körükledikleri bir gerçektir.
Biz diyoruz ki:
ABD, bölgede ciddi prestij ve güç kaybetti. Dişleri sökülmüş çakal konumundadır, artık…
1- ABD, gizlice 30.000 askerini Irak’tan çekmek zorunda kalmıştır. Tamamen çekilmenin hesapları yapılmaktadır.
2- ABD, PKK’nın elindeki silahların, ABD malı olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır.
3- ABD’yi, en yakın müttefiki ve Irak’a kış kışlayan İngiltere’si, bataklıkta yalnız bırakmak zorunda kalmıştır.
4- Yıllarca Türkiye’nin ya çıkarsa, çıkartırlarsa dediği, Sözde Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı, ABD’nin kendi elinde patlamıştır. Bu kanunun meclislerinden geçmemesi için Evangelist Bush, cansiperane çalışmak zorunda kalmıştır.
5- Doların tepe taklak olması, Mortgage ve benzeri ekonomik gelişmelerle, dibe vuran ABD ekonomisini ayağa kaldıramayacaklar. Sıkıntıların, gasp ve talan ettikleri Ortadoğu petrollerinin geliri ile karşılanamayacak, dev bir kara delik olduğunu, ABD vatandaşları ve dünya insanları bilmektedir, artık.
6- ABD derin devleti içerisinde, Evangelistlerle mücadele edenler, Neocon’cu siyasetin devleti yıkmaya ve bölmeye götürdüğünün farkındadır, artık.
Yukarda işaret ettiğimiz, bizim adımıza müspet gelişmeler, ivme kazanarak devam edecektir.
Biraz sabırlı ve gelişmeleri soğukkanlılıkla karşılamak zorundayız. Türkiye’nin zamana ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız.
A- 17 Ekim Teskeresinin çıkması, diplomaside elimizi güçlendirdiği gibi milletimizi, siyasilerimizi tek yürek haline getirdi. En önemlisi de, terörle mücadele eden askerimize ve emniyet güçlerimize, büyük moral vermiştir.
B- Nokta operasyonlarla, bölgedeki hava, bizim lehimize sıcak tutulmalıdır.
C- 200.000 askerimizin teyakkuzda ve girmek için emir bekliyor, konumunda olması ABD, Barzani ve yandaşlarının uykusunu kaçırmaktadır.
D- Dış politikadaki gelişmeler, örneğin: Suriye Devlet Başkanı Esad’ın “yanınızdayız.” açıklaması, benzeri durumlarda, düne kadar aleyhte beyanatlar veren Arap Âleminin, bugün sukut etmesi ki, “Sukut ikrardandır.” bizim adımıza mükemmel gelişmelerdir. Dışişlerimiz, bu konuda Türk dünyası ve bize fikren yakın ülkelerin de, desteğini almalıdır.
E- Barzani’nin burnunun sürtülmesi için Habur’un kapatılması veya mal geçişlerinin yavaşlatılması bile yetecektir. Barzani bölge insanına maaş veremeyecek durumda olmakla beraber, bölgeden talan ettiği servetin, İsviçre ve batılı bankalarda olduğu unutulmamalıdır.
F- İstihbaratımız, bölgedeki bize yakın, Barzani ve Talabani düşmanı aşiretlerle görüşerek, gerekenleri yapmalıdır.
G- Türkmenler garip durumdadır. Askeri, ekonomik yardımlar ve ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
I- İncirliğin kapatılması veya çalışmaların yavaşlatılması söylemi bile, birilerini korkutmaya yetmiştir.
J- Tüm bunlardan daha önemlisi, maalesef düne kadar etkisinde olduğumuz Pentegon askerimizi, CIA’de MİT’imizi, kaybettiğinin şaşkınlığını yaşamaktadır.
TÜRKİYE, NE ZAMAN IRAK’A GİRMELİ?
1- 30 Ağustos 2008 şurası öncesi, kesinlikle olmamalıdır. Nüfus cüzdanında Türk ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyerek Türkleşenler, emekli olacak. Kendisinden ve milli bir vatan evladının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başına geçmesi beklenmelidir.
Birileri, hemen girelim hevesindedirler. Çünkü dereden geçilirken at değiştirilmeyeceğini bildikleri için bir yıl, belki daha fazla, başta kalacağım hevesi, kursağında kalmalıdır.
Allah korusun, özellikle Başbakanın atamadaki tarihi hatası, unutulmamışken vatan evlatlarının uykusunu kaçırmayalım.
2- Ahmet Necdet Sezer zamanında vekâleten yönetilen bürokrasi, asalete dönmeye başlamıştır. Taşların biraz daha yerlerine oturması gerekir.
Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün önünü kesmek için çok uğraştığı bilinmektedir. Bu süreç içerisinde millileşen derin devletimizi tanıma fırsatı bulmuştur. Ama yinede dikkatli olmalıyız. Su uyur düşman uyumaz.
3- Hükümet içerisindeki Kürtçü yapı devam etmektedir. Sayın Erdoğan’a, hükümetteki Kürtçü yapıyı ve çevresindeki Kürtçü ekibi dağıtmak için fırsat vermek gerekir.
Bu, Gürcü Paşamıza son fırsattır.
Ne alakası var ve amma da kafatasçısın diyenlere:
Cennetmekân Abdulhamid Han, 27 Nisan 1909'da tahttan indirildi. Bu kararı tebliğ eden heyetin içinde gariptir ki, bir tek Türk yoktu. Heyet, Selanik Milletvekili Yahudi Emanuel Karaso, Milletvekili Ermeni Aram Efendi, Milletvekili Arnavut Es’ad Toptani Paşa ve Milletvekili Gürcü Arif Hikmet Paşa'dan oluşuyordu.
Müslüman bir kere aldanır.
4- Birilerinin ağzındaki kamusal alan sakızı, boğazlarında şişik olarak kalmıştır. Alışacaklar. Türk milletinin merhametidir ki, üç kıtada hâlâ konuşulmaktadır. Bunlara da, kendilerine gelmeleri için son bir fırsat, vermek gerekir.
5- Başbakan, son günlerde birlik ve beraberlik mesajı vermektedir. Bu mesajı gönülden desteklemekteyiz.
Türkiye içerisinde, birlik ve beraberliğin sağlanmasında etkili ve tesirli olacak, milleti ile gönül bağı olan Fethullah Gülen ve benzeri kanaat önderlerinden, gurbette, kendi isteği veya adı konmamış sürgün şeklinde, yaşamak zorunda olanlar vardır.
Hoca Efendi, Türkiye’ye gelmeli ve getirilmelidir. Çünkü Türkiye’de seveni ve sayanı, maddi ve manevi tesiri, hesap edilemeyecek büyüklüktedir.
Gelmesi ne fayda sağlar? diyenler için Hoca Efendinin bu memlekete yaptığı hizmetler meydandadır.
Kritik günler yaşayan ülkemizin, sağ-salim bu günleri atlatması ve insanlarımızın maddi ve manevi desteğe ihtiyacı olduğu bu günlerde, Türkiye’nin elindeki en büyük kozlardan birisi, Fethullah Gülen ve benzeri vatan evlatlarının dönmesidir.
Bugün, sonuçlardan sebeplere gidildiğinde “Hoca Efendinin Amerika’ya götürülmesinin bir Yahudi projesi olduğu.” söylenmektedir.
Birkaç yıl önce, çatlak bir sesin, Hoca Efendi aleyhine konuşturulması da, içeriye sızan bir ekibin “Birilerini yine konuştururuz, haa!” mesajıdır.
Bugün bu ekip, tesirlidir ve etkilidir.
Vatanını seven genç ve dinamik bu güce, bu sızmaların tesir etmesi ve milletin aleyhine kullanması ihtimali de, maalesef vardır.
Bu ve benzeri tereddütlerin izale edilmesi, pek tabii mümkündür.
Bu, devlet eliyle olmalıdır.
Bu konuda, Sayın Cumhurbaşkanı etkili olabilir ve Hoca Efendinin Türkiye’ye gelmesi için kendilerine vazife çıkartabilir.
Birkaç ay evvel, basına ve medyaya yansıdığı şekliyle, Hoca Efendinin kendi ağzından: “ Türkiye’ye gelmem, bir korkuluk olarak dahi, faydalı olacaksa görüşelim, konuşalım döneyim.” dememiş miydi?
Hoca Efendi, devlet yetkililerimizin resmi davetiyle Türkiye’ye gelir, fikrinde ve inancındayım.
6- Hapishanelerimiz terörist dolu. Burada eğitimlerini tamamlayanları, yeniden dağda askerimize, polisimize ve vatandaşlarımıza silah sıkarken görmekteyiz.
Bebek katili, şerefsiz APO’nun, örgütü İmralı’dan yönettiği bilinmektedir.
Hükümetin birkaç yıl önce çıkartmak istediği, Terörle Mücadele Kanunu, inanan ve vatanını seven insanları bu kapsamda ele alacak, diye hatta biraz da ileri giderek, Meclisi basarak, mani olundu.
Vatanını seven insanları incitmeden çıkartılacak kanunla,
Başta APo’yu olmak şartıyla, örgütün ileri gelenleri, acilen yeniden çıkartılması gerekli olan idam cezası ile cezalandırılmalıdır.
Hiç kimse ve hiçbir kanun, Alah’tan ve onun kanunlarından merhametli olamaz.
7- İçte ve dışta gelişen olaylar, Türkiye’nin lehine gelişmelerdir. Yazıyı kaleme aldığımız dakikalarda, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına, Sayın Haşim Kılıç’ın seçilmesi, bunun bir örneğidir.
Hasta adamdan günümüze, değil Türkiye’yi, dünyayı barış ve huzur içerisinde yaşatacak kadrolar yetişmiştir.
Bizce, Irak Operasyonu için en iyi takvim, 30 Ağustos 2008 sonrasıdır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |