Pakistan Cumhurbaşkanı Ortadoğu İsyancılarını Uyardı 

Pakistan Cumhurbaşkanı Ortadoğu isyancılarını uyardı15 Nisan 2011Ankara ziyaretini tamamlayarak Türkiye'den ayrılan Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Ortadoğu ülkelerinde ayaklanan isyancıları uyardı. Zerdari, "Kullandığınız silah bir gün size döner" dedi.Kuzey Afrika kaynıyor. Tunus ve Mısır’da iktidarlar değişti. Libya iç savaş içine düştü.

Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari’nin Ankara ziyareti, Ortadoğu bölgesinin alev alev yandığı bir döneme denk geldi.

Zerdari’ye, TEPAV’ın düzenlediği yuvarlak masa toplantısında, Ortadoğu’daki bu alevden, bir başka çalkantılı bölgenin etkilenip etkilenmeyeceğini soruyoruz.

Yanıt son derece ilginç; 

Suikasta kurban giden Pakistan’ın efsanevi kadın lideri Benazir Butto’nun kocası olan Zerdari, bu acı kaybı hatırlatıyor söze başlarken.

“Benim karımı öldürdüler” diyor. Ve bu suikasttan, dönemin Pakistan Cumhurbaşkanı Müşerref’i suçlamaktan da kaçınmıyor.

Kendi selefi olan Müşerref’in adını hiç anmamaya dikkat ediyor. Müşerref’ten sürekli “diktatör” diye bahsediyor.

Ve devam ediyor:

“Biz de Pakistan’da bir diktatör devirdik. Başka benim eşim olmak üzere, çok kişi öldürüldü. Ama silaha davranmayı hiç düşünmedik” diyor.

Daha günler önce, Pakistan’da bir eyalet valisinin öldürüldüğünü hatırlatıyor Cumhurbaşkanı Zerdari:

“Onun çocukları da üzgün. Benim karım öldürüldü, benim çocuklarım da üzgün. Genç onlar, ateşli. O kadar kolay ki intikam peşine düşmek. Ama biz intikam peşine düşmedik. Diyalog peşine düştük...”

“KULLANDIĞINIZ SİLAH BİR GÜN SİZE DÖNER”

“Diyalog, hep diyalog peşinde olduk. Herkes diyalog peşinde olmalı” diyor Zerdari ve devam ediyor:

“İsteseydim iç savaş yolunu seçerdim. Silahlı bir güç kurup, diktatörle (Pervez Müşerref’i kastediyor) silahla mücadele etmek mümkündü. Ancak şunu iyi biliyorum. Eğer diktatörü silahlı güçle devirmiş olsaydık, o silahlı güç daha sonra bana da istediklerini yaptırmak için zora başvurmaktan kaçınmazdı...”

“DEVRİM DEĞİL, EVRİM”

Pakistan Cumhurbaşkanı, mücadelenin adının “devrim değil, evrim” şeklinde olması gerektiğini tekrar tekrar vurguluyor. “Bölgede yeteri kadar olay, acı yaşandı. Yenilerine gerek yok” diyor.

Peki ya diyalog işlemezse. Karşı taraf ikna olmazsa. Zerdari ısrarlı:

“Diyalog işlemezse, bir kez daha denemek gerekir. Anlaşamadığımız konusunda anlaşıp, bir kez daha konuşmaya başlamamız gerekir. Eşimin öldürülmesinden sonra bile ben diktatörle konuştum. İntikam peşine düşmedim....”

ABD’YE ELEŞTİRİ

Zerdari’nin ABD’ye de keskin eleştirileri var. Amerikalılar başta olmak üzere, Batı’nın Afganistan’ı da, Pakistan’ı da, Ortadoğu’yu “anlamadıklarını”, “zihin yapısını, düşünce kalıplarını, kültürünü çözemediklerini” vurguluyor Pakistan Cumhurbaşkanı. Ve ABD’ye eleştirilerine devam ediyor:

“Süper güç, devlet bile olmayan siyasi aktörlerin peşine düştü. Bir zamanlar “en iyi Taliban, ölü Taliban”, “en iyi El Kaide, ölü El Kaide” diyorlardı. Şimdi diyalog yolları arıyorlar...”

“ONLARIN DOKTORALARI VARSA, BENİM DE YAŞAM DOKTORAM VAR...”

ABD’li üst düzey yetkililerden, özellikle ABD’nin bir önceki Cumhuriyetçi Başkanı George W. Bush’un ekibinden biraz da alaycı bir dille bahsediyor Pakistan Cumhurbaşkanı:

“Onların doktoraları var. Ama benim de hayat konusunda doktora derecem var. Devlet bile olmayan gruplar, aktörler peşine düşüp, bölgeye müdahale ettiler. Buraya geldiler, ama hiç bizi dinlemeye yanaşmadılar. Şimdi çözmeye çalışıyorlar. Yenmek kolaydır. Asıl zor olan ise, bu zaferi kalıcı kılmak, devam ettirmektir. ”

“HER ÜLKENİN ŞARTI FARKLI”

Kafalardaki bir başka soru;

Pakistan, diyalog yoluyla diktatörden kurtulmuş. Ama ya kurtulamayan ülkeler. Mesela Bahreyn?

Pakistan Cumhurbaşkanı, Bahreyn’de de reform için güç kullanılmaması gerektiğini vurguluyor. “İstikrar önemlidir. Bahreyn de istikrarlı bir ülke. Eğer bir değişiklik yapılmak isteniyorsa, bunu silah zoruyla olmamalı. Diyalog yoluyla olmalı...”

Ya Suudi Arabistan?

“Bakın”, diyor Pakistan Cumhurbaşkanı, “Müslümanlar için en kutsal yerler, Mekke ve Medine Suudi Arabistan’da. Ancak Suudi Arabistan’ın malı değil Mekke ve Medine. Tüm Müslümanların malı. Her yıl binlerce kişi Suudi Arabistan’a hac için gidiyor Pakistan’dan. İsteyen herkes de gidemiyor. Çünkü Suudiler, düzeni sağlamak için kota koyuyorlar. İyi ya da kötü, bir sistem 40 yıldır işliyor...”

Pakistan Cumhurbaşkanı’nın mesajı basit;

“Her ülkenin koşulları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla, aynı sistemin dayatılmaması gerekir..”

TÜRKİYE’Yİ PAKİSTAN’A BAĞLAYACAK BÜYÜK PROJE: GÜL TREN

Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari’nin Ankara ziyaretinde çok önemli bir proje masaya yatırıldı.

Zerdari’nin, Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmede ele alınan projenin adı, “Gül Tren” projesi.

Proje, İstanbul’un, Tahran üzerinden İslamabad’a tren yolu ile bağlanmasını öngörüyor. Proje çerçevesinde, her hafta Türkiye’den Pakistan’a tren kaldırılması, İstanbul’dan kalkan trenlerin 11 gün içinde Pakistan’a ulaşması hedefleniyor.

Resmi görüşmeler sırasında, TOBB Gül Tren projesinin ön fizibilite çalışmasının sonuçlarını, Zerdari ve Gül’e sundu.

Proje iki aşamadan oluşuyor; İlk aşama, uluslararası koordinasyon konularının çözülmesini, ikinci aşama ise Pakistan’daki demiryollarının modernizasyonunu içeriyor.

Edinilen bilgiye göre, Zerdari ve Gül’ün görüşmelerde projeye tam destek vermeleri üzerine, TOBB projeyi yürütmek üzere derhal bir şirket kurma kararı aldı.

TOBB başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun resmi görüşmelerde “bir yıl içinde Gül projesini hayata geçiririz. Ancak bu kadar kısa sürede tren yolunu çalışır hale getirmek için iki Cumhurbaşkanı’nın desteklerini hiç azaltmadan devam ettirmeleri yaşamsal önem taşıyor” dediği öğrenildi.

Abdullah Gül, eski TMSF başkanı olan, Başdanışmanı Ahmet Ertürk’ü, Gül Tren projesinin Türkiye ayağının koordinatörü olarak atadı.

Zerdari, projeden çok umutlu. Proje sayesinde, Türkiye ile Pakistan’ın ekonomik olarak “daha yakın ortaklar” olacağını kaydeden Zerdari, “ara mamulleri biz, asıl mamulleri siz üretirsiniz. Türkiye üzerinden Avrupa’ya, Pakistan üzerinden Asya’ya satarız” mesajı