AnayasaMadde 104. Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bugün "devlet organları arasında bir uyum sorunu" var.
Örneğin "yeni Anayasa" konusunda siyasi iktidar ile üniversite neredeyse "saç saça, baş başa."
Şimdi "uyumu" kim gözetecek?
"Nasıl ve ne zaman" gözetecek?
Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilince YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç "tebriklerini bir yazıyla sundu."
Ancak "şahsen ziyaret etmedi."
Gül ile Teziç arasında "ikili bir görüşme" gerçekleşmedi.
"Önümüzdeki hafta" YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç, Çankaya'ya çıkacak.
Çantasında "3 dosya" olacak.
1. YÖK dosyası.
2. Üniversiteler dosyası.
3. Anayasa dosyası.
Bir ayrıntı...
YÖK Başkanı, Çankaya'yı arayıp da "Hükümet ile sürtüşüyoruz, hakemlik edin, bizi dinleyin" gibi bir talepte bulunmadı.
"Görev ve yetkileri" arasında "devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözetmek" de bulunan Cumhurbaşkanı Gül, "böyle bir görüşmeye ihtiyaç duydu."
"Doğrusu" da bu.
Bir ayrıntı daha...
Prof. Dr. Erdoğan Teziç Çankaya Köşkü'ne "sadece 3 dosya ile çıkmayacak."
Elinde bir de "paket" olacak.
"Çikolata paketi" falan değil.
Prof. Dr. Erdoğan Teziç:
- 5 kitap götüreceğim... YÖK'ün yayınlarından... Bilgilerine arz edeceğim, anlatacağım... Son görevim de bu olacak.
K Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in "görev süresi" yakında dolacak.
Prof. Teziç "Ahmet Necdet Sezer Çankaya'da iken" koltuğu boşaltabilirdi.
Sezer de "yeni YÖK Başkanı'nı atayabilirdi."
Ve 5 yıl "yeni başkana kimse dokunamazdı."
Daha önce yazdık "bu konu Sezer'e çıtlatıldı."
Ama Sezer "hayır" dedi.
Bugün konuyu biraz daha açalım.
Ahmet Necdet Sezer "görevdeyken" YÖK Başkanı Teziç'in "havası" şuydu:
1. Koltuğa yapışık insan değilim.
2. Ama görev sürem dolmadan ayrılmam etik açıdan ne kadar doğru?
"Öğretim Üyeleri Derneği" Cumhurbaşkanı Sezer'i ziyaretlerinde "bu konuyu" açtılar.
Sezer'in "havasını" yokladılar.
Sezer "en ufak yeşil ışık yaksa" Prof. Teziç "o dakikada" koltuğu boşaltacaktı.
Ahmet Necdet Sezer dedi ki:
- Herkes son ana kadar görevinin başında kalsın... Devlette devamlılık esastır.
Dün Prof. Teziç'le biraz konuştuk.
Söz elbette "türbandan" da açıldı.
Hoca dedi ki:
- 20 yıldır konuşuluyor... "Kılık kıyafet" deniyor... Ama 20 yıldır bir türlü "hukuki tanımı" yapılamıyor.
- Hocam, Cumhurbaşkanı ile "bu konuyu" da konuşacak mısınız?
- Devletin başıdır, anlatacağım.