DERİN SANIĞIN AVUKATI KONUŞTU 

Danıştay Davası sanıklarından Süleyman Esen'in avukatı Mehmet Ener önemli açıklamalarda bulundu.

Davanın bir başka sanığı Osman Yıldırım'ın kendisini müvekkili aracılığıyla Sincan Cezaevi'ne çağırdığını söyleyen Ener, sanığın kendisine Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması kararının 26 Nisan 2006'da İstanbul Ataşehir'de Veli Küçük'ün de katıldığı bir toplantıda alındığını söylediğini aktardı. Yıldırım'ın kendisine bombaların da o evden gittiğini anlattığını kaydeden Ener, bu itirafları Ankara Başsavcı Vekili Hamza Keleş'e de bildirmiş. Taraf Gazetesi'ne konuşan Ener, örgütün Veli Küçük'ten de etkili üst düzey yöneticileriyle ilgili de bilgi sahibi olduğunu anlatan Yıldırım'ın emekli bir orgenerali tarif ettiğini söyledi. Avukat Ener, Yıldırım'la 6 Şubat'ta yaptığı görüşmeyle ilgili Şu bilgileri verdi:

ATV'den 5 milyon dolar alacaklıyım

"Osman Yıldırım, büyük işleri olduğunu anlatırken ATV'den 5 milyon dolar, Kentbank'tan da 500 bin dolar alacaklı olduğunu söyledi. Danıştay saldırısından kısa bir süre önce 27 Nisan'da Ataşehir'de bir toplantı yapıldığını kaydetti. 'Kimler vardı?' diye sorduğumda emekli tuğgeneral Veli Küçük'ün ismini verdi. Kendisi de bu toplatıya katılmış. Ancak toplantıda Küçük'ten daha üst rütbeli olup olmadığına ilşikin bir şey söylediğini hatırlamıyorum. Sanık, bombaların toplantının yapıldığı evde olduğunu mahkemede söyleyeceğini de aktardı".

Hablemitoğlu'nu öldürenleri biliyorum

"Sanık, Necip Hablemitoğlu'nu öldürenleri ve onları yönlendirenleri de bildiğini öne sürdü. Ben de yazacağı dilekçe de bunları anlatmasını önerdim"

Tuncay Özkan'ın MİT kitabı

"Osman, JİTEM'den bazı kişilerle görüştüğünü söylerken Ankara'ya gelip gittiğinde görüştüğü iki astsubaydan da söz edince bunu sordum. O da Tuncay Özkan MİT'in Gizli Tarihi kitabında bu isimlerin olduğunu söyledi. Ancak kitabı bir kez daha hızla okumama rağmen o isimleri görmüş değilim. Yalnız bu zat, 'erseverler'den bahsetti. Sorum üzerine, bunun Cem Ersever olmadığını, aşka bir Ersever'den bahsettiğini söyledi. Sanık, bu ekipleri bildiğini ima etti. bazı kişileri tanıdığını anlattı. Tuncay'ın kitabında var dediği iki astsubayla ilgili Ankara'nın Gaziosmanpaşa semtindeki Shell istasyonu yakınlarında görüştükleri gibi kimi ayrıntıları da anlatmaya çalıştı".

Camiye gitmem

"Sanık, caminin yolunu bile bilmediğini söyledi".

Emniyet ve Çatlı bağlantısı

"Alparslan Arslan ile tanışıklığının bir başka arkadaşı sayesinde başladığını anlatırken bana, bir eski emniyet müdürüyle birlikte Malkara'da bir fabrikanın sahibi haline geldiklerini de söyledi. Nevşehir'de yakalanamsı nedeniyle Abdullah Çatlı'yı tanıyıp tanımadığını sordum. Çatlı'yı tanıdğını söyledi".

Başsavcı da biliyor

"8 Şubat'ta bu soruşturmadan sorumlu Ankara başsavcısı Hamza Keleş'i ziyaret ettim. Başsacıya, yaklaşık 15 dakika orada ne konuşulduysa anlattım. Hamza Bey de bana 'Tavsiyelerin yerinde ve güzel olmuş. Bize dilekçe verirse hepsine bakarız, o zaman herşeyin sonuna kadar gidelim' dedi. Yalnız iki astsubay dahil diğer iddialarla ilgili olarak kendisinin de mevcut kitapları okuduğunu, ancak kendilerinin somut şeyler intikal ederse harekete geçebileceklerni söyledi. Başsavcılığın, dilekçe gelmeden de bu sanığın derhal ifadesini alma yoluna gidip gitmemesi kendi taktiridir, ben bir şey diyemem".

'Konuşacağım' dedi

"Duruşmadan hemen öncesinde Osman'a 'Senden konuşmanı bekliyoruz' dedim. Herhangi bir baskı olmadığını anlatırsa mahkemenin yardımcı olabileceğini söyledim. Bana 'evet' anlamında kafasını salladı. Sonra biz savunmalarımızı yaptık. Osman söz aldı ama bahsettiği konulara hiç girmedi. Neticede mahkeme davayı bitirdi".

"Karar açıklandıktan sonra kendisine 'Hani konuşacaktın' diye sordum. O da bana, mahkemeye verdiğim ve Ergenekon dosyasını da kapsayacak şekilde soruşturmanın genişletilmesini istediğim talebimin reddedilmesi nedeniyle konuşmadığını söyledi. Yalnız karar sonrası mahkemeye yönelik sözleri sarfedince kafam karıştı".