![]() |
Talat Atilla Vatandaşa ateş ediyorsunuz, etmeyin! Kürt kimliği Kürt siyasetçilerin değil, Türk liderlerin eseri! |
![]() |
Cengiz Altınsoy Yaran neredeyse, pansumanı oraya yapacaksın. |
![]() |
Adnan Küçük ANTİ-SEMİTİZMİN KAYNAĞI: SİYONİZM |
![]() |
Tuğba AYAN Hoş geldin Hıdrellez |
![]() |
Melike Topuk Bir anne nasıl doğar? |
![]() |
Zahide Guliyeva ANNELİK NEDİR BİLİYOR MUSUN? |
![]() |
Derya Çöl TEOKRATİK DEMOKRASİ |
![]() |
Seyhan Korkmaz KELİMELER BİZİ YANILTIYOR |
![]() |
Kıvılcım Kalay KİLİM |
![]() |
Canan Sezgin İŞTE BU BİZİM HEDİYEMİZ! |
![]() |
Tuğrul Sarıtaş Hep Aynı Yüzler: Bu Sektör Kimin? |
![]() |
Tekin Öget PKK'NIN FESİH KARARI |
![]() |
Esra Süntar PAYİDAR İDEOLOJİSİ |
![]() |
M. Kürşat Türker Bazen rakamlar veya harfler sıralanarak gelir |
![]() |
Ersan Yıldız Volkan abi |
![]() |
Haktan Kerem Ural SİYASİ HEYELAN |
Başlık, çarpıcı ve yanıltıcı, hatta bazıları için kışkırtıcı ve gerçeği saptırıcı görülebilir.
Fakat aşağıda yapacağımız izahatların, bu başlığın doğru olduğu konusunda ikna edici olacağı kanaatindeyiz.
Önce bazı belirlemeler yapacağız.
Hiçbir ırka ya da dine karşı genel, kapsayıcı bir düşmanlığın kabulü mümkün değildir.
Yani anti-amerikanizm de, anti-almanizm de, anti-arabizm de, anti-kürdizm de kabul edilebilir bir düşünce değildir.
Bu durum tüm Yahudileri hedef alan anti-semitizm için de geçerlidir.
Benzer şekilde tüm Müslümanların potansiyel terörist olarak görülerek ortaya konulan İslâm ve Müslüman düşmanlığı ve İslamofobya da kökten sakat bir anlayıştır.
Anti-semitizm-Anti-siyonizm Farklılaşması
Burada anti-semitizmle anti-siyonizmin ayırt edilmesi gerekir.
Anti-semitizm, tüm Yahudileri hedef alan bir Yahudi düşmanlığıdır.
Anti-siyonizm ise, Siyonist felsefe ile uyumlu politikalara yönelik bir düşmanlıktır.
Esasen dünyada yaygın olan “anti-semitizm” değil, “anti-siyonizm”dir.
Ama Siyonist Yahudiler, anti-siyonizm söylemini kendileri için etkili görmedikleri, hatta kendilerince anti-siyonizmi haklı çıkaracak politikaları uyguladıkları için, anti-siyonizm yerine tüm Yahudileri mağdur gösteren “anti-semitizm” kavramını kullanmaktadırlar.
Masum, hatta Siyonist fikir ve politikalara karşı olan Yahudiler de, anti-semitizm kapsamına dâhil edilerek, salt siyonizme yönelik nefret, düşmanlık ve dışlamalar azalmakta, masum Yahudilerin de içinde yer aldığı tüm Yahudi camiasına yönelik düşmanlıklar içinde Siyonistlere yönelik düşmanlıkların zayıflamaktadır.
Yahudilik, esasen hem bir ırk hem de bir dinin adıdır. Tüm Yahudiler Siyonist olmadığı gibi, tüm Siyonistler de Yahudi değildir, yani Yahudi olmayan Siyonistler de mevcuttur. Tıpkı bir önceki ABD Başkanı Joe Biden gibi. Nitekim ABD Başkanı Biden, “Siyonist olmanız için Yahudi olmanıza gerek yoktur. Ben de bir Siyonist’im” demişti.
Siyonist olmayan Yahudiler, diğer din mensupları ile ve seküler kişilerle çeşitli toplumlarda sulh içinde yaşamışlardır. Bunun en bariz misalini Osmanlı döneminde yaşananlar teşkil etmektedir.
Nazizm-Siyonizm Benzerliği
Siyonizm felsefi olarak Nasyonal Sosyalizmin (Hitler’in Nazi rejimi) bir başka versiyonunu teşkil etmektedir. Esasen her iki felsefe de aynı esaslara dayanmaktadır.
Yani Nasyonal sosyalizm, bir diğer ifadeyle “NAZİZM”, “IRKÇI” bir felsefi düşüncedir. Bu düşünce, Alman halkını (ırkını) her bakımdan başka halklardan (ırklar) daha üstün vasıflarla donanmış bir bütün olarak görür. Bu üstünlük, “DOĞRUDAN DOĞRUYA KANLA BAĞLANTILIDIR”. Bu fikre göre, Almanlar “ARYAN IRKINDAN” gelmektedir. “ARYAN IRK, yani ALMANLAR” kaderlerinden kaçamazlar, başta Avrupa olmak üzere bütün dünyayı egemenlikleri altına almak zorundadırlar.
Irkçı Almanlar, Asyalı ve Afrikalı ırklar yanında Alman olmayan tüm Avrupalı ırkları da “ZAVALLI, AŞAĞI, YÖNETME YETERLİĞİ OLMAYAN, MUTLAK OLARAK ALMANLAR TARAFINDAN YÖNETİLMEYE MUHTAÇ” olarak görürler.
Nazilere göre, “EN AŞAĞILIK IRK YAHUDİLERDİR”. Hitler, Kavgam (Mein Kampf) adlı eserinde, Yahudileri Alman Irkının ŞEYTANI ve BÜTÜN PROBLEMLERİN KAYNAĞI olarak resmeder.
Nazi rejimi, Hitler döneminde, bu felsefesi ile uyumlu olarak Avrupa’da diğer Avrupalı halklara büyük bedeller ödettiği gibi, Holokost hadisesini de gerçekleştirdi.
Gelelim siyonizme.
Ateşli bir Siyonist olan Israil Zangwill’e göre “YAHUDİ’ler diğer ırklara karşı AHLÂKÎ AÇIDAN ‘ÜSTÜN’ bir IRKTIR”.
Gush Emunim ve diğer Yahudi Köktendinci tarikatlar da, Yahudileri ve Yahudi olmayanları tamamen farklı türler (birisi insan diğerleri insan dışı) olarak gören Yahudilerin, Yahudi olmayanlardan kesinlikle daha üstün olduğu ve radikal olarak farklı bir ahlâkî koda tabi olduğu uzun süreli bir ana akım Yahudi geleneğinin parçasıdır.
Yahudilerin üstünlüğüne ilişkin görüşleri ortaya koyan bir diğer Yahudi Haham da Menachem Mendel Schneerson’dur. Schneerson’a göre, “Bir insanın yalnızca daha üst düzeyde olduğu derin bir değişim üzerine konuşmuyoruz. Aksine, tamamen farklı türlere ait bir durum var. … Bir Yahudi insanın bedeni, dünyanın tüm uluslarının bedeninden tamamen farklı niteliktedir. Vücudun iç kalite farkı, o kadar büyüktür ki, bedenler tamamen farklı türler olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle Talmud, Yahudi olmayanların bedenleri hakkında (Yahudilerin bedenlerinin aksine) ‘halahik’ bir tutum farkı olduğunu belirtmektedir; onların bedenleri beyhudedir. Ruhla ilgili olarak daha da büyük bir fark vardır. İki zıt ruh türü vardır; Yahudi olmayan bir ruh üç şeytani katmandan gelirken, Yahudi ruhu kutsallıktan gelir”.
İsrail’de Gush Emunim ve diğer Yahudi köktendinci gruplar, küçük uç gruplar değil; geleneksel Yahudi kültürünün saf kalıntılarıdır.
Yahudi ırkının diğer insanlara (hatta insan harici yaratıklara karşı) üstünlüğünü savunan bu görüşler, siyonizmin de temelini, özünü ve ruhunu teşkil etmektedir.
Siyonist Yahudi entelektüel hareketlere göre, Yahudilik ahlâkî olarak Avrupa medeniyetinden daha üstündür ve Avrupa medeniyeti ahlâkî olarak tamamen iflas etmiştir.
Nazizm ve siyonizme göre, ırklar sadece farklı değildir, aynı zamanda “üstünlük” için de birbirleriyle rekabet ediyorlardır.
Bu rekabette, Naziler Alman ırkının, Siyonistler de Yahudi ırkının diğerlerine karşı üstünlüğünü savunmaktadırlar.
Yahudilere karşı Hitler’in aşağılayıcı, dışlayıcı bir tutum almasının gerisinde, aynı zihniyetin Yahudilerde de olması yer almaktadır. Yani her iki taraf da kendilerini rakiplerinden üstün gördükleri için, Naziler, güç ellerinde olduğu dönemde, kendilerine (Almanlar) karşı üstünlük iddiasında bulunan Yahudilere karşı, benzer felsefe ile yok edici politikalar uygulamıştır.
Burada şu soru sorulabilir:
Her iki ırkın birbirlerine karşı üstünlük iddiasında bulundukları bir zeminde, Almanlar, Nazi rejimi döneminde elde ettikleri güçle, kendisi ile üstünlük rekabetinde olan Yahudilere düşmanca politikalarla telafisiz zararlar verdiğine göre, acaba aynı güç Siyonist Yahudilerin eline geçseydi, benzer politikaları Siyonist Yahudiler de uygular mıydı?
Bu sorunun cevabının evet olduğu söylenebilir.
Siyonist Yahudiler, kendi ırkının üstün olduğu fikrinden hareketle, gücü yettiği tüm milletlere ve devletlere (bunların en bariz misali Filistin halkıdır) karşı Hitlervari politikaları uygulamaktan geri durmamaktadır.
İsrail ordusunun seçkin birimlerinin önemli bir yüzdesini oluşturan, Siyonist felsefeyi mutlak olarak özümseyen aşırı dinci Gush Emunim’in üyeleri ile diğer koyu Siyonistler, Filistin’lilerin yok edilmeleri konusunda vahşi ve acımasız bir şekilde davranmaya diğer İsrail askerlerinden çok daha isteklidirler.
İsrail hükümeti, Siyonist felsefe ile uyumlu olarak, kendileri için düşman ilan ettiği Filistinli Müslümanları yok etmek için elinden geleni geri koymuyor.
Esasen uluslararası metinlerde ve insancıl hukukta, bebekler, çocuklar, eli silahsız kadın ve erkekler, yaşlılar, saldırılara karşı mutlak koruma altındadırlar. Yani bunlara zarar verilmesi, insanlığa karşı işlenmiş en ağır cinayetler hükmündedir.
Irkçı Siyonist İsrail yönetimi, Müslümanları insan dışı, aşağılık yaratıklar olarak gördüğü için, saldırılarında hiçbir insani ve ahlaki sınır tanımıyor.
İsrail yönetiminin, kendilerini üstün gördükleri Filistinli silahlı ya da silahsız yetişkin, bebek, çocuk, yaşlı ve diğer tüm masum kişilere yönelik hunharca katliamlarının altında ve gerisinde, motive edici güç olarak Siyonizm yer almaktadır.
Siyonist İsrail yönetimi, Müslümanları masum da olsalar katletme noktasından kendilerini haklı gördükleri gibi, diledikleri zaman komşu ülkelerin topraklarını işgal etme konusunda da kendini haklı ve yetkili görmektedir.
Bu bağlamda, İsrail Yönetimine göre, Filistin topraklarını işgal etmek, kendisi için bir hak olduğu gibi, bu işgale karşı direnmek de teröristliktir.
Keza İsrail, kendi güvenliği için tehdit olarak değerlendirdiği Suriye ve Lübnan topraklarını bombalamayı ve gerekli gördüğünde işgal etmeyi de kendisi için meşru bir hak olarak görmektedir.
Aslında gücü yetse ya da şartlar oluşsa, Mısır topraklarını işgal etmeyi de kendisi için hak olarak görmektedir.
Daha kapsayıcı ifade etmek gerekirse, İsrail, “arz-ı mev’ud” olarak nitelenen ve Türkiye’nin önemli kısmını da kapsayan bazı yabancı ülkelerin topraklarını işgal etmeyi, buralarda terör örgütlerini organize etmeyi de kendisi için bir hak olarak görmektedir.
Siyonist İsrail yönetimi ve destekçileri, bu eylemlere karşı gelinmesini anti-semitizm olarak nitelemektedirler.
Kısaca belirtmek gerekirse, İsrail, keyfi şekilde düşman ilan ettiği herkesi öldürmeyi kendisi için bir hak olarak değerlendirirken, Siyonistlerin yaptıkları haksız katliamlara karşı tepki olarak bazı Yahudilerin öldürülmesini “anti-semitizm” olarak nitelendirmektedir.
Siyonist Yahudi güçleri, Batılı ülkelerin yöneticileri ile çeşitli kesimleri holokost utancından dolayı mutlak olarak esir almış durumdadırlar.
Bu Siyonist esaret sebebiyle, özellikle Batılı ülkelerin yöneticileri, Siyonist katliamları desteklemek konusunda kendilerini mecbur hissediyorlar.
Gerek Batılı ülkelerde yaşayan Siyonist Yahudi esaretine mahkûm olmayan vicdan sahibi insanlar ve gerekse İslam ülkelerindeki halklar, Siyonistlerin hunharca katliamlarına karşı, düşmanca ve nefretle duygular ve tepkiler sergilemektedirler.
Bu kesimlerin düşmanlık ve nefretlerinin muhatapları, Yahudilerin tamamı değil, ırkçı, Siyonist katliamları gerçekleştirenlerdir.
Burada esasen söz konusu olan bir “anti-semitizm” değil, “anti-siyonizm” ya da “anti-siyonist” katliamcı ve işgalci politikalardır.
Tekrardan başlığımıza dönecek olursak, bazı çevrelerce “ANTİ-SİYONİZM” olarak nitelense de, hakikatte “ANTİ-SİYONİZM” olarak ifade edilmesi gereken tepkilerin gerisinde Siyonist felsefe ile uyumlu politikalara, işgallere, katliamlara duyulan tepkiler yer almaktadır.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
Bu yazı 584 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |