Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletin kendilerine bir emanet verdiğini belirterek, ''Bu emaneti hakkıyla hukukuyla onuruyla gururuyla taşıyacak, o emanete halel getirmeyecek, günü zamanı gelince de emaneti aldığımız yere, sahibine, yani millete biz teslim edeceğiz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Sinop Valiliği önünde aralarında Sinop Havaalanı'nın uçuşa açılması, TOKİ tarafından yaptırılan toplu konutların dağıtımı ve bazı baraj ve tesislerin hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Sinop'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, kendileri için aslolanın millet, millete hizmet etmek, ülke kalkınması için çalışmak ve çabalamak olduğunu söyledi.
''Çünkü esas olan millettir. Çünkü söz milletindir. Çünkü karar milletindir'' diyen Erdoğan, millete yüzünü dönenin millete de ülkeye de dünyaya da söyleyecek sözü bulunmadığını ifade etti.
Millete sırtını dönenin hizmet diye, gayret diye, vatan, memleket diye bir derdinin olmadığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bizzat biz, bizim derdimiz var. Bu ülkenin on yıllar boyunca nasıl yerinde saydığını biz yaşadık gördük. Bu ülkenin on yıllar boyunca sanal gündemlerle kısır tartışmalarla millete hiç bir fayda sağlamayan konularla nasıl oyalandığını biz yaşadık. Bu ülkenin on yıllar boyunca nasıl krizden krize sürüklendiğini gördük. Yoksulluğun, yolsuzluğun, eşitsizliğin, adaletsizliğin, ülkenin kaderi haline getirilmek istendiğini gördük. Bu ülkenin zenginliklerinin, varlıklarının nasıl çarçur edildiğine şahit olduk. Biz bu ülkenin dertlerini bizzat yaşadık, yüreğimizde hissettik. Onun için dertliyiz. Onun için hizmet aşkıyla doluyuz. Onun için şehir şehir, belde belde, köy köy geziyor, ülkenin eksiğini, gediğini gidermek için gece gündüz gayret sarfediyoruz. Bu hizmet aşkını anlamayanlar olabilir. milletin derdiyle dertlenmeyenler, milletin gerçek gündeminden kopuk yaşayanlar olabilir. Bizim böyle bir anlayışla işimiz yok. Bizim Türkiye'yi kalkındırmak, insanımızın yaşam standardını yükseltmekten başka bir derdimiz yok. Siz bize bir emanet verdiniz. Bu emaneti; hakkıyla, hukukuyla, onuruyla, gururuyla taşıyacak, o emanete halel getirmeyecek, günü zamanı gelince de emaneti aldığımız yere, sahibine, yani millete biz teslim edeceğiz.
Bakın hemen şuracıkta kale içindeki zindanı bugün bütün Türkiye, bütün dünya biliyor tanıyor, burayı ziyarete geliyor. Orada ne demiş şair; 'Başın öne eğilmesin aldırma gönül, aldırma.' Biz aldırmıyoruz, biz gülüp geçiyoruz, biz size hizmet üretmeye devam ediyoruz. Bizim istediğimiz şudur; Yeter ki bu milletin başı öne eğilmesin. Yeter ki yoksulluk, yeter ki fakirlik, yeter ki çaresizlik bu milletin başını öne eğmesin. Yurt içinde ya da yurt dışında yeter ki bu millet, başı dik, onurlu, gururlu, itibarlı şekilde dimdik ayakta dursun.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...