Nazmiye Demirel, Süleyman Demirel’i Tanımıyor!
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hayatının en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Günde 19 saat uyutulan 58 yıllık hayat arkadaşı Nazmiye Demirel’in Alzheimer hastalığı iyice ilerledi. Nazmiye Hanım çevresinde gelişen hiçbir olayı anlamlandıramıyor. Ne sevinebiliyor, ne üzülebiliyor. Hatta, 58 yıllık hayat arkadaşı Demirel’i bile tanıyamıyor. Bu duruma çok üzülen Demirel’in, “Darbe dönemlerinde bile kendimi bu kadar çaresiz hissetmedim” dediği belirtiliyor. Süleyman Demirel’in, en kritik görüşme aralarında bile Nazmiye Demirel’in sağlığı ile ilgilendiği, çok şöhretli bir din alimine haber göndererek, “Lütfen Nazmiye Hanımın sağlığı için dua edin” ricasında bulunduğu konuşuluyor…
Ak Parti: Soylu Başbakan Olacak
Basına yeterince yansımıyor ama DP Lideri Süleyman Soylu Türkiye’yi adım adım geziyor. Teşkilatlarına moral veriyor, kongrelere katılıyor, mitingler düzenliyor. Bir anlamda DP’nin gevşeyen genetik dokusunu yeniden sıkılaştırıyor. DP’nin özü olan yerel refleksin gelişmesi için çaba gösteriyor. İl Başkanlarından, Belde Başkanlarına kadar yöneticilerini sık sık arayarak DP tabanını diri tutuyor. DP Lideri Soylu son olarak Balgat’taki DP Genel Merkezi’ni Başkentin göbeğine taşıyarak, partinin tabanla kaynaşmasına katkıda bulundu. Soylu’nun bu icraatları AK Parti’lilerin de ilgisini çekmişe benziyor. Bir AK Parti’li Belediye Başkanı’nın Soylu’ya gönderdiği mektup çok ilgimi çekti. Mektubun özeti şöyle,”Sayın Başkanım; Bu millet sizi mutlaka günün birinde Başbakan yapacak. Sayın Başbakanımıza da zamanında aynı mektubu göndermiştim.”
Batsın Bu Dünya!
ATO Başkanı Sinan Aygün’le kavgayla başlayan bir tanışıklığımız var. Zaman içerisinde Aygün’ü tanıdıkça kendisine olan sevgim de arttı. Aygün’ü hem mütevazi, hem de çalışkan bulurum. Ayrıca toplumun değişik kesimleriyle kurduğu iletişimi bir çok siyasi liderin bile kuramadığını düşünürüm… Bildiğiniz gibi Sinan Aygün şu günlerde sıkıntılı bir süreç geçiriyor. Ergenekon kapsamında yargılanması tutuksuz olarak devam ediyor. Aygün’ün içeri alındığı ve serbest bırakıldığı günlerde hayatımın en ilginç tecrübelerinden birisini yaşadım. Aygün’e tutuklama kararı verildiği andan itibaren telefonlarım susmadı. Gazeteci ve bazı siyasetçiler, “Aygün ömür boyu içerden çıkamaz artık” sözleriyle başlayıp, Sinan Aygün’ün bu süreci hak ettiğine kadar anlatmadıkları konu kalmadı. Hatta Aygün’ün bana ait olan bir yayın organında yazı yazmasının başıma iş getireceğini söyleyecek kadar ileri gidenler oldu… Sonra ne oldu biliyor musunuz?
ATO Başkanı Sinan Aygün’ün serbest bırakılacağı televizyon ekranlarından altyazı olarak geçmeye başlayınca telefon trafiği yine hızlandı. Arayanlar yine aynı kişilerdi; “Adalet yerini buldu, Sinan Aygün’e de bu yapılmazdı ki kardeşim!”
Sıkı durun! Aygün’e verip veriştirenlerin bir bölümünü televizyonda Sinan Aygün’ü karşılarken gördüm… En hararetli onlar sarılıyordu Aygün’e… Bu toplumun bir kesiminin bu kadar ağır bir kişilik zehirlenmesine uğradığını Sinan Aygün olayında canlı canlı yaşadım. Türkiye’yi ne top, ne tüfek yıkar. Yıkılırsak, bu iki yüzlülükten yıkılırız!
Sol, Sizlere Ömür!
ODTÜ ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek arasında bir süredir ciddi bir tartışma var. Tartışmanın imar bölümleri teknik bir konu. Bu konularda fikir beyan edecek kadar bilgim yok ama tartışmada bir konu var ki, değinmeden geçemeyeceğim. Melih Gökçek’in, “Eymir Gölü’nden yalnızca ODTÜ personeli faydalanıyor, burayı halka da açmalıyız” sözlerine yüzde yüz katılıyorum. Bilmeyenler için söyleyelim; Eymir Gölü Ankara sınırları içinde, kullanımı ODTÜ’ye ait bir göldür. Eymir Gölü’nün keyfini yalnızca ODTÜ personeli çıkarabiliyor. Çünkü burası halka kapalı. Koskoca gölden yalnızca ODTÜ’nün personeli ve ODTÜ’nün kürek takımı istifade edebiliyor. Akla ziyan bir durum. ODTÜ, sol geleneğin kalesi olarak bilinirdi. Bu tartışma sonrası iyice anladım ki, sol bu tutumunu devam ettirdiği sürece asla Türkiye’de iktidar olamaz. Sol düşüncenin varlık nedeni olan ‘sosyal adalet’ kavramı bir göl keyfine fit oldu. Halkın hakkını, halkla paylaşmayana, halk ne diye kıymet versin ki? Öyle değil mi Ural Hocam?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...