CHP, Sosyalist Enternasyonal'in toplantısına İstanbul'da ev sahipliği yapıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonal'de konuşma yaptı.
Özel'in konuşmasından bazı kısımlar şöyle:
''GAZZE'DEKİ KATLİAMA KARŞI ÇOK DAHA ETKİN TAVIR ALMAYA DAVET EDİYORUM''
Bugün ABD Başkanı Trump, Filistin halkını Gazze’den sürgün etme, o bölgeyi bir eğlence ve kumarhane merkezine çevirme projesini gülerek, alay ederek dile getiriyor. Maalesef dünya da dinliyor. Sizin huzurunuzda bir kez daha şuna dikkat çekmek isterim ki Trump şaka yapmıyor ama Gazze açıklarında tüm Avrupa’ya 100 yıl yetecek hidrokarbon yataklarının varlığından da habersiz değil. Bu kötücül plana sonuna kadar karşı duracağımızı ve Filistin davasına tarihsel tutarlılığımız içinde ve aynı ve artan bir cesaretle sahip çıkacağımızı ifade etmek isterim. Çözümün 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacağını savunuyoruz. Bu Birleşmiş Milletler (BM) kararını sahiplenmeye devam etmeliyiz. Sevgili Başkanımız Pedro Sanchez, Filistin halkının haklı mücadelesine samimi ve örnek olan bir destek vermektedir, bunun içni kendisini buradan bir kez daha kutluyorum. Sosyalist Enternasyonal’i bu katliama karşı çok daha etkin tavır almaya davet ediyorum ve Orta Doğu Komitesi’nin bu konuda bölgeyi ziyaret ederek bir rapor hazırlamasının ve gündeme acilen alınmasının önemli olduğunu değerlendiriyorum.
''ERDOĞAN BUNU YAPMADAN ÖNCE TRUMPTAN ONAY ALIYOR''
Öyle bir döneme girdik ki Amerikan Başkanı hiç çekinmeden bazı liderler için ‘O benim gözde diktatörüm’ diyebiliyor. Veya onları ağırladığı sırada, canlı yayınlarda, ‘Diktatör olmanız benim için problem değil’ ifadesini kullanabiliyor. Türkiye’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan, en güçlü rakibini seçime sokmamak için hapse atabiliyor. Ve bunu yapmadan önce de diktatörlük kavramını dert etmeyen Trump’tan onay alıyor, onu haberdar edebiliyor. Trump yönetimi de Türkiye’deki bu hukuksuzluklara alaycı alaycı gülüyor. Trump’ın ekibinden en önemli isimlerden bir tanesi, Gazze açıklarındaki petrollerle en çok ilgilenen kişi, Türkiyede’ki petrol aramalarına birkaç ay içinde başlaması beklenen kişi; daha dün Trükiye’de yaşanan olaylar sorulduğunda, ‘Üçüncü dünya ülkelerinde böyle şeyler olur. Muhalifleri içeri tıkarsın, ondan kurtulursun, sorun hallolur. Türkiye’de aktif protestolar var ama hükümet hala istikrarlı görünüyor’ diyebilmiştir.
"ERDOĞAN JALKIMIZI HESABA KATAMADI"
Erdoğan her şeyi hesap etse de halkımızı hesaba katamadı. Çünkü Türkiye’de tüm demokratlar bu darbeye karşı ayağa kalktık. 81 ilimizde bu hukuksuzluğa karşı kitlesel gösteriler düzenlenmeye başladı. Ancak iktidar, bu gösterileri şiddetle bastırmak istedi. Binlerce insanmızı gözaltına aldı, yüzlercisini tutukladı. Sadece ilk günlerde 302 üniversite öğrencisi tutuklandı ve on günlük bayram tatilini ailelerinden uzakta, Silivri zindanlarında geçridiler. Demokrasiye inanan milyonlar, mücadeleden vazgeçmedi. O günden bugüne kadar her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde bir gece mitingi ve her hafta sonu bir ilde büyük bir il mitingi yaparak tepkileri ayakta tutmaya devam ediyoruz. Türkiye’de siyasal muhalefetle toplumsal muhalefet bir arada çünkü saraylar otoriter liderlere aitse meydanlar halkındır.
Sayın Ekrem İmamoğlu, 67 gündür tutuklu. Hala iddianamesi yazılmadı. Savcılık, hiçbir iddiasını ispat edemedi. Türkiye’de vatandaşların yüzde 70’inden fazlası bu soruşturmanın hukuki değil, siyasi olduğunu düşünüyor. Bu süreçte zaten zorda olan ekonomimiz büyük yıkıma uğradı. Merkez Bankamız 60 milyar dolarlık rezervi, dövizin yükselişine engel olmak için satmak zorunda kaldı. İktidarın bu siyasi ihtirasının faturasını, 86 milyon vatandaşımız daha da yoksullaşarak ödüyor. Bilinmelidir ki temsilî demokrasi, eksik bir demokrasidir. Ancak eksik demokrasinin alternatifi asla otokrasi değildir. Eksik demokrasinin alternatifi, katılımcı demokrasidir. Kriz içindeki siyasetin alternatifi, siyasetsizlik ya da biat değildir. Alternatifi, daha fazla siyaset, daha fazla katılım, daha fazla mücadele, daha fazla dayanışmadır. Biz otoriterliğe karşı hayatta kalmayı değil, otoriterliği halkın desteğiyle yenmeyi ve iktidara gelmeyi hedefliyoruz. Tüm bu süreçlerin sonunda görüyoruz ki partimiz nasıl 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi olduysa bugün de anketlerde Türkiye’nin açık ara birinci partisidir.
''OTORİTERLİĞE KARŞI HALKLA BERABER İKTİDARA GELECEĞİZ''
İktidarın bu siyasi ihtirasının faturasını vatandaşımız ödüyor. Biz otoriterliğe karşı otorite ile değil, halkla beraber iktidara gelmeyi planlıyoruz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |