2008 DAHA ZOR GEÇECEK
ATO Başkanı Sinan Aygün: “35 milyar dolar cari işlemler açığı ekonomideki kırılganlığı artırdı. Faiz yüksek, yanlış para ve kur politikası da sürüyor.
ZAMLAR ve vergideki artışlar konosunda Merkez Bankası hükümeti uyarırken, özel sektör de uygulanan para ve kurpolitikasının yanlışlığı konusunda Merkez Bankası’nı eleştirdi. Merkez Bankası, tütün ve akaryakıt başta olmak üzere vergi artışlarının enflasyonu artırdığına dikkat çekerek, “Elektrik ve doğalgaz gibi ürünlerde yapılması planlanan fiyat artışlarının olası ikincil etkilerine ilişkin riskler Para Politikası Kurulu’nu ihtiyatlı olmaya sevk etmektedir” açıklamasında bulundu.
Baskı altında değiliz
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Faiz indirimi konusunda hükümetin kesinlikle bir baskısı yoktur, sorumluluk tamamen bize aittir” dedi. Merkez Bankası Başkanı, elektrik zammının 2008 yılında enflasyonu yüzde 0.5 puan artıracağını da belirterek, elektrik zamlarının zamanında ve yeteri kadar yapılması gerektiğini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Meclis Plan Bütçe Komisyonu üyelerine dün çalışmaları hakkında bilgi verdi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık üç saat sürdü. Edinilen bilgiye göre Yılmaz, faiz indirimi konusunda hiçbir telkin ve baskı altında olmadıklarının altını çizerek, bu konudaki her türlü sorumluluğun kendilerine ait olduğunu ifade etti. Edinilen bilgiye göre, muhalefetin, “Faiz indirimi konusunda Merkez Bankası’nın kafası karışık” eleştirilerine Yılmaz, “Merkez Bankası faiz indirimi konusunda çok net. Bize hiç kimse baskı yapamaz. Biz elimizdeki verilere göre hareket ederiz. Faiz indirimi konusunda hükümetin kesinlikle bir baskısı yoktur, sorumluluk tamamen bize aittir” diye karşılık verdi.
Tütündeki ÖTV etkili
Merkez Bankası, 13 Aralık’ta yapılan Para Politikası Kurulu toplantısının özetini açıkladı. Kuraklığın gıda enflasyonu üzerindeki etkisinin kasım ayında da sürdüğüne işaret edilen açıklamada, enerji grubu fiyatlarındaki artışa dikkat çekilirken, akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarındaki ÖTV kaynaklı artışlar ile İstanbul’daki yeni şebeke suyu tarifesinin belirleyici olduğu vurgulandı.
Tütün ürünlerinden alınan ÖTV oranında yapılan düzenleme sonucunda alkollü içecekler ve tütün grubu fiyatlarının da arttığına işaret edilen açıklamada, “Yıllık TÜFE enflasyonunun yaklaşık 0.85 puanı yalnızca tütün ürünlerindeki fiyat artışından kaynaklanmaktadır” denildi. Açıklamada, gıda fiyatlarında gerek kuraklık gerekse küresel konjonktürden kaynaklanan gelişmelerin, işlenmiş gıda ve yemek hizmetleri kanalıyla son dönemde çekirdek enflasyon üzerinde etkili olduğu kaydedildi.
Öncelik büyüme değil
Yılın ikinci yarısında ihracatın ithalattan daha yavaş arttığı belirtilen açıklamada, “Özelikle binek oto ile ticari araç ve diğer sermaye malları gibi ithal mallara yönelik talebin güçlenmesi, net dış talebin büyümeye katkısının yılın son çeyreğinde de negatif olacağına işaret etmektedir” denildi. Açıklamada, kuraklık ve enerji fiyatlarındaki artışlar gibi arz yönlü şoklar enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olurken büyümeyi de geçici olarak olumsuz etkilediği anlatıldı.
Vergi artışı
Kamunun vergi artışlarının enflasyona etkisine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Son dönemde, kamu kesiminin ürettiği mal ve hizmetlerdeki vergi ayarlamaları enflasyonu olumsuz etkilemekle beraber söz konusu ayarlamaların orta vadeli enflasyon beklentileri üzerindeki etkisinin sınırlı kaldığı görülmektedir. Bununla birlikte, elektrik ve doğalgaz gibi ürünlerde yapılması planlanan fiyat artışlarının olası ikincil etkilerine ilişkin riskler Kurulíu ihtiyatlı olmaya sevk etmektedir. Bu çerçevede, gıda ve enerji fiyatlarındaki gelişmelerin genel fiyatlama davranışlarına yansımaları önümüzdeki dönemde yakından izlenecektir.”
DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen, “Enerji fiyatlarındaki artış, ciddi bir şekilde Türkiye’nin rekabetçiliğindesıkıntı yaratır” dedi. Yeşim Tekstil’i ziyareti sırasında Üst yöneticisi (CEO) Şenol Şankaya’nın, girdi maliyetlerinin yüksek olduğu yönündeki açıklamalarını da yanıtlayan Tüzmen, şunları kaydetti:
“Enerji fiyatlarındaki artış ciddi bir şekilde Türkiye’nin rekabetçiliğinde sıkıntı yaratır. 2002 yılından bu yana petrol fiyatları yaklaşık 5 kat arttı. Biz bunu hükümet olarak mümkün olduğu kadar sanayiciye yansıtmamaya çalıştık. Fakat, öyle bir noktaya geldik ki artık yükü taşıyamaz hale geliyorsunuz. Dolasıyla böyle kademeli şekilde artış yapılması gerekliliği doğdu.” Tüzmen de, ihracatçılar gibi Merkez Bankası’nı eleştirerek döviz kuru konusunda 4-5 yıl önce söylediklerinin şimdi herkes tarafından “haklı” görüldüğünü belirterek, “Biz bunu 4-5 yıl önce söylediğimiz zaman arkamızda olunmasını istedik. Ama o dönemde maalesef yalnız kaldık. İhracatçıların dışında, beklediğimiz çevrelerden destek gelmedi” diye konuştu. Firmaların ayakta kalmaları ve karlı olmalarının önemli olduğunu, fiyat istikrarının bunlardan sonra geldiğini ifade eden Tüzmen, şöyle devam etti: “Yoksa baktığınız zaman enflasyonu aşağıya çektiniz, çok aşağıya çektiniz. Bunda da biliyorsunuz ciddi yanılma payları oldu. Biz, ihracat tahminlerimizde öyle bir yanılma yapmadık. Ama diğer alanlarda bakıyorsunuz, yüzde 100’e yakın bazı yanılmalar oldu. Sonuç olarak Türkiye’de sanayici üretici, ihracatçı yollarına devam edecekler.”
2008’E sayılı günler kala ekonominin patronları da geçen bir yılın bilançosunu çıkarmaya başladı.TİM Başkanı Oğuz Satıcı’ya göre, kasım ayı sonu itibarıyla 96 milyar 530 milyon dolar olan ihracat aralıkta 100 milyar doları aşacak. Satıcı 2007 yılının enflasyonla mücadele açısından son derece talihsiz bir dönem olduğunun altını çizmeyi de ihmal etmedi. “Yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 4 olduğu göz önüne alındığında yüzde 100’ün üzerinde bir sapma var. Bu sapma ne yazık ki çok büyük bir sapmadır” diyen Satıcı, faizlerin yüksek uygulamaya devam edilmesine rağmen enflasyonun son bir yılda 1 puan bile düşmemesinin çok ciddi bir şekilde sorgulanması gerektiğine işaret etti. Satıcı, 2007 yılında yaşanan ekonomik sıkıntıları şu ifadelerle değerlendirdi: “Hedeflerin tutturulmaması ve gerçekçi olmayan hedeflerin belirlenmesinin Merkez Bankası’nın güvenirliğini erozyona uğrattığı çok açıktır. Enflasyonu düşürebilmek için faizlerin yüksek tutulması Türkiye’ye bir bedel ödetmektedir. Asıl soru bu bedelin karşılığı alınabiliyor mu? Bu soruya olumlu cevap vermek ne yazık ki mümkün değildir.”
ANKARA Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, makro ekonomik göstergelerin, 2008 yılının 2007’ye göre daha da zorlu geçeceğine işaret ettiğini bildirdi. Büyüme hızı düşerken, dış ticaret açığının artmaya devam ettiğini kaydeden Aygün, bu duruma bağlı olarak 35-36 milyar dolara ulaşan cari işlemler açığının, Türkiye ekonomisindeki kırılganlığı arttırdığını kaydetti. Cari işlemler açığının, Türkiye’nin 2008 yılına taşıdığı en önemli ekonomik sorunlardan biri olduğunu söyleyen Aygün, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların temelinde yanlış para ve kur politikasının yattığını belirtti. Gelecek yılda da devam edeceği açıklanan, söz konusu para politikası nedeniyle Türkiye’nin dünyanın en yüksek faiz oranını uyguladığını kaydeden Aygün, “Türk parası hızlı bir şekilde değerleniyor. Değerli Türk lirası bir yandan Türkiye’ye gelen sıcak paraya katmerli kazanç sağlarken bir yandan da ithalatı patlatarak, hem cari işlemler açığının büyümesine hem de yerli sanayimizin potansiyelinin altında üretim yapmasına neden oluyor. Merkez Bankası Türkiye’nin büyüme, istihdam ve cari işlemler açığı gibi sorunlarını görmezden gelip döviz kurlarına müdahale etmeyip seyrediyor” diye konuştu.
|
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
Bunlar da ilginizi çekebilir...
