İşte Çalmuk'un Anayurt Gazetesi'ndeki yazısı...
Türkiye’de bu kadar üniversite varken eski Bakan, eski Başbakan Yardımcısı yeniden öğretim üyesi Abdüllatif Şener’in TOBB’un Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde işe başlaması manidar değil mi ?
Özellikle merkez sağın çöktüğü Ak Parti’nin siyasetin sağı da solu da merkez parti hüviyetinde barındırdığı bir noktada merkez sağa ilaç gibi gelecek muhtemel genel başkan adayları arasında en öne çıkan Rıfat Hısarcıklıoğlu’yla yan yana basın toplantısı yapması kime güven kime korku saldı anlayanız var mı ? Bir de siyasi zeminden uzaklaştıkça siyasi analizlerini kamuoyuyla paylaşan Abdüllatif Şener’in yükselen ivmesini takip etmek gerekir. Anlaşılan TOBB Siyasetin merkezi olmaya hazırlanıyor. Rıfat Hısarcıklıoğlu’nun önümüzdeki dönemde oluşacak boşluğu doldurmaya yönelik hamlelerini vakti geldikçe sizinle paylaşacağım.
Cumhurbaşkanlığı konusunda Orgeneral Büyükanıt’ın “sözde değil özde” olmazsa olmaz şartını değerlendiren Başbakan Erdoğan, Bülent Arınç ve Abdullah Gül önlerine nasıl bir yol haritası koyduklarını birlikte göreceğiz. Ancak 27 bildirisinden önce yaşanan krizinden daha kritiğinin bu dönemde yaşandığını sanırım bir çok kişi farkında. Başbakan Erdoğan’ın kriz çözme manevrasının en son somut örneğini seçimlerde gördük. Krizi millete çözdürme geleneği bu kez de devam ederse AK Parti yönetimi Cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik referandumu önemseyecektir. Çünkü 27 Nisan bildirisine de Anayasa Mahkemesinin 367 kararını da millete götüren Ak Parti’nin bundan ne kadar da kazançlığı çıktığını toplumun tüm kesimleri gördü.
Benim bu analizime katılanlardan biri Abdüllatif Şener: Şener’in 1 Ağustos 2007 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yer alan açıklamasındaki önemli satır başları şunlar: “Seçim sonuçlarını, sadece 27 Nisan bildirisi olarak değil, Cumhurbaşkanlığı süreci olarak değerlendiriyorum. Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananlar seçimleri doğrudan etkilemiştir. Vatandaşlarımızın oy verme eğilimlerini, hangi partinin yüzde kaç aldığını da doğrudan doğruya etkilemiştir. Cumhurbaşkanlığı sürecinde adaylık kesiti var. Anayasa Mahkemesi’nin 367 ile ilgili kararı var. Bu karar kamuoyunda hukuk darbesi olarak algılanmıştır..Yan süreçleri de dahil ettiğimizde Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 22 Temmuz sonuçlarını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Köylerde kentlerde, okuma yazması olan olmayan, işsizliği, esnafı, köylünün durumunu tartışmadı. Köylerde bile Cumhurbaşkanlığı tartışması vardı. Sadece bu bile, halk taleplerinin siyaseti yönlendirdiği süreci değil, siyasetin kendi tartışma alanlarının halkın gündemine dönüştüğünü gösterir.”
Şener’in burada altı çizilecek ve üzerinde önemle düşünülmesi gereken cümlesi şu: “Halk taleplerinin siyaseti yönlendirdiği süreci değil, siyasetin kendi tartışma alanlarının halkın gündemine dönüştüğünü gösterir.” Şener burada bilinçli bir iradenin süreci nasılda hazırladığının imasında bulunuyor. Ancak Şener’in açıklamaları bununla da sınırlı değil.
Cumhurbaşkanlığı sürecine ilişkin hem Başbakan’a hem Abdullah Gül’e hem de Bülent Arınç’a bir uyarıda bulunuyor ve aday profili çiziyor: Makul, mantıklı ve doğal…Şener şunları söylüyor: “Bu seçimlerde öncesindeki sürecin yaşanmamasını dilerim. Tüm Türkiye artık tekrarlanmasını arzu etmiyor. TBMM’nin partileriyle bağımsızlarıyla bir araya gelip bir Cumhurbaşkanını makul, mantıklı ve doğal olarak tamamlaması gerekir.”
Türkiye yeni Cumhurbaşkanını, yeni Meclis Başkanını yeni bakanlarını bekliyor. Siyasette geri sayım başladı. İşin açıkçası Türk halkı seçimlerde görevini yaptı. Kenara çekildi. Şimdi seyrediyor. Cumhurbaşkanı nasıl seçilecek, Abdüllatif Şener TOBB’ da ne yapacak bunları oturup çayını yudumlayıp seyredecek. Halk nasıl olsa sandıkla karar vermeyi öğrendi.