GÜNÜN MANŞETİ TERCÜMAN'DAN: TÜRKİYE'Yİ YİNE DERVİŞ'LİK YAPACAKLAR! 

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) yarın yapılacak Yüksek İstişare Kurulu toplantısına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş’in sürpriz bir şekilde davet edilmesi kafaları karıştırdı. Bugünkü cari açığa, işsizliğe , tüketim ve ithalata dayalı büyüme modeline dönülmesine yol açan Derviş’in yeniden ön plana çıkarılmaya çalışıldığını belirten uzmanlar, “Türk ekonomisini IMF’ye teslim eden birinin yeniden kurtarıcı gibi gösterilmeye çalışılması şaşırtırıcı” değerlendirmesini yaptılar.

Elini kolunu bağladı

2001’de yaşanan ekonomik kriz sonrasında Dünya Bankası’daki görevinden ayrılarak Türkiye’ye bir kurtarıcı olarak getirilen ancak IMF ile sosyal yönü olmayan bir anlaşmaya imza atan ve vatandaşı iyici darboğaza sokan Kemal Derviş’in yeniden ön plana çıkarılmaya çalışıldığı belirtiliyor.

Ekonomistlere göre, Derviş’in Türkiye’ye uyguladığı program üretimi yok ederek, dışa bağımlı bir sistem yarattı. İharcat yerine ithalata dayalı programla işsizliğin iyice yükseldiği ve dış borcun arttığı ifade ediliyor.

“IMF’ye teslim edildi”

Derviş öncesi dönemdeki tabloya dikkat çekilirken, bugün artık manzaranın bambaşka bir yöne gittiği ve cari açığın kapatılamaz boyuta ulaştığı vurgulanıyor. 2002’de koalisyon hükümetinin ardından iktidara gelen AKP hükümetinin de, Derviş’in IMF’ye dayalı politikayı sürdürmek zorunda kaldığına işaret edilirken, özellikle Derviş öncesinde, sıkıntılara karşın üreten, ekonomi politikasını kendisi belirleyen bir Türkiye’nin bulunduğuna dikkat çekiliyor.

Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez: “TÜSİAD bilerek veya bilmeyerek Kemal Derviş ısrarını ve yanılgısını sürdürüyor. Kemal Derviş’le IMF’ye teslim edilen Türkiye, onun yarattığı siyasi krizle erken seçime gitti ve ekonomi AKP’nin eline bırakıldı. Bugün Türkiye’de işsizlik oranı 2001’deki krizden daha fazla. Kemal Derviş’in getirdiği ekonomi politikasıyla işsizlik arttı, cari açık arttı ve dış ticarette en büyük açık verilmeye başladı. Sıcak paraya en fazla reel faizi veren ülke konumuna gelen Türkiye, IMF ile iyice çıkmaza sokuldu ve şu anda orada sürekli patinaj yapılıyor. Sendikaların ve TOBB’un, TÜSİAD’ın dümen suyuna gitmesini anlamak mümkün değil. TÜSİAD, ulusal çıkarlarımızı, stratejik önceliklerimizi ikinci plana atıyor ve üretime dayalı ekonomi politikalarını savunamayan dar bir çıkar grubu gibi hareket ediyor.TÜSİAD’ın çıkarlarıyla TOBB’un bünyesinde olan yüzbinlerce KOBİ’nin, esnafın, emeklinin ve özellikle işten çıkarılan işçinin çıkarları çelişmekte. TÜSİAD artık ithalata dayalı, IMF’ci, kendi üretim dinamiklerine güvenmeyen hatalarla dolu politilarla ülkenin başının finansal krizlerden kurtulamayacağını anlamalı.”

Yeni program gerekli

Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Aykon Doğan:”Kemal Derviş’in anlaşmasını yaptığı program mart ayında bitti. Her programın artıları eksileri var. O dönem uygulanan programla enflasyon düştü ancak dışa dayalı bir büyüme oldu. İç üretimde hiç bir artma olmadı. Dışa dayalı büyüme sonucunda da tarım gelirleri azaldı, işsizlik arttı. Ulusal sanayi yerli üretim dediğinizde maliyet girer, ihracatı teşvik ederseniz de iç piyasadaki fiyatlar yükselir. Türkiye’nin artık bana göre istihdam yaratan, kendi üretim değerlerine dönük istikrar içinde büyümeyi esas alan bir programa ihiyacı vardır. Bunun içinde tedbir alması lazım. Tekstilden otomotive ve sanayi kesimine kadar pek çok sektörden sesler yükseliyor. Artık istikrar içinde ulusal gücümüze dayalı ve büyümeye dayanan bir programa ihtiyaç var.”

Yaya kaldı

Eski Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli: “Kemal Derviş teorisyen yönü ağır olan bir insan, işin politikasında yaya kaldı. O dönem uygulanan politikanın sosyal içeriği yoktu. Şimdi bir sarmala girdik. Türkiye’ye de IMF’nin garantisi olduğu için dışarıdan çok fazla para girişi var. İçeride faiz yüksek olduğu için dışarıdan da para giriyor. Bunu düzeltmek mümkün ancak neden düzeltilemiyor anlamıyorum. Yapılması gereken artık sadece faizlerle kuru dengede tutmak.”