E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

DP GENEL BAŞKAN ADAYI DR. ÇIRAY İLK KEZ TURKTİME'A KONUŞTU: “AĞAR VE ÇİLLER PERDE ARKASINDAN KUKLA OYNATMASIN... KENDİLERİ ADAY OLSUNLAR, YARIŞALIM!” 

Merkez sağın aldığı ağır yenilgiden sonra toparlanmaya çalışan DP’de Çiller destekli Süleyman Soylu ve Ağar destekli Çağrı Erhan Genel Başkanlığa adaylıklarını açıkladı. Bu destekler DP’de emanetçi tartışmasını tekrar alevlendirirken en sert tepki adaylığını açıklamaya hazırlanan Dr. Aytun Çıray’dan geldi. İşte Çıray’ın Genel Yayın Yönetmenimiz Ersin Tokgöz’e yaptığı çarpıcı değerlendirmeler…

29.12.2007 - 02:17
DP GENEL BAŞKAN ADAYI DR. ÇIRAY İLK KEZ TURKTİME A KONUŞTU: “AĞAR VE ÇİLLER PERDE ARKASINDAN KUKLA OYNATMASIN... KENDİLERİ ADAY OLSUNLAR, YARIŞALIM!”

Son seçimlerde aldığı oy yüzde 5,5 olsa da DP’nin gündemde aldığı yer doğal olarak bu oranla herhangi bir korelasyon oluşturmuyor. Çünkü her ne kadar bugün enkaz görüntüsünü andırsa da DP Türkiye’nin birkaç dönemine damgasını vurmuş Menderes’in, Demirel’in misyonuna sahip. Hal böyle olunca enkaz kaldırılma çalışmaları da gürültülü oluyor. Bir yanda koskoca DP(DYP)’yi enkaza çevirenler gitmemek için direnirken, bir yandan da yeni adaylar bu yarışta var olmaya çalışıyor. İşte onlardan biri olan Dr. Aytun Çıray hem bu süreçte yaşananlara isyanını hem de olması gerekene yönelik hedeflerini ilk kez TURKTİME’a açıkladı. Bir çöküşün öyküsünden emanetçilik tartışmalarına, ucu sansüre giden adaylık mücadelesinden restleşmelere flaş açıklamalar için, buyurun…

 

 

 

TURKTİME: Siyasetçi, teknokrat, bürokrat ve gazetecisiniz. Bu, bir dağınıklık mı yoksa koordinat eksikliği mi?

AYTUN ÇIRAY: Kendi işimin dışında o kadar çok şeyle meşgul oldum ki tıp doktoru olduğumu söylemeyi siz bile unuttunuz. Esas mesleğim tıp doktorluğu, dahiliye uzmanıyım. Bu kadar çok işle uğraşmam, dağınıklık yada koordinat eksikliği değil. Tam aksine inandığım bir hedefe doğru yürürken çeşitli mekanizmaları bir araç olarak kullanıyorum.

 

TURKTİME: Nedir o hedef?

AYTUN ÇIRAY: Yürümek istediğim hedef, Türk milletinin mutluluğu ve refahı için katkıda bulunmak ve bu katkıyı yapabilmek için olmam gereken yerde olmaya çalışmak. Bu bazen bir teknokrat, bazen bir siyasetçi bazen de gazeteci olarak olabilir. Doğrusu tıp doktorluğundan sonraki hedefim siyasete girmekti. Bürokrasi, arada bir durak yada bir eğitim dönemi olarak yaşadığım bir dönemdi. Çok da planlarımda olan bir şey değildi ama o görevleri yapmamın çok hayırlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir gün siyaset yapmamı Allah nasip ederse, o gün geldiğinde donanımlı ve eğitimli bir siyasetçi olduğuma inanıyorum.

 

TURKTİME: Yaptığınız görevlere baktığımızda aslında siyasetin çok da dışında kaldığınız söylenemez…

AYTUN ÇIRAY: Evet. Ben siyasete Adalet Partisi gençlik kollarında başladım. Daha sonra DYP’nin kuruluş aşamasında genç bir asistanken bu kuruluş dönemini bir demokrasi mücadelesi olarak gördüğüm için İzmir il teşkilatının kurmuş olduğu araştırma komisyonun üyesi oldum. Süleyman Bey’in yasaklı olduğu dönemde çıkartılan Mavi Kitap’taki sağlık reformları bölümünü ben yazdım. Mavi, biliyorsunuz, yasakların kalkmasını temsil eden bir renkti ve o dönemde bu kitap çok meşhur olmuştu. Yani hayatımın bütün dönemlerinde siyasetin içinde oldum. Çünkü öyle bir ailede doğdum. Ailemden milletvekili, senatör, belediye başkanı çıktı ve hep aynı gelenekten, Adalet Partisi, Demokrat Parti ve DYP geleneğinden çıktı. Dolayısıyla ailemin bu yapısının da siyasete girmemin üzerinde çok etkisi olduğunu düşünüyorum.  

 

 

ÇİLER’İ KIZDIRAN KARŞI ÇIKIŞ…

 

 

TURKTİME: Sizi bu güne kadar hep liderlere danışman olarak gördük. Neden daha aktif bir role soyunmadınız?

AYTUN ÇIRAY: Aslında iki defa siyaset deneyimim oldu. 1999 yılında DYP’nin İzmir’den adayı oldum. Ön seçime girdik. Ön seçimi kazanmış olmama rağmen parti içi demokrasi çalışmadığı için benim yerime başkası aday olarak gösterildi. Delegelerin seçim hakkı ellerinden alındı.

 

TURKTİME: Aslında siz Çiller’e yakındınız. Hem Çiller’e yakınsınız, hem ön seçimde liste başı oluyorsunuz ama aday gösterilmiyorsunuz. O dönemde ters giden ne oldu?

AYTUN ÇIRAY: Benim Çiller’e yakınlığım daha çok teknik kişiliğim ile ilgilidir. Siyaseten zannedildiği kadar çok yakın olmadık. Ama temel görüş ayrılığı 1994 seçim kampanyası zamanında olmuştur. 1995 seçim kampanyasını tartışmak üzere başbakanlığa çağrıldığımızda o zaman Çiller’in danışmanları olan Mümtaz’er Türköne ve Hüseyin Kocabıyık bir proje getirdiler. Proje, daha çok bizim geleneğimize uygun bir söylemden ziyade CHP geleneğine uygun bir söylem içeriyordu. Ve Erbakan’ın üzerine kurulu bir siyasi kampanyaydı; “Onlar eski biz yeniyiz…” Hatta daha da ileri giderek bu kampanyada Çiller’in “Erbakan PKK’dan daha tehlikelidir” demesine varacak bir kampanyaydı. Ben, milliyetçi-muhafazakar bir parti olarak bu kadar sert söylemlerle siyaset yapılmasına karşı çıktım. Ve bu tarz siyasetin radikalleri daha da güçlendireceğini, Erbakan’a daha da güç vereceğini söyledim. Bu çıkışım herhalde çok hoşa gitmemiş olmalı. Siyaset yapmak için beni çok fazla inandığını söyleyen biri olarak görmüş olmalılar ki benimle teknokrat olarak çalışma konusunda en ufak bir tereddüdü olmayan Çiller ailesi, siyasetçi olarak benimle çalışmak istemedi.

 

TURKTİME: Sizin karşı çıktığınız o kampanya o haliyle yürütüldü mü?

AYTUN ÇIRAY: Evet.

 

TURKTİME: Sonuç?

AYTUN ÇIRAY: Erbakan Türkiye’de ilk defa birinci parti oldu.

 

TURKTİME: Peki Kocabıyık ve Türköne tarafından bunun bedeli ödendi mi?

AYTUN ÇIRAY: Bir süre daha devam ettiler. Ondan sonra 28 Şubat süreci yaşandı. O süreçten belli bir süre sonra da yolları ayrıldı. Kocabıyık çeşitli partilerde çalıştı ve aday gösterildi. Şimdi bildiğiniz gibi Türköne’nin eşi de Ak Parti milletvekili. Kendisi Diyarbakır’ın Amed olarak değiştirilmesini öneriyor. Kocabıyık son seçimde Ak Parti’nin adayıydı. Şimdi İzmir’de TMSF’nin gazetesi Yeni Asır’da köşe yazıyor. Kulislerde Cumhurbaşkanı’nın danışmanı olacağı falan da konuşuldu. Kimin ne bedel ödediği konusunda başka bir şey söylemeye gerek var mı?

 

 

 

ERKAN MUMCU HAYAL KIRIKLIĞIM OLDU… MESUT YILMAZ’DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM…

 

 

TURKTİME: Mesut Yılmaz başbakan yardımcısıyken, Erkan Mumcu genel başkanken danışmanıydınız. Herkesi de yakından tanıma olanağı buldunuz. Hangisi sizde olumlu izler, hangisi hayal kırıklığı bıraktı. Neden?

AYTUN ÇIRAY: Erkan Mumcu sadece çalıştığım değil, tanıdığım siyasetçiler içerisinde bende en çok hayal kırıklığı yaratan isimdir. Gençliğinin ve yaşının olması gereken idealizmde değildi. Ayrıca, söylemlerinin altının dolu olmadığını ve istikrarlı olmadığını gördüm. O anlamda hayal kırıklığı yaşadım. Siyaset bu kadar değişken fikirleri kaldıramaz. Mesut bey konusunda ise, ben o zaman Başbakanlık danışmanı olarak devlet memuruydum. Yılmaz da Başbakan Yardımcısıydı. Kendisi benimle çalışmak istediğini söyledi, nezaket gösterdi. Yaşadığım süreçte kendisinden devlet adamı olarak çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Mesut bey benim gözümde bir siyasetçi olmaktan çok bir devlet adamıdır.  

 

TURKTİME: Siyasetçi ve devlet adamı arasındaki çizgi nerede başlayıp nerede bitiyor? İdeal olan bu iki unsurdan hangisi?

AYTUN ÇIRAY: Bence ideal olanın iyi bir siyasetçinin iyi bir devlet adamı olması. Bunlar birbirini tamamlayan iki unsur çünkü. Sadece siyasetçiyi seçerseniz, ki seçtik zaman zaman, Türkiye bunun karşılığında çok ağır bedeller öder. Tek başına siyasetçi seçmek yeterli değil. Tek başına devlet adamı seçmek de yeterli değil. Bu defa devlet adamı kimlikleri ağır basan kişilerin seçilme şansları düşüyor. Seçilmemiş bir inansın bu millete o makamda oturamıyorsa yapabileceği fazla bir şey yok. Bu anlamda Türkiye uzun zamandır gerçek siyasetçi sıkıntısı çekiyor.

 

 

 

 

“BANA KARŞI YAPILAN SİYASİ GASPI HİÇ AFFETMEYECEĞİM”

 

 

TURKTİME: Ödemiş Devlet Hastanesi’ne isminiz verildi ancak daha sonra görülmemiş bir uygulama ile bir tek sizin isminiz silindi. İsminizi kim neden çıkardı? Bunun arkasında ne var?

AYTUN ÇIRAY: Ben o süreçte Erkan Mumcu’nun danışmanlığını yapmaya başlamıştım. Ve tam o esnada kaldırıldı. Bunda yerel siyasetçilerin etkisi olduğunu düşünüyorum. İlkel bir düşünce bu. O hastaneye bana özel bir isim verilmiş değildi. Sağlık Bakanlığı’nın kuruluşunun 80. yıldönümü adına zamanın Sağlık Bakanı Osman Durmuş tarafından alınan bir kararla Sağlık Bakanlığı’na emeği geçmiş tüm Müsteşar ve Bakan’ların isimleri kendi memleketlerindeki hastanelere veriliyordu. O bağlamda benim ismimin nereye verilmesini istediğimi sordular, ben de başhekimliğini yaptığım, gelişmesinde çok katkım olan Ödemiş Devlet Hastanesine verilmesini rica ettim. Çocuklarıma bırakacağım en büyük mirastı. Onun için hangi gerekçeyle olursa olsun bunun kaldırılmasını şerefime yapılmış bir saldırı olarak kabul ediyorum. Bunu da unutmayacağım.

 

TURKTİME: Hangi gerekçeyle kaldırıldı?

AYTUN ÇIRAY: Tamamen siyasi gerekçelerle. Yerel Ak Parti’li yöneticilerin sıkıştırmasıyla Ankara’ya kadar gelen bir silsilenin sonucu olmalı. Kaldırıldığını duyunca ben de sürprizle karşılaştım. Bunların kim olduğunu müsteşara şahsen sordum. Bir gün baş başa olduğumuzda açıklayabileceğini söyledi. Bir daha da sormadım.

 

TURKTİME: O dönemde verilen isimlerden kaldırılan başka isimler de oldu mu?

AYTUN ÇIRAY: Hayır, sadece benimki kaldırıldı.

 

TURKTİME: Buna karşı siz yada o dönem birlikte olduğunuz siyasi çevre tepki göstermediniz mi?

AYTUN ÇIRAY: Ödemiş ilçe başkanı çok sert tepki gösterdi, mücadele etti. Ama bana bir şey söylemek yakışmazdı. Ama tekrar ediyorum; bu, benim içimde bir yaradır. Çünkü bu dünya gelip geçici. Ben dindar bir insanım. Bu dünyada ne bıraktığım önemlidir benim için. O isim de benim çocuklarıma bırakacağım nesil boyu kalacak bir mirastı. Bu siyasi gasptı ve o gaspı yapanları affetmiyorum. 

 

 

 

“TAYYİP ERDOĞAN BÜYÜK ESERLERİN SİYASETÇİSİ DEĞİL!”

 

 

TURKTİME: Siyasette şu anda bulunduğunuz konumu değerlendirirseniz, kendinizi nerede görürsünüz? Başarılı mısınız değil mi?

AYTUN ÇIRAY: Siyasette bir yere gelmeyi tek başına başarı olarak kabul ediyorsanız, mesela Çiller’i başarılı kabul etmeniz lazım. Ama sonuçları itibari ile baktığınızda başarılı siyasetçileri ben size sayayım: Adnan Menderes, Celal Bayar, İsmet İnönü, Süleyman Demirel ve Turgut Özal.

 

TURKTİME: Başarı kriterleriniz neler?

AYTUN ÇIRAY: Milletin gönlünde yer etmek. Bu millet kendisine bir şey vereni anlar. Verdiğinizi inkar etmez, unutmaz. Demirel 6 kere gidip 7 kere geldiyse, eserlerinin izleri ile geri dönmüştür. Bu millet KÖYDES projesinin hemen karşılığını verdi bu iktidara. Demirel, 80 bin köye elektrik götürmüştür. Hiç kimse bir kişiyi boşu boşuna gönlünde taht kurdurmaz.

 

TURKTİME: Bu millet Tayyip Erdoğan’ı da ikinci kez tek başına iktidara getirdi ama siz Erdoğan’ı o listeye almadınız. Neden?

AYTUN ÇIRAY: Filmin sonunu görmeden neyin ne olduğunu anlayamayız. Bu konjonktür o günlerden biraz daha farklı. Bu hükümetin yaptığı her şey yanlıştır demek istemiyorum. Öyle bir muhalefet anlayışında değilim. Doğru işleri de var. Ancak Erdoğan büyük eserlerin siyasetçisi değil. Bunu zaman gösterecek. Erdoğan’ı tekrar getiren sadece kendi başarısı değil. Türkiye’de muhalefet boşluğunun olması, merkez sağın çökertilmiş olmasıdır. Bunun büyük payı vardır. Seçimlerden önce DYP-Anavatan Partisi birleşmesi kamu vicdanının kabul edeceği bir şekilde gerçekleşmiş olsaydı bugün Ak Parti’nin oyu yüzde 30’u geçmezdi.

 

 

 

“MERKEZ SAĞIN ÇÖKÜŞÜ AMORF BİR SİYASETÇİ OLAN ÇİLLER’LE BAŞLADI…”

 

 

TURKTİME: Merkez sağı kim çökertti?

AYTUN ÇIRAY: Merkez sağ Demirel’in cumhurbaşkanı olup, Çiller’in partiye genel başkan olmasıyla başlayan süreçte çöktü. Aynı zamanda Anavatan’da da iniş süreci başlamıştı. Çiller partinin genlerini ve özünü bilen bir siyasetçi değildi. Doğrusu genlerine ve özüne uygun bir siyasetçi de değildi. Daha çok sosyal demokrat bir çizgide olan, belli bir ideolojisi olmayan amorf bir siyasetçiydi. Dolayısıyla Çiller bu yapısıyla partiye, milletin değerlerine uygun bir siyaset yapmaktansa sembollerle siyaset yapmaya kalktı. “A Takımı” diye Türkiye’nin şöhretlerinden oluşan bir takım kurmaya kalktı. Fikirlerle uğraşmadı, şekillere baktı. Bu, önce DYP’yi kendi içinde yabancılaştırdı. Sonra teşkilatlar dediğimiz il ve ilçe teşkilatlarını yok saydılar. Merkez sağın en önemli çöküş nedenlerinden birisi budur. Teşkilatlar halkın sesini yukarıya taşıyan örgütlerdir. Bu insanların seçme ve seçilme hakkını ellerinden aldılar. Sonra o insanlar dediler ki bizim seçme ve seçilme hakkımız yoksa, sürekli yukarıdan şu seçilecek diye direktifler gelecekse biz neden emek verelim? Ve teşkilatlar gittikçe güçlerini kaybettiler. Ve teşkilatların yok olmasıyla üst düzey siyasetçiler halktan koptular. Halk da bunu fark etti ve onlarla ilişkilerini kopardı.

 

TURKTİME: Onca kökü, geleneği olan DP-DYP, sizin amorf olarak nitelediğiniz Tansu Çiller’i bünyeye nasıl kabul etti?

AYTUN ÇIRAY: Buradaki konjonktürde medya çok etkili oldu. Popüler olmak, medyatik olmak çoğu zaman insanların kararlarını etkilemeye başladı. Gerçek demokrasinin yerleşmemiş olması, parlamenterlerin doğrudan halk tarafından seçilmiyor olması bu işi kolaylaştırdı. Herkes günlük düşünmeye başladı. Bugün popüler bir siyasetçi bulalım hayatımızı kurtarsın dendi. Ama gerçekte böyle olmadığını görüyoruz. Sadece popüler olmak hiç kimsenin hayatını kurtarmıyor. Bugün merkez sağ popüler insanların kendilerini kurtaracağını düşünerek Erkan Mumcu ile yüzde 0’a, Mehmet Ağar’la da yüzde 5,5’e düşmüştür. Şunu görmenin zamanı gelmiştir; bu partinin başına kim gelirse gelsin zaten popüler ve medyatik olacaktır. O halde getireceğiniz kişi önce fikirleriyle dolu, devlet tecrübesi olan, bu devleti ve milleti tanıyan, milletin değerlerini bilen biri olmalı.

 

TURKTİME: Şu an ismi geçen adaylardan bu tanıma kim uyuyor? Yada bunların dışında bir isim var mı?

AYTUN ÇIRAY: Adayların ismine gelmeden şu an ne olduğuna bakmak lazım. Şu an DP ağır bir seçim yenilgisi almış. 1946’da bir halk ordusu yola çıkmış, bu halk ordusu darbelere, rüzgara, fırtınaya her şeye dayanmış, Özal gibi güçlü bir siyasi liderin yarattığı partiye rağmen tekrar eski günlerine gelmiş. Sonra Çiller gelmiş, girdiği hiçbir seçimde ileri gitmek bir yana, her seçimi kaybetmiş ve sonrasında partisini baraj altına getirmiş. Sonrasında parti Ağar’ı genel başkan yapmış. Ağar’ın getirdiği yer de yüzde 5,5. eskiden daha kötü. Çiller 2002’de seçimleri kaybettiği zaman bir makale yazmıştım. “Çiller DYP’nin ayağına taşı bağladı, denizin dibine attı. Şimdi DYP’lilere düşen şu: Ya sakince düşünüp akıllıca ayaklarına bağlanan ipleri çözüp suyun üstüne çıkacak yada heyecan ve telaşla ipleri karıştırıp suyun dibinde nefessiz kalacak.”

 

TURKTİME: O zamandan bu zamana hangi şık gerçekleşti?

AYTUN ÇIRAY: Doğrusu daha ipleri çözemedikleri ortada. Şimdi suyun dibindeki o çok dirençli bünye nedeniyle hala son nefesini vermiş değil DYP. Bu kongre DP’nin son şansıdır. Ya ipleri çözecektir yada artık denizin dibinde tarihin derinliklerine gömülecektir.

 

 

 

“AĞAR VE ÇİLLER PERDE ARKASINDAN KUKLA OYNATMASIN... KENDİLERİ ADAY OLSUNLAR, YARIŞALIM!”

 

TURKTİME: Peki yaşanan süreç hangi ihtimale daha yakın?

AYTUN ÇIRAY: Şu anda iki başarısız lider var; Tansu Çiller ve Mehmet ağar. Dünyanın bütün çağdaş ülkelerinde böyle liderlere yakışan tek şey derhal kenara çekilip anılarını yazmak yada edindiği tecrübeleri konferanslarda anlatmaktır. Bu iki siyasi lider de bunu yapmak yerine iki tane emanetçi aday çıkardı. Çiller Süleyman Soylu’yu, Ağar da Çağrı Erhan’ı aday olarak çıkardıklarını açıkladılar. Doğrusu adayları tenzih ederim ama emanetçiliği kabul etmek şık değil. Ben bu kongreyi Tansu Çiller’in 9,5’çileriyle Mehmet Ağar’ın 5,5’çuların yarışı olarak görüyorum. Bu yarışa da izin verilmez. Eğer Çiller ve Ağar’ın bu partiye verecekleri bir şey varsa lütfen gelip kendileri aday olsunlar partiyi ayağa kaldırmaya. Yok biz kaldıramayız, çıraklarımız kaldırır diyorlarsa bu millet de onlara inanmaz. Siyaset aynı zamanda şahsiyet ister. Çiller diyor ki; “biz ana oğul birlikte yöneteceğiz bu partiyi.” Şimdi bir tarafta ana oğul, bir tarafta baba oğul var. Biz doğrusu siyaseti şahsiyetli bir iş olarak görüyoruz. Bizim analara, babalara saygımız her zaman vardır ama kendi ana babamıza. Siyasette ana baba kavramı vesayet kavramıdır. DP’yi vesayet altındaki siyasetçiler ayağa kaldıramaz. Bu, Türk milletinin sağduyusu ile alay etmek demektir. Türk milleti vesayet altındaki siyasetçilere prim vermez. Bugün Erdoğan’ın başarısının altında yatan nedenlerden bir tanesi çok karizmatik ve güçlü bir lider olan Erbakan’a karşı durabilmiş olmasıdır.

 

TURKTİME: Var mı DP’de böyle kafa tutabilecek bir isim?

AYTUN ÇIRAY: Eğer kafa tutmak gerekiyorsa hem emanetçilerine hem de asıllarına kafa tutarım. Ben emanetçileri değil, başındakileri muhatap alıyorum. Lütfen gelsinler aday olsunlar karşılarına çıkayım. Tansu Çiller ve Mehmet Ağar’ı aday olmaya davet ediyorum. Hiç perde arkasından kukla oynatmaya kalkmasınlar. Gelsinler aday olsunlar, demokratik bir ortamda hep birlikte yarışalım.

 

TURKTİME: Perde arkasında kukla oynatmaya devam ederlerse yine çıkıp yarışa katılır mısınız?

AYTUN ÇIRAY: Çıkarız, sonuçları ne olursa olsun bunu millete anlatırız. Siyaset kendi kendimize oynadığımız bir oyunun adı değil ki! Bu milletin zekasına hakaret etmeyin. Siyaset, eninde sonunda dönüp bu millete senden oy istiyoruz diyeceğiniz bir yarış. Eğer bir gün DP milletin karşısına gidip “Ben size bir aday getirdim. Onu başbakan seçin” diyecekse, genel başkanlığa başbakan olabilecek aday seçsin.

 

 

 

“SÜLEYMAN SOYLU’NUN SANSÜRCÜLÜĞÜ BOYNUNDAKİ ÇINGIRAK GİBİ HEP KENDİSİNİ TAKİP EDECEK!!!”

 

 

TURKTİME: Siz adaylığını açıklayan Süleyman Soylu’ya yazılarınızla karşı çıktınız ve bu karşı çıkışınız yazdığınız sitenin yazılarınıza son vermesiyle sonuçlandı. Bu bir eleştiriye tahammülsüzlük mü yoksa yazılarınızın sonlanması başka bir sürecin uzantısı mı?

AYTUN ÇIRAY: Demokrat Parti’nin hikayesi aynı zamanda özgürlükler ve demokrasi mücadelesinin hikayesidir. Düşmeler kalkmalar, sanayi devrimini gerçekleştirmeler, darbeler… Bu hikayenin özeti de üç şehittir. Bu üç şehidi bu mücadele sadece ve sadece özgürlük için vermiştir. Şimdi DP Genel Başkanlığı’na aday olan Süleyman Soylu ise daha şimdiden hiçbir yere seçilmeden sansürcü olmuştur. Ben tam 7 yıldır İnternethaber’e yazı yazıyorum. 7 yıldır hiçbir yazım sansüre uğramadı. Ama Süleyman Soylu, muhtemelen TOKİ’deki akrabasının gücünü de kullanarak benim köşemi kendisini eleştirdiğim için tamamen kaldırttı. Bu tavır DP’nin genlerine aykırıdır. Yasakçı lider bu partide hiçbir şekilde tutunamaz. Ben Soylu’nun bu yasakçı ve sansürcü tutumunun boynuna asılmış bir çıngırak gibi kendisini takip edeceğini düşünüyorum. Bizim partimiz için sansürcülük utanç vericidir. DP yasakları kaldırmak için mücadele etti. Bugün hakkında yazılan bir eleştiriye bile tahammül edemiyorsa yarın eline bir güç verilirse nasıl bir siyasetçi olacağının takdirini size bırakıyorum.

 

TURKTİME: Ama İnternethaber’in sahibi yazılarınıza son verilmesi ile ilgili bu iddiaları reddediyor…

AYTUN ÇIRAY: Doğrusu bu süreci benimle birlikte yaşayan, telefon konuşmalarına şahit olan en az 5-6 arkadaşım var. Son yazım Soylu’nun Ak Parti tarafından desteklendiğine dairdi. Ve Süleyman Soylu’nun diğer ilişkilerini anlatan bir yazıydı. Ve o yazı ile ilgili olarak Süleyman Soylu’nun beni aramasından beş dakika sonra köşem kaldırıldı.

 

 

 

“DP KENDİSİNİ İKTİDARA TAŞIYACAK BİR LİDER ARIYOR VE BUNU BEN YAPACAĞIM”

 

 

TURKTİME: Çeşitli şekillerde DP’deki seçim sürecinin içindesiniz. Bazı il başkanlarının sizi genel başkan adayı olmanızı istediği konuşuldu. Şimdi siz, durumunuzu tam olarak ortaya koyar mısınız? Aday mısınız, değil misiniz?

AYTUN ÇIRAY: DP geleneğinin bir nüfus cüzdanı olsaydı, doğum yeri olarak Ege Bölgesi yazardı. Demokrasi rüzgarı Ege Bölgesi’nden esmeye başladı. Ama Ege, uzun yıllardır siyasette temsil edilemez hale geldi. Rize ilimiz halen bir Başbakan, bir Meclis Başkanı ve geçmişte bir Başbakan çıkardı, tebrik etmek lazım. Demokrat Parti, tekrar Ege’den bir rüzgar estirmek zorunda. Bir Ege çocuğu olarak tüm Türkiye’yi kucaklamaya hazırım. Birleştirici bir liderlik için birikimim ve inancım var. Ben Türkiye’deki bütün delegelerle tek tek telefonla konuşuyorum. Ulaşabildiklerimin ayağına gidiyorum, önümüzdeki günlerde de gideceğim. Burada sadece siyasi bir mücadele değil, DP felsefesini yok etmeye çalışan dış güçlerin de önünde durmaya çalışıyorum. Bugün DP’nin içine elini sokmayan kalmadı. Ben doğruları daha yüksek söyleyeceğim. Bu insanlar, üzerlerinde hangi baskı olursa olsun en sonunda doğruyu yapacaklar. DP kendisini iktidara taşıyacak bir lider arıyor ve ben bunu yapacağım.

 

TURKTİME: Bunu bir açıklama olarak mı alalım?

AYTUN ÇIRAY: Bunu bugün yarın açıklayacağım. Şimdi sadece zamanlamasını yapıyoruz.

 

 

 

“CİNDORUK’A TEKLİF GÖTÜRÜP SONRA DA ZORLUK ÇIKARTMALARI TAMAMEN BİLİNÇLİ BİR ANA-BABA PROGRAMIYDI!”

 

TURKTİME: Bu yolda karşınıza çıkacak zorluklara hazırlıklı mısınız? Malum, demokratik bir mücadele yaşandığı pek söylenemez…

AYTUN ÇIRAY: Sadece seçimlerden sonra bile bu parti için inanılmaz zarar verici bir süreç yaşadık. Seçim yenilgisi yetmiyormuş gibi bu partiyi yedi kat yerin dibine gömmek istercesine bir süreç işledi. Sayın Ağar daha seçim sonuçları kesinleşmeden, istifa ettiğini söyledi. Daha sonra Ağar’ı Başbakan’ın aradığı ve çok acele ettiği haberleri düştü. Arkasından istifa etmiş olmasına rağmen göreve devam ettiğini söyledi ve erken kongre ilan etti. O da yetmedi bu kongreyi iptal etti. O da yetmedi Cindoruk’a birleştirici bütünleştirici olun dedi tekrar kongre tarihi ilan etti. Sonra Hüsamettin beyin bu görevi kabul etmemesi için ne kadar zorluk varsa çıkardılar.

 

TURKTİME: Bilinçli mi yapıldı bunlar?

AYTUN ÇIRAY: Bence gayet bilinçliydi.

 

TURKTİME: Bu öneriyi Cindoruk’a yapan Ağar’dı. Bilinçliyse, sonrası da bir ağar programı mıydı?

AYTUN ÇIRAY: Bu, ana-baba programıydı. Çünkü Anavatanla tekrar birleşmiş bir DP Ak Parti için gerçek bir rakip olur. Ak Parti’nin oy tabanı için ne MHP, ne de CHP tehlikedir. Bilinmeyen bir güç Ak Parti’ye karşı bir iktidar alternatifi ortaya çıkmasını istemiyor. Dolayısıyla DP ne kadar pasif kalırsa Ak Parti’nin o kadar işine gelir. Bunu yapanlar ister bilerek ister bilmeyerek, hepsi Ak Parti’nin ekmeğine yağ sürüyorlar.

 

 

 

“PARTİYİ BU HALE GETİRENLERİN YÜZÜ OLMADIĞI İÇİN EMANETÇİ TUTUYORLAR!”

 

 

TURKTİME: Soylu’nun Ak Parti destekli aday olduğunu hem yazmış hem söylemiştiniz. Soylu’yu bu işin “bilerek” kısmına koyarsak Ağar’ı hangi tarafına koymamız gerekir?

AYTUN ÇIRAY: Ben sadece olguları söylüyorum. Ben bir tespitte bulundum, herkes üstüne düşeni alsın.

 

TURKTİME: “Ben ve benim gibilerin, Çiller-Ağar’ın musalla taşına yatırdıkları DYP’yi canlandırmak için görev kabul etmemizin tek bir yolu var: Onu bu hale getirenler, derhal yarın eşyalarını toplayıp parti binasını terk ederek siyaseti bıraksınlar.” diye yazmıştınız. Şimdi görev kabul edebilecek bir temizlik oldu mu?

AYTUN ÇIRAY: Bu sözü aynen tekrarlıyorum. Ama bu temizlik hala olmadı. Tam aksine, bu partiyi bu hale getirenler kendilerinin yüzleri olmadığı için siyasete devam etmeye, mahalli seçimlere kadar birer emanetçi koyalım, nasıl olsa mahalli seçimlerden sonra bize devir teslim yapılır diye düşünüyorlar. Ama bunlar kendi başlarına gitmiyorlarsa götürmeye çalışırız.

 

 

 

“BÜYÜK PROJE OLARAK DP İLE ANAVATAN BİRLEŞMESİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİM…”

 

 

TURKTİME: Genel Başkanlık sorununu çözmüş bir Demokrat Parti merkez sağı tek başına mı devam etmeli yoksa seçim öncesi yapıldığı gibi Anavatan’la birleşme yoluna gitmeli mi?

AYTUN ÇIRAY: Sadece Anavatan değil, geçmişte merkez sağ kavramının içinde ne anlaşılıyorsa, o şemsiyenin altında ne varsa, hepsiyle uzlaşmak zorundayız. Eğer biz merkez sağı toplamak istiyorsak Anavatan’la birleşmek zorundayız. Ve bu birleşme kamu vicdanını tatmin eden bir birleşme olmalıdır. Halkımız “bunların ikisi çıkarları için bir araya geliyor” dememeli. Halkımız, bunla, bize bir şey vermek için bir araya geliyor demeli. Ve ben, bunu en iyi yapacak insanlardan birisiyim. Geçmişteki deneyimlerim nedeniyle Anavatan camiasıyla yakınım. Kök olarak zaten DYP-DP’liyim. Dolayısıyla Anavatan-DP birleşmesini büyük proje olarak gerçekleştireceğime inanıyorum.

 

TURKTİME: Genel Başkan adayı olarak en güçlü vaatlerinizden biri bu mu olacak?

AYTUN ÇIRAY: Kesinlikle en güçlü vaatlerimden birisi. Çünkü büyük projeyi gerçekleştirebilmek için, büyük merkez sağı yaratmak için herkesi kapsayıcı olmak zorundayız. 

 

RÖPORTAJ: ERSİN TOKGÖZ

FOTOĞRAFLAR: ARSLAN IŞILDAK

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
MHP'li Ekici : DTP’lilerin Elini Sıktık da Elimize PKK’mı Bulaştı?
MHP kimsenin kurşun askeri değildir… Kimse üzerimizden evcilik oynamasın… ...
Turktime'a Konuşan Kutan Bombaladı: Bahçeli'ye Başbakanlık Teklif Ettik ama Kabul Etmedi
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve DSP ...
Ağar Turktime'a Konuştu: Ne Geçmişimi İnkar Ettim, Ne de Değiştim... Düz Ovada Siyaset Söylemi En Milliyetçi Söylemdir
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’dan sonra DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’da ...
 
Şirin Turktime'a Konuştu: Halk İsterse İdam Gelir
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Genç Parti idamı geri getirecek ...
AK PARTİ'NİN YENİ HEDEFİ YÜZDE 60
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat'ın bu açıklaması çok tartışılacak
SARIGÜL'DEN BAYKAL'A AĞIR SÖZLER
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Batmanda açtı ağzını yumdu gözünü. ...
 
MGK'DAN IRAK İÇİN ISRAR KARARI ÇIKTI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında gerçekleştirilen MGK toplantısı ...
AK PARTİ'Lİ ÖZDALGA: FAZIL SAY'IN SÖZLERİ ABES
Ak Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Piyanist Fazıl Say'ın Türkiye'nin ...
CHP'DEN İLK KEZ DARBE KARŞITI ÇIKIŞ: 27 NİSAN'DA ASKER'E İŞİNE BAK DEMELİYDİK!
Cumhurbaşkanı seçimi sürecindeki 367 tartışmalarında partisinin aksine ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
galatasaray
Club Brugge
Türkmenistan
TÜİK
İran
premier lig
Çankaya Köşkü
Kocan Kadar Konuş
kardeş