Demokratik açılım sürecinde var olmak için ortaya çıkan Çerkesler, taleplerini dün kamuoyuyla paylaştı. Demokrasi İçin Çerkes Girişimi’nin bir basın toplantısı ile duyurduğu talepler arasında itham edici resmi tarihin tadil edilmesi, ana dilin Çerkeslerin yoğun yaşadığı bölgelerde seçmeli ders olarak okutulması ve Çerkesçe isim yasağını kaldırılması öne çıktı.
Sözcülüğünü yazar-mimar Yalçın Karadaş ve yazar-avukat Hulusi Üstün’ün üstlendiği girişim, farklı kültürlerin yaşatıldığı demokratik bir Türkiye’nin inşası için taleplerini ise şöyle sıraladı:
- Tek tipleştirici ve itham edici resmi tarih tezleri reddedilmeli; bilimsel, sivil ve objektif bir perspektiften tarihimiz yeniden yazılmalı.
-Ana dillerin varlığının hukuki ve fiili güvence altına alınmasına yönelik düzenlemeler yapılmalı ve bu konuda seçmeli anadil eğitimi, ana dilde isim-soy isim alınabilmesi ve yerleşim yerlerinin isimleri alanlarındaki yasaklar giderilmeli.
-Anadillerdeki radyo-televizyon yayınlarında ve üniversitelerde dil ve edebiyatla ilgili açılan enstitülerde ileri adımlar atılmalı; tarihi, kültürel zenginliklerimiz ile yaşayan ve ölü tüm diller araştırma konusu yapılmalı.
Meydana çıkmayız
Soru-yanıt bölümünde ise Çerkeslerin taleplerini meydana çıkarak gündeme getirmeyeceği, şiddetin tasvip edilmediği ve demokratik açılımın ülkenin güçlenerek varlığını sürdürmesi için zorunlu olduğu mesajları öne çıktı.
Karadaş, ‘Hükümet taleplerinize olumlu yanıt vermezse bir sonraki adım ne olacak? Meydanlara çıkacak mısınız’ sorusuna “Çerkesler sokağa çıkmayı tercih etmez. Biz konuşmayı, düşünmeyi her şeyden önce kendi içimizde bir tartışmayı başlatmayı amaçlıyoruz. Meydanlar provokasyona açıktır. Bu nedenle konuşacağız, yazacağız. Kendimizle yüzleşmemize ihtiyacımız var” yanıtını verdi.
“Çerkeslerin Kürt açılımına bakışı nedir” sorusu üzerine Karadaş, ‘Kürt açılımı’ konuşulurken bir ‘Çerkes açılımı’ istemediklerini belirterek “Sadece kendi kimliğimize vurgu yapmıyoruz. Bütün halklar için demokratik açılım istiyoruz” dedi. Karadaş, şunları kaydetti:
“Demokratik açılımın Kürt açılımı olarak nitelendirilmesi bizzat açılışa karşı duranların istediği bir şey. Kürt açılımı denmesi bir halkın hedef gösterilmesidir. Kürt açılımı denilerek sorunlar çözülemez. Bu nedenle biz buna Demokratik Yeniden Yapılanma demeyi tercih ediyoruz. Eğer bize bir Çerkes açılımı yapmak istiyoruz diye gelinseydi bunu kabul etmezdik. Bu bir halkı hedef göstermektir. Bu nedenle sürece Kürt açılımı denmesinden dolayı kaygılıyız.” Üstün de aynı soruya “Demokratik açılım süreci sosyolojik gelişme çizgisinde zorunlu bir gidişattır. Zaruridir. Türkiye yönünün demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne yönelmiştir. Bu istikamet silahlı bir mücadelenin sonucunda alınmış değildir. Bunca kültürel sentezin yaşandığı bir ülkede dilin ve kültürün yaşatılmasının engellenmesi hayatın akışına uygun değildir. Çerkesler olarak bu gelişime omuz vermek, doğal süreci hızlandırmak, barış içinde bir geçişin sağlanmasını istiyoruz” yanıtını verdi.
Çerkes açılımının Kürt açılımını dengeleme amacı güdüp gütmediğine ilişkin de Karadaş, “Kimsenin işaretiyle yola çıkmadık. Kimse bizi yönlendiremez” dedi.
‘Molotofkokteyli atmayanlar açılım istemiyor sanmayın’
‘Çerkesler somut olarak ne istiyor’ sorusu üzerine Karadaş “Özetle Türkiye Almanya ve Bulgaristan’daki Türkler için ne istiyorsa biz de onu istiyoruz. Bütün Türkiye halkı ne istiyorsa onu istiyoruz. Bugün eğer bir Arnavut çıkıp molotofkokteyli atmıyorsa talebi yok mu sanıyorsunuz. Biz beş şeye karşıyız; Irkçılık dayatma, şiddet, yalan ve inkar” dedi. Üstün de, bu konuda Çerkes dilinin yok olmaya yüz tuttuğunu bu nedenle Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde seçmeli anadil dersi konulmasını, kültür ve dilin yaşatılması için anavatan Kafkasya ile işbirliğinin yollarının açılması, resmi tarihin tadil edilip halkları itham eden ifadelerin çıkarılmasını istediklerini belirtip ekledi: “Savaşı tasvip etmeyen tüm Türk halkının taleplerinden farklı bir şey istemiyoruz.”
Resmi tarihin yeniden yazımı konusunda Karadaş da, “Türkiye’de ırkçı-milliyetçi bir ulus yaratma adına Kürtlerden önce Çerkesler tavsiye edildi. Çerkes Ethem bahanesiyle bir halk karalandı. İç sürgünler oldu. Rumeli’den göçler yaşandı. Beri tarafta Türkiye’de Latin alfabesiyle ilk gazeteyi Çerkesler çıkardı, ilk spor kulübünü Çerkesler kurdu. Bunun gibi çok şey resmi tarihte yok” dedi.
‘Açılım olmazsa ülke asıl o zaman parçalanır’
Türkiye’nin açılımla parçalanacağına ilişkin endişelere de değinen Karadaş, “Değişim süreci Kürtler savaştığı için ortaya çıkmış değildir. Bu dünyanın geldiği noktadır. Dünya çok kültürlü yönelimlerle yeniden şekilleniyor. Ancak bu yeni değerler üzerine kurulu bir ülke ayakta durabilir. Eğer açılım olmazsa bu ülkenin geleceği yoktur. Türkiye açılıma giderek ayakta durabilir. Açılım ülke parçalanmasın diye yapılıyor, parçalansın diye değil” dedi.
Karadaş, açılıma destek verenlere yönelik bölücülük suçlamasını ise “İnkâr en büyük bölücülüktür. Herkesin anadilde eğitim görmesi bölücülük değildir” diye reddederken Üstün “Son zamanlarda ciddi provokasyonlara şahit olmamıza rağmen bu ülkede kardeş kavgasının zemininin olmadığı bir kez daha görülmüştür. Osmanlıdan miras kalan medeniyet, birlikte yaşama ve irfanımdan kaynaklanan bir durumdur bu” değerlendirmesini yaptı.
‘Sürgün halkı olmak Çerkesleri devletçi yaptı’
talepkar olmak için neden geciktiği ve bu taleplerin tabanda karşılık bulup bulmadığı sorusu üzerine Karadaş, Çerkeslerin 1864’te Osmanlı topraklarına sürgün edilmiş bir halk olduğunu, sürgün psikolojisi ile hareket ettiğini, Kafkasya’da yaşanan işgal travmasının Osmanlının başına geldiğini görünce herkesten önce silaha sarıldığını ve diaspora halkı olmanın refleksiyle devletçi bir kimliğe büründüğünü, yaşadıkları ülkelerde sadakatten vazgeçmediklerini hatırlatarak “Çerkesler devletin siz ne istiyorsunuz diye kendisine sormasını beklemiştir” dedi. Karadaş, Türkiye’de yaşayan herkes gibi Çerkeslerin de farklı dünya görüşlerini taşıdıklarını, açılıma karşı çıkanlar olduğu gibi Çerkes girişimini destekleyenlerin de olduğunu ama zamanla toplumda tartışılarak sürecin daha iyi anlaşılmasını umut ettiklerini kaydetti. (Radikal)