Haberin ardından rejim karşıtları kutlama düzenlerken, ailesini de yanına alan Salih, ülkesine geri dönemezse Tunus ve Mısır devlet başkanlarının ardından halk ayaklanmalarının devirdiği üçüncü Arap lider olacak.Cuma günü sarayına düzenlenen saldırıda yaralanan Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih (69), tedavi için önceki gece komşu ülke Suudi Arabistan'a gitti. Salih'in ülkeyi terk ettiği yönündeki haberler üzerine sokaklara dökülen binlerce kişi sevinç gösterileri düzenledi. Yüzünden ve ensesinden yaralandığı belirtilen ancak daha sonra göğsüne şarapnel parçası saplandığı açıklanan Salih, tedavi için Riyad'daki askerî bir hastaneye kaldırıldı. Suudi yetkililer, Yemen liderinin tedaviden sonra ülkesine döneceğini öne sürdü. Ancak Salih'le birlikte ailesinden pek çok kişinin de ülkeyi terk etmesi, 33 yıllık Salih rejiminin artık sona erdiği şeklinde yorumlanıyor. Salih'in yerine geçici olarak yardımcısı Abdurrabo Mansur Hadi vekalet edecek.
Başını Suudi Arabistan'ın çektiği Körfez ülkeleri daha önce Salih'e bir ay içinde görevden çekilmesini ve üç ay içinde de seçimlere gidilmesini önermişti. Ancak Yemen'i 33 yıl boyunca yöneten Salih, yargılanmayacağına dair yeterli güvenceyi alamadığı için önerileri son anda imzalamayı reddetmişti. Muhalif gruplar, çekilse dahi Salih ve oğullarının mahkeme önüne çıkarılması gerektiğini belirtiyor. Salih ve Yemen'deki bazı gruplarla çok yakın ilişkileri bulunan dünyanın en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan'ın Salih'in yargılanmamasını sağlamak için gücünü kullanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
ordunun başındaki oğlu ülkede kaldı
Daha önce devrik Tunus lideri Zeynel Abidin bin Ali'nin de sığındığı Suudi Arabistan, Tunus makamlarının Abidin'i iade taleplerine sessiz kalarak karşı çıkıyor. Suudi yetkililerin devrik Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in de mahkeme karşısına çıkmasını engellemek için çabaladığı ancak bunda başarılı olamadığı öne sürülüyor.
Cuma günü hükümet güçlerinin yönetime karşı mücadele eden Şeyh Sadık el Ahmar liderliğindeki Haşid kabileler federasyonunun bölgesine saldırması üzerine, Ahmar'a bağlı güçler de cuma namazı sırasında sarayı havan toplarıyla vurmuştu. Olayda 11 kişi ölürken, Salih'le birlikte çok sayıda üst düzey yetkili yaralanmıştı. Aralarında başbakanın da bulunduğu Yemenli üst düzey yetkililer de tedavi amacıyla önceki gün Suudi Arabistan'a gitmişti. Yemen kaynakları Salih'in ailesinin ülkeyi terk ettiğini, ancak Salih'in koltuğu için hazırladığı öne sürülen özel kuvvetlerin başındaki oğlu Ahmet'in ise halen Yemen'de olduğunu ifade ediyor. Saraya yönelik saldırıdan sonra özel kuvvetlerin kabilelere karşı operasyona giriştiği öne sürülmüştü. ABD'de terörizmle mücadele eğitimi alan ve orduda üst düzey görevlerde bulunan Salih'in yeğenleri Ammar ve Yahya'nın da halen Yemen'de bulundukları ifade ediliyor.
Orduyu kontrol eden Salih'in oğulları ve yeğenlerinin halen Yemen'de kalması, Salih'in bir süre daha mücadeleyi dışarıdan yürütme çabası içinde olduğu yorumlarına yol açıyor. Devlet başkanlığı yetkileri ve ordu komutanlığı görevlerini üzerine alan Hadi'nin, Salih'in oğulları ve yakınlarıyla görüşeceğini açıklaması, sarayda da bir güç mücadelesinin yaşanabileceğinin işaretleri olarak değerlendiriliyor. Son yıllarda El Kaide'nin giderek artan eylemleri, Şii Zeydi Husilerin isyanı, ekonomik şartların daha da kötüleşmesi, Güney Yemen'deki ayrılıkçı hareketler Yemen'i bölgenin en istikrarsız ülkesi haline getirmişti. Şubat ayında ülkeyi etkisi alan gösteri dalgasında da şu ana kadar 300 civarında kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Ancak Salih'in ayrılmasından sonra ülkenin kabileler arası çatışmalarla yüz yüze kalmasından ve parçalanmasından endişe ediliyor. Güçlü kabile bağlarının yanı sıra kuzey-güney ayrılığı, El Kaide'nin etkinliği, Suudi Arabistan ve İran'ın ülkenin iç işlerine müdahale ihtimali Yemen'i bekleyen tehlikelerin başında geliyor.
Kabileler arası dengeyle ayakta durdu
Savaşarak koltuğunu bırakmak zorunda kalan Salih, 1978 yılında Kuzey Yemen, 1990'dan itibaren de birleşik Yemen'in devlet başkanı olarak 33 yıl ülkeyi yönetti. Kendisini birleşik Yemen'in garantisi olarak gösteren Salih, Ortadoğu'nun diğer kapalı rejimleri gibi kritik noktalara ailesini ve yakın akrabalarını yerleştirdi. Tunus'taki rejimin devrilmesinin fitilini ateşlediği Arap Baharı'nın kapısını çaldığı ilk ülkeler arasında yer alan Salih, yıllar boyunca ayakta kalabilmek için bölgedeki diğer rejimler gibi kabile kartını oynadı. 1978 yılında Kuzey Yemen devlet başkanının öldürülmesi üzerine parlamento tarafından devlet başkanı seçilmesinden sonra başta ABD olmak üzere pek çok Batılı kaynak tarafından koltuğunu uzun süre koruyamayacağı iddia edilmişti. Buna karşılık Salih, kabileler arası denge ile konumunu güçlendirdi. Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra patronunu kaybeden Güney Yemen'i 1990 yılında Kuzey'le birleştiren Salih, kısa bir süre sonra Güney'de başlayan ayrılıkçı ayaklanmaları kanlı bir şekilde bastırdı. Körfez Savaşı sırasında Saddam Hüseyin'i desteklemesi kendisine çok pahalıya mal oldu. Suudi Arabistan, topraklarında çalışan 1 milyon Yemenliyi sınır dışı ederek, ülkeyi en önemli gelir kaynaklarından birinden mahrum etti. 11 Eylül terör saldırısından sonra ABD ile ittifak kuran ve Amerikan güçlerinin topraklarında El Kaide operasyonları düzenlemesine izin veren Salih, bunun karşılığında da ABD ve Suudi Arabistan'dan destek aldı. Petrol kaynaklarını tüketen Salih, Yemen'in dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer almasına sebep oldu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...