Herkesin kendi yolunda yürüdüğü uzun bir patika gibidir hayat. Bu patika taşlı da olabilir düz de... Gölgeyle de dolu olabilir veya ışıkla...
Ama bu yolun kendisinden çok, yolda karşılaştıklarımız belirler bizi: Taşlar…
Daha önemlisi, o taşlara verilen tepkiler. Çünkü insan, aslında taşla sınanır.
Şöyle;
1. Yolundaki taşı almayanlar:
Bir taş görürler; farkındadırlar ama eğilip almazlar. O taşın canını acıtabileceğini bilirler, ama kayıtsız kalırlar. Evet, belki kötülük etmezler ama iyilik de etmezler. Durumu sessizce onaylarlar. İyilik zorunluluk değil, tercihtir. Ne diyebilirsin ki? İçin burkulur ama bir gün anlayışın, içerlediğin duygunun yerini alabilir belki.
2. Açık yola taş koyanlar:
Yolun belki nihayet aydınlanmış, yönün belirsizlikten sıyrılmıştır. Tam o anda biri çıkar ve o açıklığın ortasına taş koyar. Kıskançlık, fesatlık, sinsi bir el…
Bunlar insanın içindeki karanlığın dışa vurmuş hâlidir.
Bu taş, yalnız yürüyeni değil, iyiliğe niyet edeni de tökezletir.
Bu yüzden bağışlamak zordur; çünkü onların eylemi kazayla değil, niyetle yapılmıştır.
Zehirli kıskançlık, affın dışında kalır.
3. Yolundaki taşı alıp, kuş koyanlar:
Ve bir gün, biri gelir…
Taşlarını toplar, yolu arındırır; sonra da oraya bir kuş kondurur.
Bir iyiliğin üstüne bir güzellik daha ekler.
Bu insanlar, insan olmanın evrensel ahlak sınırına varmış olanlardır.
Azdırlar.
Her geçen gün biraz daha azalırlar.
Ama onlar sayesinde hâlâ yürünecek yollar, hâlâ umut edilecek sabahlar vardır. Çünkü o kuş, sadece bir sembol değil; insanlığın hâlâ yaşadığını gösteren küçük bir mucizedir.
Sonuç olarak:
Taş, yolun değil, insanın sınavıdır.
Bazıları taş görür, geçer; bazıları taş koyar ve bazıları da taş kaldırır.
Ama en kıymetlisi: Taştan bir yola kuş kondurabilen insandır.
....
Nilgün Marmara’nın “Kuş koysunlar yoluna” dizelerinden, insanın kalbine konan kuş...
Ne kadar güzel ne kadar içli bir söz değil mi?
Bence artık bu söz, sadece bir dizeden doğan bir imge değil; bir deyim olmalı. Çünkü içinde hem iyiliği ve zarafeti hem de insan olmanın en sessiz erdemini taşıyor.
Birinin yoluna kuş koymak; onun yürüyüşüne umut, kalbine sevinç, hayatına nefes bırakmak demektir.
Taşın yerine kuş koymak...
Çünkü her insanın içinde bir başkasının yoluna kuş koyabilecek kadar merhamet gizlidir.
Düşünsenize, bir dostla vedalaşırken böyle bir söz söylüyorsunuz:
Kuş koysunlar yoluna.