Yavuz Donat-Sabah
Deniz Baykal "eskiden" ORAN'da otururdu. "Şimdi" ANGORA'da oturuyor.
Ankara'yı bilmeyenler için "kısa bir ayrıntı" sunalım:
ORAN "Çankaya'nın arkalarında."
ANGORA, "Çayyolu'nda... Eskişehir yolu istikâmetinde."
Baykal'ın "eski ve yeni evleri arasındaki uzaklık" 10- 12 kilometre.
- Sayın Baykal... Sabahları neden şimdiki evinizin bulunduğu bölgede değil de, eski evinizin oralarda yürüyüş yapıyorsunuz?
Deniz bey güldü:
- Ben tutucu bir insanım... Eski alışkanlıklarımdan vazgeçemem... Evimi değiştirdim ama yürüyüş güzergâhımı değiştiremem.
Deniz Baykal:
- ORAN'da eski dostlarım yürüyüş arkadaşlarım var.
- Kimi eski TRT'ci, kimi ortaboy müteahhit, kimi emekli memur, kimi eczacı.
- Sabah erkenden internetten gazetelere giriyorlar, yürüyüşte hangi gazetede ne var, kim ne yazmış, bana anlatıyorlar.
- Deniz bey siz yürüyüş arkadaşlarınıza "bedava basın danışmanlığı" yaptırıyorsunuz.
- Eee olacak o kadar... Aynen öyle.
Baykal dün sabah 06.30 ile 07.45 arasında "7 kilometrelik yürüyüşünü" yaptı.
Ve yine gazete okuma işini "bedavaya" getirdi.
CHP kurultayında ne olur? CHP kurultayında ne olur?
Kurultay öncesi CHP kulisleri "toz duman."
"Eski dostlar" düşman olmuş. Eski kavgalılar "sarmaş dolaş."
"Şu otelde" birileri toplanıyor. Bu otelde "başka birileri."
- Sayın Deniz Baykal, ne diyorsunuz?
- Bu kurultay CHP'nin ne ilk kurultayı, ne de son. CHP kurultayları hareketli geçer.
- Sonunda ne olur?
- Kimse telaş etmesin, CHP ne yapacağını bilir. CHP sorumluluğunun bilincinde. CHP görevinin başında.
- Sayın Baykal, kurultay öncesi her kafadan bir ses çıkıyor... Dün kolkola olduklarınız bugün karşınızda.
Deniz beyin yanıtı:
- Bu tartışmalar olacaktır.
- Kişisel arayışlar var.
- Kişisel tatminsizlik, beklentinin karşılanmaması, çekişme... Bunlar siyasetin doğasında olan şeyler.
- Bizde ise daha fazla.
Deniz Baykal:
- Kurultay öncesinde sular hep böyle bulanır... Sonra su akacağı yeri bilir... Bu hep böyle olageldi... Yine su kendi yatağında akmaya devam eder.
Ankara'da 'mesafeli' ilişkiler Ankara'da 'mesafeli' ilişkiler
TBMM'nin yeni yasama dönemine girişinin "hemen öncesinde" Deniz Baykal, arkadaşlarını "son defa" uyardı:
- Meclis genel kuruluna katılacağız.
Deniz bey:
- Meclis'i boşaltacak halimiz yok.
- Meclis, bizim Meclis'imiz.
- Meclis'e gireceğiz, milletin bize verdiği ana muhalefet görevini yapacağız.
Dün sabah Deniz Baykal'la "bu konuları" konuştuk. Dedi ki:
- Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Yapılış tarzı tartışmalıydı. Gerginliğe yol açtı. Bu gerginlik olmayabilirdi. Ama oldu.
- Cumhurbaşkanlığı seçiminden kaynaklanan gerilim sürüyor.
Deniz Baykal:
- Çizgimizde bir kırılma yok.
- Abdullah Gül meşru Cumhurbaşkanı'dır.
- Onu tanımamak ve elini sıkmamak gibi bir tavrın içine girmem.
- Devletin ihtiyacı olunca, düşüncemizi söylememiz gerekince birlikte çalışırız.
- Ancak bir çizgimiz var, o çizgi devam eder.
Son zamanlarda "çizgilere renk vermek" bir moda.
"Kırmızı çizgi" gibi. Deniz beyle sohbetimizde böyle bir "çizgi renklendirmesine" girmedik.
Baykal'ın "Cumhurbaşkanı ile ilgili çizgilerine" gelince...
"Şunları" dinledik:
- Sayın Gül'ün bazı eski sözleri nedeniyle kaygılarımız var.
- Bundan dolayı duyarlıyız.
- Hassasiyetimiz, dikkatimiz sürecek.
- Kesinlikle bir meşruiyet tartışması açmam. Meclis görevini yapmış ve seçmiştir.
- Ama biz Çankaya'ya karşı mesafeli bir tavır sergileriz.
Deniz Baykal:
- Arkadaşlar haydi Meclis'e...
Ve sonra da "bize" son sözleri:
- Sürekli teyakkuz halinde olacağız.
Teyakkuzun, sözlükteki karşılığının "uyanıklık" olduğunu söylemeye gerek var mı?
sabah
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...