E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

5 CHP'Lİ MUHALİFİN SİYASİ RÖNTGENİ 

Baykal'ın elle tutulacak yönü kaldı mı, tartışılır. Ancak , "kerameti kendinde görüp" Baykal'a muhalefet yapanlar ne kadar tutarlı. Gelin onların hal ve gidişatına bir göz atalım.

3.10.2007 - 11:37
5 CHP Lİ MUHALİFİN SİYASİ RÖNTGENİ

www.gercekgundem.com sitesi yazarı Barış Yarkadaş, "CHP'lilerin 'çoban ateşi' kimi yakacak?" başlıklı yazısında "bir gazeteci olarak, CHP'de yaşananların duyurulması, gelişmelerin yorumlanması, mesleki ilgi alanımızın içine giriyor" diyerek, CHP'siz bir siyaseti bacağı eksik bir masaya benzetti.

Yarkadaş yazısında CHP'de herşeyin göründüğü gibi olmadığını belirrterek siyasi muhaliflerin duruşunu eleştirdi.

İşte Barış Yarkadaş'ın kaleminden CHP'deki kötü gidişatın faturasını Baykal'a çıkartan siyasi portreler:

GÜLSÜN BİLGEHAN TOKER: "Çoban ateşi" yakmayı, 22 Temmuz'dan sonra akıl etti. Ankara 2. Bölge, 5. sıra adayıydı. Deniz Baykal, Toker'i Romen yurttaşların bulunduğu 2. bölgeye koyduğunda, "isyan ateşi"nin ilk kıvılcımını Milliyet'te çaktı. Toker, "Beni Çinçin Mahallesi'ne yolladılar" diyerek sitem etti. Çinçin, Ankara'nın en sorunlu bölgelerinden biriydi. Varoştu. Toker, nedense kendini bir türlü buraya yakıştıramamıştı. Hele, 5. sırada olması ise ona göre "haksızlık"tı. Zira, İsmet Paşa'nın torunu olmak, partide onun önündeki tüm kapıların açılması için yeterliydi. Bunu açıkça söylemese de ifadelerinin arasında bunun izleri vardı. Tipik "seçkinci" bakış açısıyla siyasi değerlendirmeler yapıyordu. 22 Temuz sonrası ise; yani seçilemediği kesinleştiğinde, kıvılcımı "çoban ateşi"ne çevirdi. Ateşi henüz gören olmasa da, en azından adı öyle kaldı.

ALİ TOPUZ: Yılarca, Deniz Baykal'ın yanında yer aldı. Partinin politikalarına yön verdi. Ya da biz öyle olduğunu düşünüyoruz. Parti toplantılarında olmadığımız için birşey söyleyip söylemediğini henüz bilmiyoruz. Biz Topuz'u, siyasi terminolojiye kazandırdığı "Hokus pokus Ali Topuz" sözüyle tanıyor, biliyoruz. Bir de geçen dönem CHP Grup Başkanvekili'yken ekranlarda sık sık AKP ve Erdoğan'a çatmasından hatırlıyoruz. Topuz, son beş yıl boyunca, haftanın en az beş günü kamera karşısına geçip bize CHP'nin politikalarını anlatıyordu. Yani, bugün eleştirdiği ya da eleştirmediği "henüz bilinmeyen" politikaları... Bugün ise, "düz bir milletvekili" olarak müstakbel genel başkan adayı Haluk Koç'un "koçluğu"na soyunmuş. Belli ki; bir "hokus pokus" da Koç için yapacak. Şapkadan ne çıkacağını ise zaman gösterecek.

HALUK KOÇ:
Mütevazı bir profesörken, Onur Öymen'in isteğiyle partiye katılan Haluk Koç, siyaseti de okulda ders verdiği öğrencilerinin bulunduğu bir alan sandı. O yüzden, kürsüde konuşurken, hep ders anlatan bir tavrı vardı. Uzmanlık alanı psikiyatriyi dönem dönem AKP'lilerin "kişilik tahlilleri" için kullandı. Bu tavırlarıyla dikkat çekti. Partinin politikalarını halka anlattı. Baykal'ın politik taktiklerinin yılmaz bir savunucusu oldu. Grup Başkan Vekili'ydi. Hergün ekranlardaydı. Partinin bir politikasına itiraz edip etmediğini kamuoyu hiçbir zaman bilemedi. Bu yüzden de "Şimdi neden aday oldu ki?" duygusu uyandırdı.

Kişisel görüşlerini hiçbir zaman duymadığımız, öğrenemediğimiz Koç'un ne söyleyeceğine yönelik merak, neredeyse adaylık açıklamasının önüne geçti. Ne söylediğinden çok, "Madem ayrı düşünüyorduysa, neden şimdiye kadar sessiz kaldı?" sorusunu sordurtmaya başladı. Bu sorunun cevabı henüz verilemedi. En büyük talihsizliği ise; Mustafa Sarıgül'ün kendisine destek vereceğini açıklaması oldu.

CHP kamuoyu, Koç'un düşüncelerini merak ederken, hem Sarıgül desteğinin şaşkınlığı, hem de Samsun'da yaptığı konuşmanın içeriği gözleri Koç'a çevirdi. Koç, seçim öncesi hemşehrileriyle yaptığı bir toplantıda, "Ben müftü torunuyum. Merak etmeyin, kimsenin kılığına kıyafetine karıştırtmam" dedi. Böylece, Koç'un ilk "ideolojik ayrılık gerekçesi" de ortaya çıkmış oldu. Koç'un bu gidişle, Ertuğrul Günay'ın akıbetine uğrayıp uğramayacağı ise merak edilmeye başlandı.

GÜLDAL OKUDUCU:
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "atama"sıyla Kadın Kolları Genel Başkanı oldu. Yıllarca bu koltukta oturdu. Yine "atama"yla, CHP İstanbul Milletvekili oldu. Hem de Gümüşhane'li olmasına rağmen. Ancak "hizmet aşkı" onun için sınırları çoktan kaldırmıştı. Bir Gümüşhaneli" olarak, İstanbul'u temsil etti. "Neden Gümüşhane'den aday değilim?" sorusunu kendisine de partiye de hiç sormadı.

22 Temmuz seçimleri öncesi, aday olamayacağı anlaşıldığında, partiden seçim sonrası için yeni bir görev bekledi. Kardeşi Şinasi Öktem'in aday olacağının kesinleşmesi üzerine "fedakarlık" yaptı. Vekillik görevini kardeşine "devretti." Kardeşi İstanbul İl Başkanı Öktem vekillik için gün sayarken, kendisine söylenen "RTÜK Üyesi olabilirsin" sözü üzerine umutlandı. Parti adına "atama"yla oturacağı RTÜK üyeliğinin nasıl olduğunu öğrenmeye çalıştı. Ali Topuz, Okuducu'ya, "Ya iyi de sen olamazsın. Lise mezunları RTÜK Üyesi olamaz" dediğinde şoka uğradı. Çok kızdı, aldatıldığını düşündü.

22 Temmuz sonrası ise kardeşinin yerine atanan Gürsel Tekin'in, kendisinin de içinde bulunduğu MYK'nın onayıyla yaptığı görevden almalara, "şiirli" bir yanıt verdi. İçinde bulunduğu MYK'yı sert sözlerle eleştirdi. "Zulme ortak olmam" dediğinde, bir gazeteci, şunu söyledi: "İyi ama, bunu söylemek için biraz geç kalmadınız mı?" Sorulması gereken tek soru buydu. Yanıtı hala alınamadı.

ŞİNASİ ÖKTEM:
SHP'nin Ümraniye Belediye Başkanlığı'yla tanındı. Yazar Alev Alatlı, danışmanıydı. Alatlı, danışmanlık süresi boyunca yaşadıklarını "Bay Başkan" adıyla kitaplaştırdı. Kitap yayımlandığında ortalık sarsıldı. Öktem, Türk siyasi hayatının figürlerinden biri oldu. Yıllar sonra, CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine "atandı." Göreve başladığı gün, 16 İLÇEYİ GÖREVDEN ALDI. Yerine, farklı isimler atadı.

Döneminde, İstanbul'daki tüm imar planları ve tadil istekleri, müteahhitlerin istediği gibi, "sorunsuz" bir şekilde geçti. AKP İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu'nun Avcılar'daki "kaçak hastanesi" Öktem'in oluruyla, "yasal" hale geldi.

O günlerde, SU TV, Gerçek Gündem ve Yön Radyo'da bu soruyu sorduğumuzda şu söylendi: "Bizden bir ricaları oldu, kıramadık."

Öktem, AKP'li başkana yaptığı "hediye paketi hastane"nin yanında, geçmiş yıllarda da yine bir başka hediyeyle gündeme geldi. Bu hediye, siyasi hayata Mustafa Sarıgül'ün "genel başkan adayı" olarak sunulmasıydı.

Dönemin PM Üyesi Hasan Aydın'la birlikte, Mustafa Sarıgül'ü Baykal'ın karşısına çıkması için "ikna eden" Öktem, partide şimşekleri üzerine çekti. Bu operasyonu, yine bu satırların yazarı, 2004 yılının son aylarında STAR TV'de Kadir Çelik'in programında canlı yayında anlattı. Hasan Aydın, canlı yayında bu sözleri yalanlayamadı, aksine doğruladı. "Evet birlikte yaptık. Sarıgül'ü birlikte ikna ettik" dedi.

Öktem buna rağmen, daha sonra; Sarıgül'ün aday olduğu kongrede, Şişli Belediye Başkanı'nın ipini çekti. Divan Başkanı olduğu kongre, Sarıgül'ün politik kariyerini bitirdi. Sarıgül, Öktem'i karşısında "Divan Başkanı" olarak görünce telefona sarıldı. Konuşma metnini yazan Erol Çevikçe'yi aradı. "Ben bu işte yokum" dedi. Çevikçe, "Sakın geri dönme, politik hayatın biter" cevabını verince, mecburen salona girdi. OSarıgül'ün ipini çeken Öktem, şimdi Milletvekili. O da "çoban ateşi" yakanlara katıldı. Temel eleştirisi ise, "İstanbul'daki görevden almalar" oldu. "Atama"nın "demokrasi"ye aykırı olduğunu "hatırladı."

Peki neden böyle oldu?

Neden düne kadar genel başkanın yanındaymış gibi görünenler, birdenbire karşısına geçti.

İki ihtimal var: Ya hiçbir zaman yanında değildiler, ya da yanında olmadığını göstermek için hep bir fırsat kolladılar.

Bugün işte o yol ayrımına gelindi:

"Atama"yla görevlere gelenler, birileri kendilerini o koltuklara oturttuğunda, (Beni buraya kim getirdi?) diye sormazlar. Onlar kendilerinde hep bir "keramet" bulurlar.

 

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
MHP'li Ekici : DTP’lilerin Elini Sıktık da Elimize PKK’mı Bulaştı?
MHP kimsenin kurşun askeri değildir… Kimse üzerimizden evcilik oynamasın… ...
Turktime'a Konuşan Kutan Bombaladı: Bahçeli'ye Başbakanlık Teklif Ettik ama Kabul Etmedi
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve DSP ...
Ağar Turktime'a Konuştu: Ne Geçmişimi İnkar Ettim, Ne de Değiştim... Düz Ovada Siyaset Söylemi En Milliyetçi Söylemdir
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’dan sonra DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’da ...
 
Şirin Turktime'a Konuştu: Halk İsterse İdam Gelir
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Genç Parti idamı geri getirecek ...
CUMHURBAŞKANI GÜL: YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI BU GÖLGELENMEMELİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde ...
BAŞBAKAN'DAN TUNCELİ TALİMATI
AK Parti milletvekilleriyle iftar yemeğinde bir araya gelen Başbakan Recep ...
 
REFERANDUMDAN EVET ÇIKARSA NE OLUR?
TBMM Başkanı Köksal Toptan, referandumdan "Evet" oyunun çıkması halinde ...
BAYKAL SERT DÖNDÜ: AKP SEÇMENİN İRADESİNİ İĞFAL ETTİ
Baykal çok sert döndü: "İktidar partisine oy verenlerde bu verdikleri ...
BAHÇELİ: TSK'YA YETKİ VERİLSİN
MHP lideri Bahçeli: Meclis sınır ötesi sıcak takip için TSK'ya yetki vermeli.
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
trabzonspor
Ak Parti
sınav stresi
seçim
sanayi
İsveç
ütopya
Anayasa
Öcalan