MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, siyasetteki son gerilimleri, bu gerilimlerin yeni yasama yılında Meclis’e ve yerel seçimde oylara nasıl yansıyacağı ile partisinin bu süreçteki tavrının ne olacağını VATAN’a değerlendirdi. Vural’ın sözleri şöyle:
* Şaban Dişli olayı akabinde Deniz Feneri davası tartışmaları, AKP ile CHP arasında yolsuzluk suçlamalarına odaklı gerilim doruk noktada. MHP olarak bu tartışmalara nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye, maalesef hepimizi bir arada tutan değerler ekseni üzerinden çatışmalara şahit oluyor. Bu da iki siyaset aktörünün uyguladıkları siyasetin sonucu. Gerilimi bir siyaset aracı olarak kullanıyorlar. Bunu Türkiye’nin sorunlarının çözümü için değil siyaset tarzı olarak uyguluyorlar. Böylelikle herkes, diğer taraf hakkında bir kanaat oluşturup, bir bakıma sorunların gerçek yüzlerini tartışmak yerine, taraftarlar oluşturmak istiyor. Objektif seçime dayalı değil, tamamen bir kulüp taraftarlığı perspektifinde, bir bakıma seferber edilmiş kitleler oluşturmak istiyorlar. Dolayısıyla ’Tencere dibin kara seninki benden kara’ anlayışı içerisinde iddialar gündeme geliyor. Oysa siyasetin aslında yolsuzlukla mücadeleyi engelleyen unsurların önünü açması gerekir. Mesela dokunulmazlık konusu...
* Bu noktada MHP olarak sizin duruşunuz nedir?
MHP olarak Türkiye’nin sorunlarının ağırlaşmasından memnun olacak bir muhalefet partisi değiliz. MHP olarak doğru olanları ortaya koymak, bizim açımızdan çözüm olanlara katkı sağlamak, etkili muhalefet yapmak istiyoruz. Muhalefet olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğunu kendi açımızdan söyleyebilme hürriyetine sahibiz. İktidar maalesef bu hürriyete sahip değil. Neyin yanlış olduğunu ortaya koyabilecek bir hürriyetleri yok. Çünkü görmüyorlar. Muhalefet olarak biz o açıdan bir alternatif oluşturmak istiyoruz. Amacımız nedir? Muhalefet etmek. Ama biz iktidara alternatif olmak istediğimiz için aynı zamanda çözüm yollarımızı da paylaşmak istiyoruz. AKP ve CHP’nin gerilim siyasetiyle bir bakıma fan kulüpler oluşturmaya çalışmalarını, Türkiye’nin demokratik gelişimi açısından son derece yanlış görüyoruz. Biz MHP olarak bundan çıkış yolu arıyoruz.
* Yerel seçim arefesindeyiz. Yolsuzluk tartışmalarının artmasında sizce bunun etkisi var mı?
Tabii yerel seçimlerin gelmesi bir bakıma bu siyaset tarzının Meclis gündeminde daha aktif olarak kullanılacağını da ortaya koyuyor.
* Yani, siyasette tansiyon düşmeyecek mi diyorsunuz?
Siyasi diyalog Türkiye’nin ihtiyacı. Hepimizin, “önce Türkiye” dememiz lazım. Bugün ABD’de küresel kriz var. Bu krizin çözülmesi için adaylar bir araya gelip görüşebiliyor. Bu anlayış Türkiye için de gerekli. Ama maalesef iktidarın gözü kör. Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, ağzı var doğruları paylaşmıyor. Muhalefetin ana eksenini oluşturan CHP de maalesef bu yönüyle bakıldığında ciddi bir şekilde ne çözüm öneriyor, ne de alternatif ortaya koyuyor.
Bu, siyaseti parsellemek isteyenlerin ortaya koyduğu bir tahterevalli siyasetidir. Bu tahterevalli siyasetini her konuda oluşturuyorlar. Deniz Feneri’nde de bunu yapıyorlar, Çankaya Belediyesi olayında da... Biri, ’Bu AKP’ye yapılmış komplodur’ diyor. Diğeri ’E işte CHP’de de var bunlar’ diyor. Bir davada birisi savcı, biri avukat. Bir diğer davada savcı olan avukata dönüşüyor, avukat olan ise savcı oluyor. Böyle bir tabloda bizim yapmamız gereken nedir? Sorunları siyasallaştırmadan, toplumun hukuk devleti içerisinde sorunlarını çözmesine katkıda bulunmaktır. MHP olarak bu süreç içerisinde muhalefetimizi de çözüm önerilerimizi de ortaya koymayı hedefliyoruz.
Belgeler neden 22 Temmuz öncesi çıkmadı?
TBMM’deki AKP’li Fırat, CHP’li Kılıçdaroğlu “düellosu” için ne diyorsunuz?
Tartışmaların kişiselleşmesinin, siyasallaşmasının meselenin üstünü örttüğüne inanıyoruz.
* Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı dosyalarla muhalefet çıtasını yükselttiği söyleniyor. Bu anlamda MHP olarak geri planda kaldığınızı düşünüyor musunuz?
Sormak lazım 22 Temmuz seçimlerinden önce niye bunlar gündeme gelmedi? MHP’nin varlığı ve bu konuda samimi, dürüst duruşu bu konuların Türkiye’nin gündeme gelmesi için fırsat oluşturdu. MHP parlamentoya girmeden önce yolsuzluk dosyalarını kamuoyunun önüne sunmuştu. Türk Telekom, doğalgaz, İzmir limanı yolsuzlukları, bunları kamuoyuna sunduk. Ama biz bunu bir siyasal tartışmanın odağına dönüştürmek yerine yolsuzlukların üzerine gitme konusunda iktidarın iradesi olmadığını, bunu sağlamaya yönelik yasal düzenleme yapma niyeti olmadığını da ortaya koyduk. Dokunulmazlığın sınırlandırılması için anayasa değişiklik teklifi verdik. Ama ne AKP, ne CHP, MHP’nin o gün ortaya koyduğu tavrın yanında olmadılar. Niye olmadılar?
Devlet Bahçeli Orta Halli Bir Vatandaş
* AKP ve CHP’ye yönelik yolsuzluk iddialarının ardı arkası kesilmiyor. MHP’ye bu furya sıçramadı. Neye bağlıyorsunuz?
Genel Başkanımızın dürüst güvenilir şahsiyet olması, MHP’nin bu süreç içerisinde önce Türkiye’yi düşen bir siyaset tarzını ortaya koyması en büyük avantajımız.
* Devlet Bey’in malvarlığının gündeme gelmemesi, tartışma konusu olmamasının nedeni sizce ne?
Kendisi orta halli bir vatandaş. Ameliyat masraflarını ödeyen birisi. Ayrıca “Ya siyaset ya ticaret” tavrını da ortaya koyabiliyor. Başbakanlık’ta iken konukları Başbakanlık’ta kabul etmezdi. Parti arabasıyla Başbakanlık’tan partiye giden, parti çalışmalarında Başbakanlık araçlarını kullanmayan bir ölçüsü var. Günümüzde maalesef bir davetiye dağıtmak için bile Başbakanlık uçağı kullanılıyor.
VATAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...