Afganistan batağındaki NATO, 60. yıl zirvesine dün akşam Fransa-Almanya sınırındaki Strasbourg ve Kehl’de genel sekreterlik krizinin gölgesinde başladı. ‘Sembolik ve törensel’ olarak nitelense de Afganistan’a takviye güç, 21’inci yüzyılın tehditlerine göre yeni strateji, Fransa’nın ittifakın askeri kanadına dönmesi gibi gündem maddeleriyle toplanan zirveye saatler kala, Türkiye’nin NATO genel sekreterliği adayı Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e kırmızı kartı şok etkisi yaptı.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski yarışa katılmayacağını duyururken, Türkiye’nin Hz. Muhammed karikatürleri krizi ile Roj TV’nin yayınlarını sürdürmesine dair tutumu nedeniyle muhalefet ettiği Rasmussen resmen adaylığını koydu. Rasmussen’in olası rakipleri Norveç Dışişleri Bakanı Jonas Gahr Stoere, eski Britanya Savunma Bakanı Des Brown. İttifakın diğer üyelerinden onay aldığı söylenen Rasmussen’in görevi 31 Temmuz’da dolacak Jaap de Hoop Scheffer’in koltuğuna oturma umutlarını sarsan ilk açıklamayı G20 zirvesi için Londra’da bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan, Chatham House’da “NATO, barışı güvence altına alma durumunda olan bir kurum. Fakat ülkemdeki terör örgütünün yayın organı Danimarka’dan yayın yapıyor. Dört yıl önce Rasmussen’den rica ettim. ‘Bunu durdurun’ dememize rağmen, durdurmamıştır veya durduramamıştır. Hiçbir netice almadık. Nasıl bu barışı koruma, güvence altına almadır. Bir karikatür krizi yaşadık. Kendilerinden ricada bulundum. Ülkenizdeki İslam ülkelerinin büyükelçilerini davet edin, durumu nasıl aşacağız bunları konuşun dedik. Olumlu yaklaşılmadı. Bu tür barış sürecine katkısı olamayanlar acaba bundan sonra nasıl olacak. Bu bir soru işareti. Doğrusu benim kişisel kanaatim, olumsuz bakıyorum” dedi.
‘Türkiye’de konuşuruz’
Erdoğan Türkiye’ye dönüşünde yaptığı açıklamada da “NATO Genel Sekreterliği konusunda alternatifler var mı bakacağız” derken konuyu Obama ve Merkel ile de görüştüğünü ABD Başkanı’nın kendisine “Nasıl olsa iki gün sonra Türkiye’deyim. Konuşmak için bol bol vaktimiz olacak” dediğini aktardı. Başbakan, Rasmussen konusunda görüşlerini yinelerken “Terörle mücadelede fonksiyonel olması gereken bir örgütün başına, bir terör örgütüne ait yayının merkezi olan Danimarka Başbakanı’nın getirilmek istenmesi düşündürücüdür” dedi.
‘Kıymetli üç aday’
Türkiye’nin Rasmussen’e tavrı olmadığını söylemiş Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise dün Erdoğan’ın çıkışı hatırlatılınca “Türkiye’nin görüşü tektir. Biz iç değerlendirmelerimizi yapar, uluslararası alanda tek görüşümüzü dile getiririz. Bizim için önemli olan NATO’nun işlevselliğini korumasıdır. Her şeyden önce bu gelir, isim meselesi değil. Ortada birbirinden kıymetli üç resmi aday var” dedi. Gül, kararların ‘sancılı, uzun ya da zor’ süreçlerden geçse bile mutlaka NATO’nun geleceği için oybirliğiyle alınacağına inandığını kaydetti. Ancak NATO’da adayların bütün üyelerin rızası alındıktan sonra resmen duyurulması bir gelenek iken Rasmussen’in Türkiye’den işaret almadan adaylığını resmileştirmesi ‘stratejik hata’ ve ‘Türkiye’ye karşı oldu bitti’ olarak algılandı.(radikal)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...