SİYASETTE 3 Y DÖNEMİ BİTTİ, ARTIK 3-A DÖNEMİ MODA: AYRIŞMA, AÇILIM VE AYARTMA! 

ÜNLÜ kariyer analisti Mümin Sekman, son dönemdeki ‘çarşaf’ ve ‘Alevi’ açılımlarıyla dikkat çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal’ı yorumladı. Sekman’a göre bu değişimin nedeni ‘Açılım, ayartma ve ayrışmadan’ oluşan 3-A politikasında yatıyor. Modern laikler ve muhafazakâr dindarlar grupları oluştu, böylece ayrışma süreci tamamlandı. Her iki lider şimdi açılım ve ayartma sürecinde. Bu nedenle CHP ‘çarşaf’, AKP ‘Alevi’ açılımı yapıyor. Sekman’a göre MHP’de 3-A sürecine katıldı. Sekman’ın liderlere ilişkin gözlemleri de şöyle:

CARNEGİE’DEN ESİNLENDİ
Okul açılışlarında tahtaya başarı formülü olarak “oku, düşün, uygula, neticelendir” yazıyor. Gençlere bunu öneriyor ama kendi hayatında daha karmaşık ve alaturka bir model kullanıyor.

Sık sık kullandığı “öfke bir hitabet sanatıdır” cümlesi, Dale Carnegie’nin “Söz Söylemek ve İş Başarmak Sanatı” adlı kitabından alınma. Haksızlığa uğramışlık duygusu uyandırıp, hitabetine duygusallık, canlılık ve gerçeklik duygusu veriyor.

GÜL İLE KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Abdullah Gül ile aralarında bir “kardeş kıskançlığı” yaşandığını düşünüyorum. Gül ne zaman olumlu bir projesiyle gündeme gelse gündemi değiştiriyor.

Yabancı devlet adamlarıyla görüşmesinde çalışılmış vücut dili hareketleri kullanıyor.

Sonuç odaklı liderlik tarzına sahip. Seçmene istediğini ver, o da oy versin gibi, sade ve pragmatik başarı kriteri izliyor.

Şık kıyafetler ve sık sık takılan güneş gözlükleri ile kendini starlaştırma stratejisi de uyguluyor.

DÜRÜST İMAJINDAN KAZANIYOR

En büyük dezavantajı hayattan kopuk özgeçmişi. Bu dezavantajı, ellerinin kirlenmemiş olması yönünden bir avantajdır da aynı zamanda. Bir gün dürüstlük seçmenin başarıdan daha önem verdiği kıstas haline gelirse, oyları çok yükselebilir.

Türk seçmenin gözünden politikacılar iki gruba ayrılır; başarılı ama yolsuzluk yapanlar ile başarılı olmayan ama yolsuzluk da yapmayanlar. Seçmen bazen birinci gruptakileri, bazen ikinci gruptakiler seçer. Baykal’ın algısı ikinci gruptakiler de olduğu için, AKP’nin yolsuzluk haberleri arttıkça, dürüstlük performanstan daha önemli hale geldikçe Baykal yükselişe geçecektir.

Baykal’ın en önemli sorunu, kitlelerde başarı beklentisi yaratamaması. Baykal’ın çevresinde daha çok çarşaflıya değil, daha çok başarılı insana ihtiyacı var.

Baykal kendine sadık olanı, işini iyi yapacak olanı tercih ediyor. Kariyer paranoyası yaşıyor.

Semboller üzerinden açılım yapıyor. Çarşaflıları alarak, algısını hareketlendirdi.

AKarne alan aday olacak

AKP’de belediye başkanlarının kaderini karneleri belirleyecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkan adaylarını seçerken dikkate alacağı ‘performans karnesi’, 3 ana bölümden oluşuyor. 100 üzerinden puanlandırılacak mevcut başkanların ‘beşeri yetenek ve nitelikleri’, ‘kavramsal, teknik yetenek ve nitelikleri’ ile ‘geçen dönem başarıları’ ölçülecek. Her belediye başkanı için ‘yolsuzluk’ notu da verilecek. 2004 yerel seçimlerinden bu yana Genel Merkez tarafından hazırlanan karne önümüzdeki günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a teslim edilecek.

Karnede 30 puanlık ‘Beşeri Yetenek ve Nitelikleri’ bölümü kriterleri şöyle:

İnsanları sevmesi, dürüstlüğü, iletişim kurma başarısı,

Doğru kararlar verebilmesi, hoşgörüsü,

Cesareti, zekası, önyargısızlığı,

İnsanları etkileyebilmesi, karizması.

YOLSUZLUK SORGUSU

Karnenin ‘Kavramsal, Teknik Yetenek ve Nitelikler’ bölümünde yer alan kriterlerden bazıları ise şunlar:

Belediyecilik ve belediye başkanlığı misyonu ve vizyonu

Tahsil derecesi, yerel yönetimler alanında aldığı eğitimler

Küresel, bölgesel gelişmeler ve sorunlar hakkında bilgi düzeyi

Adayları en zorlayacak ‘kriterler’ ise ‘Geçmiş Dönem Başarıları’ olacak. 40 puan üzerinden değerlendirmeye tabi tutulacak kriterlerde başkanın adının yolsuzluk, rüşvet, suistimal gibi olumsuzluklarda geçmemesi önemli yer tutuyor.

akşam