Dünyanın haftalardır merakla beklediği Avrupa Birliği Liderler Zirvesi dün sona erdi. Bölgede gün geçtikçe yayılan ve tüm dünyayı tehdit eden krizin önüne geçme gündemiyle toplanan Avrupalı liderlerin zirvesine, İngiltere'nin vetosu damga vurdu. Euro Bölgesi'ni temsil eden 17 ülke ile euro kullanmayan 9 Avrupa Birliği ülkesi, mali birliğe giden yolda önemli bir dönemeci geride bırakırken, Londra'nın finans merkezi unvanını korumak isteyen İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin çıkarları doğurlutsunda hareket edeceğini ve bu yüzden de yeni anlaşmaya imza atmayacağını açıkladı. Dün dünya basınının gündeminde de Cameron'un bu çıkışı vardı. İngiltere basını başbakanlarına tam destek verirken, başta Almanya ve Fransa olmak üzere diğer ülke basınları ise Cameron'un mali birliğe taş koyduğunun altını çizdi. İngiltere'nin artık Avrupa'nın dışında kaldığını da belirten gazeteler artık 26 ülkenin yola İngilteresiz devam edeceğini ifade etti.
AVRUPA'NIN YALNIZ ADAMI
GENEL olarak bakıldığında Avrupa Birliği tarihinin belki de en önemli toplantısına ev sahipliği yapan Brüksel, aynı zamanda İngiltere'nin diplomatik anlamdaki çöküşüne sahne oldu. Yapılan analizlerde gücünü diplomasiden alan İngiltere'nin, ulusal çıkarlar uğruna ilk kez siyaset sahnesinde yalnız kaldığı ifade edilirken, Cameron'un, seleflerinin yıllarca korumaya uğraştığı dengeleri bir anda bozduğu yazıldı. Zirvenin kazananları ise Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Merkez Bankası'nın çiçeği burnunda Başkanı İtalyan Mario Draghi oldu.
Gerçek imparator Draghi
BUNDAN yaklaşık bir ay önce Jean-Claude Trichet'den boşalan Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı koltuğuna oturan Mario Draghi de zirvenin yükselenlerindendi. Her fırsatta Avrupalı liderlere yol gösteren Draghi, liderlerden gelen 'Çürük elmaların tahvillerini piyasadan topla' önerisine şiddetle karşı çıktı. Gerekçesi ise şuydu: 'Eğer yardım edersem, acı reçeteleri uygulamaktan vazgeçerler, Berlusconi gibi.' Sarkozy, Napoleon'un hayalini gerçekleştirmeye yaklaşsa da şu an için Avrupa'nın gerçek imparatoru Mario Draghi...
Fransa kokpite geçti, İngiltere artık oyun dışında
KONUYLA ilgili en ilginç analizlerden biri Reuters muhabiri Paul Taylor'a ait. Taylor zirve hakkındaki görüşlerini şöyle ifade ediyor: 'Napoleon hayalini kurdu, De Gaulle savaştı, Nicolas Sarkozy ise başardı: Fransa kokpite geçti, İngiltere ise oyun dışında... De Gaulle'ün 1963 ve 1967 yıllarında İngiltere'nin AB üyeliğine verdiği vetoyu anlatan üst düzey bir AB yetkilisi şöyle diyor: 'Bu sadece Fransızların hayali değil aynı zamanda uzun zamandan beri uğruna savaştıkları bir amaç... Zaten onlar İngiltere'yi hiçbir zaman birliğin içinde görmemişlerdi.' Yüzyıllar boyunca İngilizlerin stratejisi Avrupa'nın büyük güçleriyle ittifaklar kurup kıtadaki dengeyi sağlamaktı. Fakat Cameron, Euro Bölgesi dışındaki 10 ülkeye liderlik yapabileceğini düşünerek büyük bir hata yaptı. Şimdi iki vitesli Avrupa'da kaybeden Londra olabilir.
Boş sandalye politikası işe yaramadı
AVRUPA'nın en güçlü lideri Merkel zirveden mutlu ayrılanların başında. 'Avrupa'nın vaftiz annesi' Alman stili bütçe disiplinini anlaşmaya sokmayı ve bunu otomotik yaptırımlara bağlamayı başarırken, kendi ülkesinde kızdırdığı koalisyon ortaklarının da gönlünü almayı başardı. Merkel kanadındaki en büyük hayal kırıklığı mali birliği AB anlaşması bünyesinde hayata geçirememek oldu. Zirveye gelen yolda Merkel'e karşı birçok isteğinden vazgeçen Sarkozy, zirvenin bir diğer kazananı. Paris'in etkisini azaltacak olası genişlemeye her zaman karşı çıkan ve içten içe daha çekirdek bir birlik için savaşan Sarkozy'nin bu hayali, Cameron'un 'boş sandalye' politikasıyla birlikte gerçeğe dönüştü.
akşam
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...