Türban tartışması AKP’ye temel hak ve özgürlükler, 301. maddenin kaldırılması, AB ile entegrasyon konusunda büyük destek veren çevrelerde de çatlağa yol açtı.
“Hazır kıta değiliz”
“Başörtüsüne ’yükseköğrenim hakkı ve özgürlüğü’diye sloganlaştırılabilecek gelişmelerin çevresindeki hararetli tartışmanın belki de en önemli yansıması, AK Parti’nin ’liberal-demokrat intelligentsiya’nın onayından mahrum kalması oldu” saptamasını yapan Çandar sözlerini şöyle sürdürdü: “AK Parti liderinin, -liderlerinin değil- bu olgudan gerekli dersi çıkartması beklenir. Temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda, 2002’den bu yana, 2007’de kesin biçimde AK Parti’nin bu yöndeki davranışlarında arkasında duranların çok önemli bir bölümü, ’hazır kıta’olmadıklarını ortaya koydu. Başörtüsüne ’yükseköğrenim hakkı ve özgürlüğü’nü savunmadıkları ve istemedikleri için değil; hükümetin ’siyasi tavrı’ve ’yöntemi’ni doğru bulmadıkları için...” Çandar şöyle yazdı: ” İlke siyaseti yerine 22 Temmuz çoğunluğuna bakarak bildiğimi okurum tavrını benimseyen bir hükümete kayıtsız-şartsız destek vermek söz konusu olamazdı. AK Parti’nin yanlış siyaset rotasında ilerlememesinin, tekrar liberal-demokrat desteği elde etmesi ve güvenmesinin tek yolu var: ’Yeni sivil anayasa yapımını öne almak’ve 2008’i AB yılı yapmayı laftan çıkartıp, fiiliyatta da kanıtlamak.”
“İmzalamadım. Çünkü...”
“Bazı arkadaşlarım da üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakacak anayasa değişikliği önerisini destekleyen akademisyenlerin bildirisini niçin imzalamadığımı soruyorlar. Bunun nedeni, kesinlikle bildirinin ’AKP’ye yakın duranlar’tarafından hazırlanmış olması değil. Özgürlükleri kısıtlayıcı öteki mevzuatın da kaldırılması benim için elbette ki üniversitede başörtüsü yasağının kaldırılması kadar önemli. Bildiriyi imzalamadım, çünkü görüşlerim bilinmiyor değil. ”
“Yerel seçim geliyor diye”
Bildiriyi imzalamayan isimler arasında Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan da bulunuyordu. Altan karşı bildiriyi niçin imzalamadığını şu sözlerle açıklıyordu: “Eski bir akademisyen olarak üniversitelerin türban üzerinden tanımlanmasına karşıyım. Türkiye’de üniversiteler ne kadar var ya da ne kadar yok? 1982 Anayasası’yla birlikte üniversiteler bilim üretemeyen, kışla haline getirilmiş, özgürlüğün olmadığı kurumlar haline dönüştürüldü. Türbana karşı tepki gösteren ya da karşı bildiri yayınlayan akademisyenler, 301’in kaldırılması ya da Atilla Yayla’ya düşüncesinden dolayı verilen 15 ay hapis cezaya karşı ne yaptı, nasıl bir tepki gösterdi? Kısıtlanan özgürlüklerin tümünün kaldırılması gerekirken, yerel seçimler yaklaşıyor diye sadece türbanın üzerine gidilmesi de doğru bir yaklaşım olmadı.”
“Katsayıya dokunmayın”
Milliyet Gazetesi yazarı Taha Akyol 6 Şubat tarihinde ’Bu kadarı fazla’başlığıyla şunu yazdı: “Başörtüsü yasağını daima insafsızlık saydım, daima toplumsal modernleşmeye de aykırı gördüm. Laikliği bir ” seküler din “ haline getirenlerin öfkeli tepkilerini, kışkırtmalarını da akıl-dışı buluyorum. Ama ’akıl dışı’olması, daha fazla önemsemeyi gerektirir; çünkü kolayca çığırından çıkabilir! İki taraf da yangına körükle gitmemeli. AKP ve MHP psikolojik kaygıları azaltmak için, başı açık öğrencilerin özgürlüğünü koruyacak ifadeleri, hukuken gerekmese bile, psikolojik bir ihtiyacı karşılamak üzere, Anayasa’ya koymalıdır. Dahası, böylesi gergin bir ortamda ” meslek liselerinin katsayı sorunu “nu YÖK kesinlikle ertelemelidir. Katsayı sorunu, irrasyonel tepkileri temelli körükleyecektir! Bu kadarı fazla!”
“AKP’nin anlayamadığı...”
Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan 6 Şubat’ta şunları yazıyordu: “Sorunların, biz onları çözdüğümüz zaman değil de çözmediğimiz zaman ortadan kalkacağına inanan tuhaf bir toplumuz. Büyük bir çabayla sorunları çözmemeye uğraşıyoruz.” Altan sözlerini şöyle sürdürüyordu: “(...) Kürtler’in, dindarların, Aleviler’in, ayrı ayrı isteklerde bulunmasının çok fazla önemi yok. Hepsi gürültülü demagojilerle boğulabilir. Ama bütün kesimlerin taleplerini ortaklaşa bir şekilde dile getirmesi ülkenin bu çarpık yapısını tümden değiştirir. Sorunlar çözülür, özgürlükler genişler; toplum olması gerektiği gibi ülkenin ’efendisi’olur. Bugün sanırım AKP’nin anlayamadığı da bu.”
Vatan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...