Cerrahi ve kemoterapi gibi tedavi yöntemlerinden sonuç alınamayacak durumda ve karaciğere yayılmış olan (metastaz) tümörlerin küçültülerek zaman içinde yok olmasını sağlayan "Radyonüklit tedavi" yöntemi Türkiye'de de uygulanmaya başladı. Alanında uzman radyoloji, cerrahi, nükleer tıp ve onkoloji uzmanlarının bulunduğu bir heyet tarafından yapılan operasyon, Türkiye'de ilk defa geçen hafta GATA'da uygulandıktan sonra Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi İbni-i Sina Hastanesi'nde de başarı ile yapıldı. Operasyonu yapan heyetin başkanı olan Prof. Dr. Sadık Bilgiç, "Radyonüklit tedavi" yöntemi ile kanser hücrelerinin zaman içinde küçüldüğünü ve yok olduğunu söyledi. Karaciğere metastaz yapmış olan kanserli hastaların tedavisinde öncelikli olan yöntemin cerrahi müdahale olduğunu anlatan Bilgiç, bu yöntemin ancak cerrahi müdahaleye ve kemoterapi, radyoterapi gibi alternatif tedavilere cevap veremeyecek hastalara yapılabileceğini dile getirdi. Bilgiç, "Bu yöntem, hastaya sunulan bir alternatif değildir. Mutlaka diğer yöntemlerin uygulanması mümkün olmayan hastalara yapılabilir” dedi.
DEVAMLI HALE GELECEK
Radyonüklit tedavi yönteminin, teknolojinin ve tıp biliminin gelişmiş olduğu birçok ülkede yıllardır uygulandığını, ameliyatın başarı şansının yüzde 90'ın üstünde olduğunu ifade eden Bilgiç, Türkiye'deki ilk uygulamalardan birinin AÜ Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi'nde 22 Nisan 2008'de 2 hasta üzerinde yapıldığını kaydetti.
Prof. Dr. Sadık Bilgiç, anjiografinin ve tedavinin ardından 1 gün sonra hastanın günlük faaliyetlerini yapabilir duruma geldiğini dile getirdi.
Radyonüklit tedavi nasıl yapılıyor?
Prof. Dr. Bilgiç, tedavi öncesinde hastaya daha önceden anjiyo yapılarak damarlarının yapısının incelendiğini belirterek, operasyonun bölgesel anestezi altında yapıldığını ve yaklaşık 1 saat sürdüğünü söyledi. Bilgiç, uygulama sürecini şöyle anlattı: "Karaciğer kanserinde metastaz yapan kitlenin tedavisinde uygulanan SIKREX yönteminde, ilk
olarak karaciğer atardamarına katater yardımıyla girilerek tümörün büyüklüğü, sayısı ve kanlanması anjiyo yöntemiyle belirleniyor. Ardından tümörün beslendiği ana damar tespit ediliyor ve tümörün büyüklüğüne bağlı olarak istenilen dozda ayarlanan Ytrium (Y-90) radyoaktif maddesi açılan damar yolundan buraya veriliyor.”
Yeni Şafak
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...