Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, "Zamanımızda öyle dengesiz kimseler görüyoruz ki Allah’a dil uzatılınca, Peygambere hakaret edilince, İslâm mukaddesatına saldırılınca reaksiyon/tepki göstermiyorlar; erbab haline getirdikleri (yani putlaştırdıkları) Hazretlerine ilişince ortalığı velveleye veriyorlar. Böyleleri ne biçim Müslümandır?.." diyerek, Gülen Cemaati'ni hedef aldı.
Necmettin Erbakan'ın ebedi önder olarak kabul edildiği ve tabulaştırıldığı Milli Gazete'de, Erbakan'a kim bir söz söylese en sert şekilde cevap verilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Zaman gazetesi, ya da o cemaatten pek bir farkı yok. Milli Gazete için Erbakan ne kadar tabuysa, Zaman için de Fethullah Gülen o derecede tabu olarak görülüyor.
Eygi, eleştirilerini şu şekilde sıralıyor:
DİNLERARASI DİYALOG YANLIŞTIR
Dinlerarası diyalog taraftarları “Biz Müslümanlar ile Ehl-i Kitab arasında AIlah’a iman konusunda ittifak vardır, ihtilâf yoktur...” diyorlar. Yanılıyorlar ve yanıltıyorlar... Hiç Tevhid ile Teslis bir olur mu?.. Ehl-i Kitab Hz. Muhammed’e iman etmediği için Allah’a inanç konusunda büyük yanlışlıklara düşmüştür. Allah hem birdir hem üçtür diyecekler, Hz. İsa Allah’ın oğludur diyecekler ve sonra Allah’a inanç konusunda Müslümanlarla müttehid (birlikte) olacaklar. Böyle bir mantıksızlığa düşmek için diyalogcu olmak lazım.
BUNLAR NE BİÇİM MÜSLÜMAN
Zamanımızda öyle dengesiz kimseler görüyoruz ki Allah’a dil uzatılınca, Peygambere hakaret edilince, İslâm mukaddesatına saldırılınca reaksiyon/tepki göstermiyorlar; erbab haline getirdikleri (yani putlaştırdıkları) Hazretlerine ilişince ortalığı velveleye veriyorlar. Böyleleri ne biçim Müslümandır?..
Kendilerine sorsanız “biz öyle yapmıyoruz” derler ama hallerine, tavır ve hareketlerine, davranışlarına bakılınca bazılarının kendi Hazretlerini neredeyse Peygamberin üzerinde gördüklerinden şüphelenirsiniz.
Gerçek İslâm büyükleri, kendilerine bağlı olan müritlerini böyle bir dengesizlikten, sapıklıktan, aşırılıktan korur.
HERKES ŞEYHİNİ SEVER
Yanlış anlaşılmaktan korkuyorum... Elbette bir şeyhe bağlanan onu çok sevecektir ve ona itaat edecektir... Mevleviler “Pîrimiz Hazreti Mevlana Celalettin Rumi Efendimiz...” diyeceklerdir... Kadiriler “Abdulkadir Geylani Efendimiz” diyeceklerdir... Nakşiler “Şah Muhammed Bahaüddin Nakşibend Efendimiz” diyeceklerdir... Örnekleri uzatmayayım, bunlar çok tabiî ve normaldir. Lâkin asla putlaştırmayacaklar, asla Peygamberin üzerindeymiş gibi hareket etmeyeceklerdir. Bu mübarek ve muazzez İslâm büyüklerinin ruhaniyetleri böyle şeylere kesinlikle razı olmaz. Feyzleri, bereketleri, yümnleri üzerimize sâyeban olsun.
TARİKATA NASIL GİRİLİR
Zamanımızda bir cemaat neredeyse bütün Müslümanları kendi bünyesi içine sokmak için uğraşıp duruyor. Bu çok yanlış bir metottur. Ümmet bir bütündür. O bütün, kendisini oluşturan parçalardan birinin içine sığdırılamaz, böyle bir şey akla, mantığa, hikmete aykırıdır.
Tarikatlere ve cemaatlere rast gele adam doldurulamaz. Nasibi olanlar seçilerek alınır. Bu konuda usul şudur:
Bir Müslüman hayırlı bir rüya görür, yeşil sarıklı nuranî bir zat kendisine “filan yerdeki filan şeyhe veya tarikate intisab et” der. Adamcağız bildirilen yere gider, durumu anlatır. Şeyh Efendi öyle hemen onu kabul etmez. “Müsaade buyurunuz biz de istihare edelim, sizin rüyanız teyid ve tekid edilirse kabul ederiz...” cevabını verir.
KİMLER DOĞRU YOLDA
Zamanımızda birtakım cemaatçiler, tarikatçiler bulanık sulara ağ atıyorlar kimi yakalarlarsa cemaate ya da tarikate sokuyorlar. Çok yanlış... Bu yüzden cemaatler ve tarikatler kirleniyor, dejenere oluyor.
İtikadı sahih olan, namazı dosdoğru kılan, Allah’tan korkan ve çekinen, büyük günahlardan içtinab eden (uzak duran, onları işlemeyen), Peygamber Efendimiz’in sünnetine sarılan, İslâm ahlâkı ile ziynetlenmiş olan, dünya imtihanında başarılı olan herkes doğru yoldadır.
YANLIŞIM VARSA UYARSINLAR
Bendeniz tasavvufa, tarikatlere son derece saygılı ve bağlı bir Müslümanım. Kimse öküz altında buzağı aramaya yeltenmesin. Önemli olan yukarıda yazdıklarımın doğru olup olmamasıdır. Yanlışım varsa ilim sahipleri uyarsınlar. Selâm ve hürmetlerimle...