Şimdi Türk aydınının, İkinci Cumhuriyetçiler'in, bu hükümetin Türkiye'ye gerçek demokrasiyi ve özgürlük ortamını getirdiğini düşünenlerin bir hesap vermesi gerekiyor. Çünkü gördüğümüz kadarıyla hükümetle aydınların kafasındaki özgürlük anlayışı arasında ciddi bir fark var, bunu başından beri anlamadılar mı yoksa kendileri türban demokratlığına alet mi oldu? Bu durumu açıklamaları gerekiyor. Günah çıkartma da kabul edilir.
Dün, Hürriyet'in İnternet sitesinde bir başlık gözüme çarptı ve durumun özeti gibiydi: “301'in üzerini türbanla örttüler.” Önümüzdeki günlerde MHP, AKP'ye türban konusunda verdiği desteğin karşılığını alacak ve 301'in kalması için bir de kampanya başlatacak.
Peki bunca zaman türbanla beraber diğer özgürlüklerlerin de geleceğine ulaşan Türk aydını? Aslında bu, Türk entelijansiyasıyla ilgili bilinen ama konuşulmayan gerçeklerin kolaylıkla su yüzüne çıkmasına sebep oluyor...
Türk aydını tembeldir... Kendi evinin, mahallesinin dışına çıkmaya korkar, sokaktaki Türkiye'yi bilmez ve televizyona bakarak evinden yorum yapmayı tercih eder.
Türk aydını bencildir. Kendi 301 davaları düştüğü için bundan sonraki davaların da düşeceğine inanır. Nerede 301 mağduru yazarların türban-301 anlaşmasına yorumları? Hiçbir şey söylemeyecek kadar yüzleri kızarmıştır herhalde.
Türk aydını kolay tavlanır. Birkaç bakanın karizmatik bakışları, eşlerinin övgüleri, Cumhurbaşkanı'nın sofrada ağırlaması falan yeter onların düşünce sistematiğini değiştirmeye. Abdullah Gül'ün masasında olunca Türkiye'nin gidişatından endişe duymazlar.
Ama bütün bunların toplamında Türk aydını yetersizdir ve gelişmeleri önceden planlayamaz, analiz yeteneği yoktur. İkinci Cumhuriyetçiler'de daha net konan bir teşhis bu.
Demokrat aydınlardan açıklama beklemek hakkımız şimdi. Bütün bu mücadele sadece türban için miydi, yoksa Türkiye'nin her türlü özgürlüklere açık bir ülke olmasını dilediğiniz için mi?
Susacaklar ama. Çünkü söyleyecek bir şeyleri yok. Hükümetin MHP'yle olan bu anlaşması onların kafalarını fena halde karıştırdı. Belki de ihanet edildiğini düşünüyorlardır, kullanıldıklarını. Tek bir muhalif ses çıkmaması bundan; kabullenemiyorlar yanıldıklarını.
Aynı kafa karışıklığını AKP saflarında da görmek mümkün. Başbakan Erdoğan bile kendi partisine mensup isimlerin türbanla ilgili olur olmaz açıklamalarından haklı olarak rahatsız. İyi niyetle susturmaya çalışıyor, yasaklar koyuyor ama dinleyen yok.
Konuyla ilgili en tuhaf açıklama kuşkusuz Burhan Kuzu'nunki. Milliyet'te yer alan haberde liselerde türban taleplerine karşı, güya ortamı yumuşatmak için şu tarihi cümlesi var: “Her talebi karşılamak durumunda değiliz. Eşcinsellerden eşitlik ve evlilik hakkı tanınması için yoğun talep geldi. İstiyorlar diye verecek miyiz? İktidar sorumluluğu içinde hareket etmek zorundayız.”
Kabaca: Ne alaka?
Pek özgürlükçü bir yaklaşım değil kuşkusuz. Eşcinsellikle dini bir geleneği bir arada anma talihsizliği şaşırtıcı. Bu konularda yorum yapan bir milletvekilinin bu kadar bilgisiz olması da kabul edilebilir değil: Türbana özgürlüğü savunanlar bunu dini bir inanca dayandırıyorlar. Oysa eşcinselliği hiçbir din empoze etmiyor. Aynı eksende tartışılması tuhaf ve sakıncalı değil mi? Türbanlılar açısından.
Belki de Kuzu, Hülya Avşar'dan etkilenmiştir. Avşar da geçtiğimiz günlerde eşcinsellerin de türbanlıların da yanında olduğunu, hatta eşcinsellerin sorunlarının daha fazla olduğunu açıkladı!
Ancak Avşar'ınki önceden planlanmış bir ironi, bir fars. Hülya Avşar belki de bu açıklamasıyla türbana karşı muhalefetin en ön saflarında yer aldı; üstelik muhalefet etmiyormuş gibi görünerek.
Galiba bütün bu tartışmalarda bir tek onun kafası karışık değil. Yoksa anlıyoruz ki AKP de aydınlar da, AKP'yle ancak MHP'nin başa çıkacağını düşünüp, bu partiyi merkez sağa konumlandırarak oy verenler de şaşkın.
Ve de yenen goller tabii ki...
Ama her şey yerli yerine oturuyor aslında... MHP'nin ne olduğu, AKP'nin özgürlük tanımı, Türk aydınının yetersizliği.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |