ERMENİ YALANINA KARŞI ORTAK TAVIR… ATAF, GERÇEK TARİHİ YAZACAK! 

Türkiye ve Azerbaycan tarihinde, Ermeni sorununun doğru bilgi ve belgelere dayanarak araştırılması, halkların bilinçlendirilmesi ve gerçek tarihin dünya kamuoyuna anlatılması amacıyla kurulan Azerbaycan-Türkiye Tarihi Araştırmalar Vakfı (ATAF) çalışmalarına Ankara’da başladı. Her iki ülkenin bilim ve siyaset adamlarıyla, sivil toplum kuruluşları ve işadamlarının desteğiyle oluşturulan ATAF’ın organizasyon yapısı onaylandı. Buna göre Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Kültür Eski Bakanı Prof. Dr. Namık Kemal Zeybek getirilirken, Mütevelli Heyeti Başkanlığı da 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e verildi.

Katil damgası vurdular
Her iki ülkenin Cumhurbaşkanlarının “onursal başkan” sıfatıyla katıldığı ATAF’ta Yüksek Bilim Kurulu Başkanlığı’nı ise Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu üstlendi. ATAF’ın Türkiye ve Azerbaycan’dan sonra, ABD, Fransa, Belçika ve Rusya’da da teşkilatlanma çalışmalarını sürdürdüğü öğrenildi. İşadamı Ahmet Erentok tarafından başlatılan vakıf çalışmalarının hedefi, yüz yılı aşkın bir süredir devam eden Ermeni meselesinin gerçeklerini ortaya çıkarmak, bilgi eksikliğini giderecek yönde propaganda çalışmalarını yürütmek ve elde edilen bilgiler ışığında, uluslararası platformlar ve Batı parlamentoları nezdinde hukuki girişimleri başlatmak olarak belirlendi. Vakfın Bilim Kurulu Başkanlığı’na getirilen TTK Başkanı Prof. Dr. Yusuf  Halaçoğlu, “Bazı tarihi olayların, sadece bilimsel değil siyasi yönleriyle de çözümlenmesi gerekiyor. ATAF’ın bu anlamda çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum” dedi. Avrupa parlamentolarının, “katil damgası” vurduğu Türklere savunma hakkı bile tanımadığını hatırlatan Halaçoğlu, “Hukuki altyapısı olan ve ayakları yere basan bir mücadele örneği göstereceğiz” diye konuştu. 

Gerçekleri anlatamıyoruz
ATAF Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Namık Kemal Zeybek de soykırım yalanının tarihi olarak gösterilen 1915’de, Doğu Anadolu’daki Müslüman Türklerin tam anlamıyla soykırım teşebbüsüne hedef olduğunu belirtti. Ermenilerin Karabağ’da, insanlığın gözleri önünde katliam gerçekleştirdiğini anlatan Zeybek şunları söyledi: “Ermeniler, bugün atalarının yaptığını bize mal etme gayretinde. Hatta, bizim içimizden çıkan bazı insanlar, Türklerin milyonlarca Ermeni’yi öldürdüğünü söyleme cüretini bile göstermiştir. Türkiye ve Azerbaycan bir tuzakla karşı karşıyadır.”

Yalan tarih yazdılar
ATAF’ın tanıtım toplantısına katılan Azeri vekiller Nizam Caferov ile Asım Mollazade de Hocalı’da yüzyılın katliamını gerçekleştiren Ermenilerin, teknolojiye ve metodolojiye dayanarak “yalan bir tarih” yazdığını ve Avrupa’ya bu tarihi kabul ettirdiğini belirterek, “ATAF, yalan tarihe karşı başlatılan bir harekatın adıdır. Amacı, hem bilimsel hem de siyasi kamuoyu yaratmaktır” dediler. 

Soykırım yalanına belgeli Rus tokadı
Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan Rusya Askeri Tarih Devlet Arşivi’nde çalışmalar yapan İstanbul Üniversitesi araştırma görevlisi Mehmet Perinçek, Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas cephesinde görevli Tuğgeneral Leonid Bolhovitinov’un karargahına gönderdiği raporu buldu. Hürriyet’te yer alan habere göre, raporu yazan Rus Tuğgeneral Bolhovitinov,  “Ermeni gönüllü birlikleri ırkçı duygularla Müslüman halka karşı vahşi kırımlara girişti” diyor. Diğer adı ’Çarlık Rusyası Askeri Arşivi’olan merkezde bulunan tarihi belge, günümüzde Erivan hükümeti ve diasporanın sloganı haline gelen “Türkler 1915 yılında 1.5 milyon Ermeni’yi öldürdü” iddiasını ilk elden çürüten bilgiler içeriyor.

Sorumlu kendileri
11 Aralık 1915’te Rus karargahına gönderilen 65 sayfalık rapor, “Gerçek durum. Düzeltme” başlığını taşıyor. Taşnak Partisi’nin, “Kafkas cephesinde Ermeni gönüllü çetelerinin faaliyetleri” başlıklı bir mektubu Rus Çarı’na iletmesinden iki ay sonra yazılan raporun girişinde, Ermenilerin kaleme aldığı bu mektuptaki bilgilerin “siyasi amaçlı” olduğu uyarısı yapıldıktan sonra, bölgedeki “gerçek durum” özetleniyor. Bölgede patlak veren hadiselere, “Ermeni problemi olarak tabir edilen mesele” tanımını uygun gören Rus general, Osmanlı içinde istenmeyen unsur haline gelmelerinde sorumluluğu Ermenilere yüklüyor. Raporda, “Ermenilerin verdiği ölü sayısına güvenmemek gerekir. Taşnak partisi bildirilerinde belirtilen kayıp rakamları devamlı surette abartılıyor ve bunların siyasi amaç taşıdıkları şüphe götürmüyor. Bu kayıpların sorumluları da, kırımı ateşleyen Ermeni çetelerinin kendisidir” ifadesi yer alıyor.

Yeniçağ