Avrupa'da kötü giden her türlü gelişmeyi Türkiye'ye mal etmeye çalışan çevrelere Genişleme Komiseri Olli Rehn'den net bir cevap geldi. Rehn, İrlanda'nın Lizbon Antlaşması'nı reddetmesinin ardından faturayı Türkiye'ye çıkarmak isteyenlere, "'Hayır' kararı ile Türkiye'nin muhtemel üyeliği arasında bir irtibat olmadığı" karşılığını verdi. Bugün hem Türkiye hem de Hırvatistan ile yeni fasılların müzakereye açılacağını hatırlatan Rehn, dolayısıyla sürecin olumsuz etkilenmesinin söz konusu olmadığını belirtti.
İrlanda'nın Lizbon Antlaşması'nı reddetmesi ile bir defa daha krize giren AB çözüm yolları arıyor. İrlanda'nın AB'yi hem kurumsal olarak hem de milletlerarası platformlarda güçlendirmeyi hedefleyen Lizbon Antlaşması'nı reddetmesi birçok çelişik mesajı barındırıyor. Dün Lüksemburg'da bir araya gelen AB dışişleri bakanları, yaşlı kıta'nın kafa karışıklığını gözler önüne serdi. İrlandalı bakanlar halkın kararına saygı gösterilmesi çağrıları yaparken, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Polonyalı meslektaşı Donald Task ve 1 Temmuz'da dönem başkanlığını devralacak Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy de Prag'da Doğu Avrupalı liderlerle bir araya gelmeye hazırlanıyor.
İrlanda'nın reddiyesi AB'yi yeni bir krize iterken, Türkiye karşıtları "olağan şüpheliler" vakit geçirmeden harekete geçti. 2005'te Fransa ve Hollanda'nın AB Anayasası'na reddiyelerini Türkiye'nin muhtemel üyeliğine bağlayan aynı çevreler İrlanda'nın "hayır"ından sonra genişleme sürecinin durdurulması çağrılarını yeniledi. Ancak bu çağrıların Hırvatistan'ı dışlaması dikkat çekiyor. "Olağan muarızların" itirazlarına ise Olli Rehn net bir şekilde cevap vererek, Türkiye sürecinin normal seyrinde devam ettiğini açıkladı. Reuters'a mülakat veren Genişleme Komiseri, bugün hem Türkiye hem de Hırvatistan ile yeni fasılların müzakereye açılacağını ve sürecin olumsuz etkilenmesinin söz konusu olmadığını kaydetti. Avrupa Parlamentosu'nun Alman Hıristiyan Demokrat lideri Hans Gert Pöttering ve Fransız bazı siyasiler, Hırvatistan dışında genişleme sürecinin durdurulması çağrıları yapmıştı.
Bugün Lüksemburg'da toplanacak Hükümetlerarası Konferans (HAK) sırasında Ankara ile fikrî mülkiyet hukuku ile şirketler hukuku fasıllarının müzakereye açılması bekleniyor. Böylece Ankara ile açılan müzakere faslı sayısı 8 olacak. Türkiye ile aynı gün müzakerelere başlayan Hırvatistan ile de bugün iki faslı müzakereye açacak olan AB'nin Zagrep ile açtığı fasıl sayısı 20 olacak.
Avrupa'nın cevap aradığı 4 soru
AB, İrlanda'nın reddiyesinin ardından şu sorulara cevap arıyor:
İrlanda, AB fonlarından büyük oranda istifade edip, son yılların ekonomik mucizesine imza atmış bir ülke olmasına rağmen son 7 yılda AB'ye neden ikinci defa "hayır" dedi?
"Ekonomik dev, siyasi cüce, askerî kelebek" diye alay edilen AB neden vatandaşlarını dünya dengelerini değiştirecek bir birlik inşa etme konusunda heyecanlandıramıyor?
2005'te Fransa ve Hollanda'nın AB Anayasası'na "hayır" diyerek metni gömmelerinin ardından büyük umutlarla üretilen Lizbon Antlaşması'nın reddedilmesi, AB rüyasının sonuna mı işaret ediyor? yoksa artık 2 vitesli AB mi gerekiyor?
Avrupa'nın "iç savaşı" olarak tarihe geçen II. Dünya Harbi'nde 50 milyon insanın katledilmesinin ardından ortaya çıkan AB bir mucize üretti. Avrupalılar insanlık tarihinin en büyük barış projesini muazzam bir zenginlik üreterek hayata geçirdi. Bu muazzam başarı nasıl oluyor da Avrupalılara izah edilemiyor?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...