Eyüp Tatlıpınar'ın röportajı...
Türkiye'de insanların cinsellikle arası iyi mi?
Büyük kentlerdeki yeni nesilde işlerin iyiye gittiğini söyleyebilirim ama bunu genelleştirmek zor. Cinsel eğitim hep ihmal edilmiş, bundan bahsedince bile insanlar çok korkuyor. İstenmeyen gebelikleri, trajedileri sürekli görüyoruz zaten. Eğitim verilmeden bu iş düzelmez.
- En fazla karşılaştığınız problemler hangileri?
En çok kadınlarda orgazm olamama, eşlerindeyse erken boşalma sorunuyla karşılaşıyoruz, ardından da kadınlardaki vajinismus geliyor. Dünya geneline baktığınızda bizde daha çok yaşanıyor bu şikayetler.
ORGAZM OLAMAMANIN BİR NEDENİ GENELEV KÜLTÜRÜ
- Neden?
Türkiye'nin geneline baktığınızda bir genelev kültürü var. Ayrıca taşrada çok yaygın bir hayvanla ilişki olgusu yaşanıyor. Bu kültür nedeniyle erkekler cinsel birleşmeyi, boşalmaya yönelik bir eylem olarak algılıyor. Sevginin iletimi değil, cinsel dürtünün kısa süre içinde boşaltımı üzerine kuruluyor ilişki. Erken boşalma olduğunda kadınlar da orgazm olamıyor tabii.
- Orgazm olamamanın en yaygın nedeni bu mu?
Bir tanesi o. Ama kadınların Türkiye'deki esas büyük problemi, kadın olmaları için değil de daha çok anne olmak üzere yetiştirilmelerinden kaynaklanıyor. Orgazm olamamanın en yaygın nedeni de bu. İyi kadın-kötü kadın ayırımı var. Bir vakam vardı, kadının üçüncü evliliği, 40 küsur yaşlarında. Kocası yatakta, 'Hiç canlı değilsin, yastık gibisin' diyormuş. Biraz hareket edip aktif olduğundaysa onu dövüp, yüzünü gözünü morartarak, 'Sen fahişesin' diyormuş. 'Salonda yatıyorum, ne yapayım?' diye gelmişti.
- Siz ne önerdiniz peki?
Herhalde dördüncü evlilik daha uygun olabilir...
- Erkek neden öyle davranıyor kadına?
Türkiye'de erkeğin büyük bir ikilemi, çıkmazı var; bir taraftan kadını mesela pornolarda gördüğü gibi hareketli istiyor, sevişmek istiyor, kadın gibi davransın istiyor. Ama kadın öyle davranınca onu kötü bir kadın olarak algılıyor. Diğer nedeni de korku.
- Güçsüzlük korkusu mu?
Evet. Örneğin Karadeniz'de fındık hasadı sonrasında erkeklere seks servisi yapmak için kuzey komşularımızdan kadınlar gelir. O erkekler o kadınlarla paylaştıkları türden aktif cinselliği eşlerinde bulamıyor. Zaten eşinden öyle bir şey istemiyor da. Eşi hareketli olduğu zaman korkuyor çünkü. Kendi cinsel gücünün ona yetmeyeceğini, ezileceğini düşünüyor. Cinselliğin sevgi üzerinden değil, güç üzerinden algılanmasının bir sonucu bu.
- Türkiye'de cinsellikle ilgili ilk televizyon programını siz yapmışsınız, tepki alıyor muydunuz?
1987'de Türkiye'ye gelmiştim. Magic Box için Defne Samyeli ile Cağaloğlu'ndaki bir ofiste gelen mektupları cevaplandırıyorduk. Bant yayınıydı. Epey ilgi görüyordu, hiç tepki çekmemiştik.
EŞCİNSELLİK GENLERDEN KAYNAKLANIYOR
- RTÜK'ün televizyondaki cinselliğe yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Televizyonda verilen mesaj çok önemli. Örneğin dizilerde sürekli birbirlerini aldatan insanların başından geçenler belli bir yaştan sonra bir öykü olarak algılanırlar, sakıncası olmaz. Fakat 12-15 yaşındaki çocuklar için bir öykü değildir, dikkatle izlenecek, örnek alınacak bir davranıştır. Bu nedenle dikkatli olmalı. Ama sansürlemek de çözüm değil. Anne babaya aynı şekilde çocuğa okulda iyi eğitim verecek bir sisteminiz varsa, isterseniz sabahtan akşama kadar bu yayınları yapın, o çocuk o dizidekileri rol modeli olarak görmez. Burada genellikle 'Türk aile yapısını korumak' gibi cümleler kuruluyor ama onu yapmanın yolu da bu değil.
- Ne yapsalar iyi olur?
Gençler özellikle okudukları zaman daha geç yaşlarda evlenmek durumunda kalıyor. Benim önerim, devlet aile kurumunu korumak istiyorsa, çiftçiye tarım kredisi verdiği gibi gençlere de evlilik kredisi versin. 20 yaşından itibaren mesela...
- Bugünlerde eşcinsellik meselesi çok tartışılıyor...
Freud'dan beri çok teoriler üretildi bu konuda. Son genetik araştırmalara baktığımızda, DNA'daki bir kromozom anomalisinden kaynaklandığı görülüyor. 2-3 yıl oldu bu durumun saptanması. Kuşaktan kuşağa geçmez ama siz ne kadar eğitim verirseniz verin ya da ne kadar muhafazakar olursanız olun, o genetik nedenle muhatap kalabilirsiniz.
- Hastalık mıdır, tedavi edilebilir mi?
1989'da bir dünya seksoloji kongresi yapıldı, eşcinsellik orada cinsel sapıklık kategorisinden çıkarıldı. Liberal toplumlarda çabuk benimsendi. Hastalık olmadığıysa bu son araştırmadan sonra bilimsel olarak kesinleşmiş oldu. Tedavi diye bir şey söz konusu değil. 30 yılı aşkın meslek yaşamımda bana gelen bir sürü lezbiyen ya da biseksüel kadın oldu, hiçbirinin 'Beni tedavi eder misin?' dediğini duymadım, kimliklerini değiştirmek istemiyorlar.
- Bu genetik faktör, eşcinsellikle ilgili tüm tartışmaları boşa çıkarır mı?
Biz işin dini boyutuyla ilgilenmiyoruz. Tıbbi kısmını soruyorsanız büyük ölçüde tartışmalara cevap veriyor ama tamamıyla değil. Önemli bir nokta var burada; insanın gelişiminde, 12-15 yaşlar arasındaki kız ve erkek çocuklarda biseksüel bir evre var. Cinsel kimliğin henüz oluşmadığı evre. Türkçede oğlancılık lafı buradan gelmektedir. O yaştaki çocuklar cinsel kimliklerini henüz keşfetmediği için, pedofiliye meraklı kişilerin farklı yönlendirmelerine cevap verebilirler. Çocukların her türlü cinsel istismarını engellemek gerekir o nedenle. Maalesef Türkiye'de bu da yaygın.
'Erkeğin oturduğu sıcak yere oturursam gebe kalır mıyım?'
- Bugüne kadar karşılaştığınız vakalardan sizi en çok şaşırtan hangisidir?
'Bir erkeğin oturup kalktığı yere sıcakken kadın oturursa gebe kalır mı?' sorusu. Çalıştığım dergide bu soru mektupla ilk geldiğinde benimle dalga geçiyorlar sanmıştım ama sonra o kadar çok soruldu ki bu soru, şaşırıp nedenini merak ettim. Hamamları bazen sabahları erkekler, öğleden sonraları kadınlar kullanırmış. 'Erkek orada boşalmışsa kadınlar hamile kalabilir mi?' sorusu evrimleşerek böyle bir şeye dönüşmüş sanırım. 'Taksiye bindim koltuk sıcaktı, benden önce de bir adamın indiğini gördüm, gebe kalır mıyım?' 3-4 yıl önce bile geliyordu bu tür sorular.
- En çok karşılaştığınız soru nedir?
'Nasıl gebe kalırım?' Bunu herkes sorar, en okumuş kadınlar da bilmiyor. İki adetin arası 28 gün, bu sürenin ortasında, yani 14. gün civarında kadın yumurtlar ve gebe kalma ihtimalinin en yüksek olduğu an o sıralardadır. Bunu hamile kalmak isteyen de bilmiyor, korunmak isteyen de. Bundan sonra da orgazm sorusu gelir.
- Orgazm konusu neden az biliniyor?
Orgazm olamayan kadınlar, 'Arkadaşımdan duyuyorum orgazm olabiliyormuş, bu nasıl bir şey, ben neden olamıyorum' diye çok soruyor. Orgazm istemli bir eylemdir, istemediğin zaman engelleyebilir, istediğin zaman yaşayabilirsin. Fakat psikolojik blokajlar oluyor bazen. Kız çocuğu cinselliğin günah, sakınılması gereken bir şey olduğunu öğrenerek büyüyor. Sonra bir gecede cinsellikten zevk alan, sevgisini gösteren, aktif bir kadına dönüşemiyor tabii. Kadının cinsel hayatı da, evliliği de zehir oluyor.
Çocuğunuz cinselliği öğrenirken korkmayın
- 'Cinsel eğitim olmazsa olmaz' diyorsunuz.
Okullarda cinsel eğitim konusu zaman zaman gündeme geliyor ama esasında okul öncesinde, 2 yaşlarından itibaren başlamalı. O yaşta çocuklarda bilinçli olmayan bir tür cinsel dürtü başlar; cinsel organıyla oynaması gibi... Anne-babanın buna nasıl tepki verdiği önemli, onların da eğitilmesi gerekiyor.
- Nasıl tepki veriliyor genellikle?
Bize gelen, cinsel birleşmeye geçemeyen vajinismus vakalarında bu durumun etkisini görüyoruz. Çocuk ufak yaşlarında bir tür mastürbasyon yapıyor, parmağını ağzına sokması gibi bir şey, kötü bir durum olarak karşılamamak gerekir. Fakat anne-babalar dehşete kapılıp çocukların ellerine vuruyor, hatta dövüyorlar. Çocuk anlamıyor ne olduğunu ama orada bir korku, tehlike bulunduğunu hissedip kapanıyor. Sonra severek evlendiği kişiyle dahi cinsel birleşmeye geçemiyor. Bu bakımdan o yaş grubunda böyle şeylerin olduğunu ailelere anlatmak lazım.
n Meraklı çocukların sorularına cevap yetiştirmek kolay olmuyor galiba...
Esas eğitim, çocuğun sorduğu kadarına makul cevap vermek. Örneğin bebek nereden çıkıyor sorusuna, 'Anne-baba birbirlerini çok sever, kardeş yapmak istediği zaman annenin özel bir yeri vardır ve oradan kardeş çıkar' gibi bir cevap verilebilir. Çocuk zaten böyle bir bilgiden sonra hormonları, organları soracak değildir. Korkuya gerek yok.
- Cinsel eğitim aileleri neden korkutuyor?
Genelde bu eğitimden bahsedilince pornografik fotoğraflar akla geliyor. Ama eğitim çizgi şemalarla yapılır. Canlı anatomi göstermeye gerek yoktur.
- Gösterilirse ne olur?
Küçük yaşlarda sorun olabilir. Bana gelen orgazm olamayan kadınların bazıları, geçmişlerinde böyle bir olay yaşamış. Anne-babasını cinsel birleşme anında gördüğünü ve annesinin acı çektiğini zannettiğini söyleyenler oluyor. Pornografik materyalin çocuğun eline geçmesi de onda travma yaratabiliyor.(akşam)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...