DTP: PKK SİYASAL ÖRGÜTLENME 

DTP, Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi’nde PKK terör örgütü, “Kürtlerin yok sayılmasının zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan ve Kürt sorununun çözümünü isteyen siyasal bir örgütlenme” olarak tanımlandı.

Bildirgede, PKK tarafından yayınlanan ve Demokratik Özerk Kürdistan’ın önerildiği 7 maddelik çözüm deklarasyonu için “Türkiye’de farklı kimlik, kültür ve inançların anayasal güvenceye alınması biçiminde bir demokratik adımla silahları bırakarak siyasal yaşama dahil olabileceğini deklare etmiştir” denildi.

DTP’nin dün toplanan Parti Meclisi’nin sonuç bildirgesinde, Kuzey Irak’tak PKK kamplarına yönelik sınırötesi operasyon, DTP hakkındaki kapatma davası ve Genel Başkan Nurettin Demirtaş’ın tutuklanması “Kürtlere karşı bir bütün operasyon” şeklinde değerlendirildi. AKP’nin seçim öncesinde sınır ötesi operasyon yerine, Kürt sorununun çözümünde düzenlemeler yapacağını vaat ettiği ifade edilerek şu görüşlere yer verildi:

“AKP’nin iki yüzlü politikaları ortaya çıkmıştır. Bugün yine şiddetin dili kullanılmakta 2bitirmek, yok etmek, kökünü kazımak’ üzerine bir siyaset yapılmaktadır. Oysa çözümün dili barışçıl olmak zorundadır. Çözmek iradesi varsa Kürt sorunu doğru tahlil edilmeli ve bunun bir parçası olan PKK özgün olarak ele alınmalı ve birlikte çözümü tartışılmalıdır. Gelinen süreçte ne başbakan ne de diğer siyasi parti liderlerinin çözüm konusunda Kürtlerin haklarının ne olduğu ve nasıl güvenceye alınması gerektiğine dönük herhangi bir belirlemeleri yoktur. Yönlerini sadece savaşa ve ölüme dönmüş durumdadırlar”

-"PKK, SİLAH BIRAKARAK SİYASİ YAŞAMA DAHİL OLABİLECEĞİNİ DEKLARE ETMİŞTİ"-

Bildirgede, Kürt sorununun çözümünün yasal-anayasal düzenlemelerle mümkün olacağı ancak siyasi çözüm aramak yerine, barış ve diyalogun önünün tıkandığı savunuldu. Partiye yönelik “PKK bir terör örgütü müdür değil midir?” dayatmasının bu anlayışın sonucu olduğu ileri sürülerek, PKK, Kürtlerin yok sayılmasının zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan ve Kürt sorununun çözümünü isteyen siyasal bir örgütlenme şeklinde tanımlandı. PKK’nın 1 Aralık tarihinde yayınlandığı ve silah bırakma şartı olarak Demokratik Özerk Kürdistan önerdiği 7 maddelik çözüm deklarasyonu ise şöyle değerlendirildi:

“Türkiye’de farklı kimlik, kültür ve inançların anayasal güvenceye alınması biçiminde bir demokratik adımla silahları bırakarak siyasal yaşama dahil olabileceğini deklare etmiştir. Yayınladığı 7 maddelik çözüm deklarasyonu bunun bir ifadesidir.”

Sınır ötesi operasyonlara karşı bölge halkı ve çocukları dağda olan ailelerin oldukça kaygılı olduğu kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Savaşın bir an önce durdurulması konusunda kararlı olduklarını her fırsatta bizlere iletmektedirler. Bu konuda bizlerden beklentileri olduğu diğer siyasi partilerin savaş istediği, sadece DTP’nin barıştan yana olduğu ve barış konusunda yapılaması gereken her şeyin yapılmasını istemektedirler.

Biz de geni bir savaş karşıtı cephe oluşturarak, Kürt halkı isradesi ve partimizin üzerindeki çemberi kırmak, dostlarımızı çoğaltmak, halkımızın içinde olarak geliştirilen yüm saldırı ve yönelimlere kitlesel cevap vermek, bunun için basın ve diplomasi çalışmalarını daha sistemli ve düzenli gerçekleştirmek gerektiği konusunda planlamalar aldık.

Yerellerde kongre zeminlerini bu sürecin hizmetine sunarak, kitlesel eylemlilik ve sahiplenme ile net bir dil, güçlü bir duruş kararlılığına ulaşılmıştır. AB, Irak Kürt Federe Hükümeti ve diğer çevrelerle iç ve dış diplomasiyi geliştirerek, halkların birbirine kırdırılması politikalarının karşısında duran ve çözümde ısrar etme kararı alınmıştır. Bunun için gerekli heyetler oluşturup planlamayı çıkarmış durumdayız.”

ANKA