Medya’da günlerdir DTP’nin Genel Başkanlığı’na seçilen Nurettin Demirtaş’la ilgili haberler yeralıyor.
Ama hep bilindik şeyler.
Ben bugün Nurettin Demirtaş’la ilgili olarak bilinmeyenleri yazayım.
Aslına bakarsanız Demirtaş’ın bugün DTP’nin Genel Başkanı olması çok da tesadüfi bir olay değil.
Zira Demirtaş, bugünlere hazırlanarak gelen bir eylemci.
Tarihler 1990’ı gösterirken 9 Eylül Üniversitesine bağlı olan Muğla İİBF’de öğrenci idik.
O dönem oldukça sakin olan fakülteye 20 civarında Güneydoğu kökenli öğrenci geldi.
Sürekli birlikte hareket ediyordu bu öğrenciler, derslere mümkün olduğunca az giriyor, okul kantininde oturup zaman zaman yaşanan öğrenci eylemlerine katılıyorlardı.
Bir yıl sonra belli ki bir organizasyon vardı Güneydoğu’dan bu okulu tercih ederek gelenlerin sayısı eskileriyle birlikte 45 ‘e yükseldi.
Yeni gelen öğrencilerde tıpkı bir önceki yıl gelenler gibi okuldan kopuk, kendi kendilerine bir yaşam alanı kurmuşlar ancak ufak ufak kendilerini gösterecek eylemlere girişmişlerdi.
Okuldaki huzur da eskiye nazaran bozulmuştu.
Bilirsiniz Muğla sakin bir şehirdir.
Üniversite öğrencileri ile biraz hareketlenmiştir o kadar.
Ama özellikle yaz aylarında üniversiteden kıyı ilçelerine başlayan akış nedeniyle ilçelerde de bir hareketlilik olmuş, bölge halkından Kürt kökenli vatandaşlarımıza yönelik tepkiler yükselmeye başlamıştı ki, 1993 senesinde Güneydoğu’dan Muğla’ya gelen öğrenci sayısına 25 kişi daha eklendi.
Yani üç yılda planlı olarak Güneydoğu’dan 75 öğrenci geldi.
İşte bu öğrenciler içinden hemen birkaç yıl sonra PKK’ya katılıp dağa çıkanlarda oldu, PKK’nın siyasal kanadına dahil olanlarda.
Siyaseti tercih edenlerden en ünlüsü ise geçen Cuma günü DTP’nin Genel Başkanlığı’na seçilen Nurettin Demirtaş oldu.
Demirtaş’ta 1993’de bilinçli bir tercihle Muğla’ya gelenlerdendi.
Demirtaş’ın okul hayatına başlamasından kısa bir süre sonra okul içinde PKK’nın dağ kadrosuna militan yetiştirmek için çalışmalara başladığına dair dedikodular yükselmeye başladı.
Bölge illerden ve ilçelerden kimi Kürtçüleri toplayıp eylem hazırlıklarına giriştikleri duyuluyordu okul çevresinde.
Üstüne üstlük bu işi de devletin yurdunda, yani kaldıkları Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun Muğla yurdunda örgütlüyorlardı.
Ancak çalışmaları uzun sürmedi.
Okul içinde tavır ve davranışlarının dikkat çektiği gibi polisinde dikkatini çekmişlerdi ve birgün İzmir ve Muğla polisinin ortaklaşa bir operasyonuyla gözaltına alındılar.
Hocaları ve yurt çalışanları tarafından “sessiz sakin biri” olarak tanımlanan Nurettin Demirtaş, okula neredeyse hiç gelmeden hapishaneyi boylamıştı.
Okulun ve Muğla’nın huzuru kaçmıştı, huzursuzluk kısa sürdü ve ‘PKK’ya yardım ve yataklık’ ettikleri iddiasıyla İzmir DGM’ce tutuklanan öğrenciler unutuldu gitti.
Ta ki Demirtaş, Muğla Yurdundan dağ kadrosuna göndermek üzere çaldıkları battaniyeler ve örgüte üye olmak suçundan 18 yıl ceza alıp, cezası indirime uğradıktan sonra cezaevinden çıkıp, DTP’ye Genel Başkan olana kadar.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...