Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP hakkındaki kapatma davasına ilişkin, ''Yürütme olarak bizim tasarrufumuzun dışındaki alanları herhalde kimsenin bize sormaması gerekir'' dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın DTP hakkında kapatma davası açmasına ilişkin soru üzerine, hükümet olarak görevlerinin, demokratik bir ortamı güvence altında sürdürebilmek ve demokratik bir zemini koruma altına alabilmek olduğunu vurguladı. Bu ortamı tehdit edenlere karşı gerekli tedbirleri almanın da görevleri arasında bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ama, bunun yanında bir de bu ortamın doğurduğu neticeler sonunda bir olayın yargı süreci vardır. Ülkenin savcıları vardır, adli makamları vardır. Ben yurt dışına çıkarken biliyorsunuz bir ifade kullandım. 'Biz bir defa demokratik tercihini yapmış, parlamento çatısı altına on binlerce, yüz binlerce vatandaşımın oylarını alarak gelmiş olanlara karşı antidemokratik tercihler veya antidemokratik yolları seçmeyiz' dedik. Bu, bizim AK Parti olarak görüşümüzdür. Bu tutumumuzu bu şekilde bilmenizi isteriz. Yürütme olarak bizim tasarrufumuzun dışındaki alanları herhalde kimsenin bize sormaması gerekir.''
Bir gazetecinin, ''Sınır ötesi operasyonla ilgili olarak silahların bırakılmasından yana olduğunuzu söylemiştiniz. Bu ifadenizi açar mısınız?'' şeklindeki sorusuna da Erdoğan, ''Ben, o ifadelerimin içerisinde her şeyi anlattığımı zannediyorum'' karşılığını verdi.
Başbakan Erdoğan, burada ortaya bir tercih koyduğunu vurgulayarak, teröre karşı olan herkesin bir defa silahtan yana olmaması lazım geldiğini kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi:
''Ya bunlar silahları bırakarak dağları değil, şehri tercih edecekler ve siyasal platformda gerekli olan yarışı sürdürecekler veyahut da şu andaki durumlarını tercih edecekler. Bu noktadaki düşüncemiz ve arzumuz, istiyoruz ki demokratik bir mücadele yolunu seçmek ne eli silahlı olmaktır, ne silahların çeşidine müracaat etmektir, ne de silahlı olan veya silahlı eylem yolunu seçenlerle birlikte olmaktır.''
-''GEREKLİ ÇALIŞMALAR YAPILIYOR''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir başka gazetecinin, ''Talabani'nin, sınır ötesi harekatın kesin olduğu'' yönünde bir açıklama yaptığını ifade etmesi üzerine de, Genelkurmay Başkanlığı'nın da ifade ettiği gibi aradaki tüm yapılması gereken çalışmalar neyse bunları gerek yazılı, gerekse sözlü olarak zaten yapmakta olduklarını söyledi.
Sürekli bir müzakere ve çalışma içerisinde olduklarını, kurulların uyumlu bir çalışması bulunduğunu anlatan Erdoğan, bu uyumlu çalışmaların sadece askeri değil, diplomatik ve siyasi çerçevede de devam ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere yaptıkları ziyaretlerde bu konuları görüştüklerini, Körfez ülkelerini dolaştıklarını belirtti. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın da ABD ziyaretiyle ilgili parlamentoda bulunan siyasi partileri, öncelikle de tezkereye destek veren siyasi parti liderlerini bilgilendirmek için ziyarete başladığını ve bir parti haricinde diğerlerini ziyaret ettiği şeklinde kendisine telefonla bilgi verdiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, bundan sonraki süreci yine iletişim içerisinde devam ettireceklerini ifade ederek, ''Bütün gayretimiz şudur. Siyasi partiler, bizler, medyamızla, sivil toplum örgütlerimizle el ele yapılması gerekenler, atılması gereken adımlar neyse, bu adımları şüphesiz ki atacağız. Burada kararlılığımız var'' diye konuştu.
-''YAPACAKLARI ŞEYLER BELLİDİR''-
Hiçbir iktidarın ülkesinde terörün gelişmesine bigane kalamayacağını belirten Başbakan Erdoğan, burada iktidara yardımcı olmayı hedefleyenler varsa, bu birikimlerini ilgili bakanlara iletmeleri halinde bundan ayrıca memnun olacaklarını, hiçbir zaman bunlara kapalı olmadıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizim yaptıklarımızın dışında yapacakları şeyler varsa, herhalde bir başbakanın yapacakları bellidir. Bunun yanında, ilgili bakanların yaptıkları ve yapacakları şeyler bellidir. Ülkemizde bu konuyla ilgili olarak en üst düzeyde Cumhurbaşkanımızın, bir istişari kurul olan Milli Güvenlik Kurulumuzun yaptıkları bellidir. Genelkurmay Başkanlığımızın sürekli bizlerle irtibatı, diğer kurumlarımızın, kuruluşlarımızın çalışmaları ortadadır. Hep birlikte bu çalışmaları yürütüyoruz.
Ama nerede, ne zaman, nasıl ne yapacağımızı herhalde anonsunu yaparak yapmayacağız ve biz bu konularda Irak merkezi yönetimi ile diyaloğumuzu sürdürdüğümüz gibi Amerika seyahatinde de gerekli olan bütün bilgi alışverişini bizler Başkan George W. Bush ile de yaptık. O gün yapılan görüşmeyle ilgili çok açık, net bazı açıklamalar yapılmıştır ve süreç çalışmaktadır. Bunu özellikle bildirmek istiyorum.''
-DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU'YA YATIRIMLAR-
Bir gazetecinin, güneydoğunun ekonomik kalkınması konusunda hükümetin net bir programının olup olmadığını sorması üzerine de Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin doğusu ele alındığında Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönemde yapılmamış yatırımların son 5 senede yapıldığını söyledi.
GAP bölgesinin bunun içinde ağırlıklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu dönem içinde sadece Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesine yapılmış yatırım tutarının yaklaşık 8 milyar dolar olduğunu kaydetti.
Erdoğan, bu yatırımların eğitimden sağlığa, ulaşım, enerji, baraj, su, tarım ve hayvancılığı kapsadığını anlatarak, ''Biz, bölge insanının teveccühünü kazandığımız içindir ki; dikkat ederseniz AK Parti olarak bu seçimde o bölgede açık ara birinci parti olduk. Bunda sosyo-ekonomik tedbirlerin çok büyük katkısı olmuştur. Halkımızı dışlamamanın, halkımızla kucaklaşmanın çok büyük etkisi olmuştur. 81 vilayetin 80'inde milletvekili olan bir başka parti var mı? Nasıl oldu bu iş?'' dedi.
Başbakan Erdoğan, halkın muhabbetini kazandıklarını, bir ayrımın asla söz konusu olmadığını, zaten değerlerinin ve ilkelerinin buna müsaade etmediğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Biz boşu boşuna demiyoruz; 'yaradılanı yaradandan ötürü sevelim' diye. Bunu inanarak söylüyoruz. Akşam savaş çığırtkanlığı yapıp, ertesi gün bölgeye yönelik farklı şeyler söyleyenleri de görüyorsunuz. Bu bizim farklılığımızdır.
Bundan sonraki süreçte de böyle devam edecektir. Biz bu milletin efendisi değiliz. Biz bu milletin ayrımsız hizmetkarıyız ve bu hizmete ayrım yapmaksızın devam edeceğiz. Açık söylüyorum; bölücü terör örgütü hiçbir zaman benim Kürt kökenli vatandaşlarımın, kardeşlerimin temsilcisi değildir, olamaz, olmaya da soyunmamıştır. Bunu da böyle bilmeniz gerekir.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|