ÇİLEK DEYİP GEÇMEYİN! Faydası Saymakla Bitmiyor!

Çilekte bol miktarda demir ve fosfor bulunuyor. Ayrıca C, B ve K vitamini açısından da zengin olan çilek, vücuda kuvvet veriyor, kolesterolü düşürüyor ve damar tıkanıklığını önlüyor. Aynı zamanda çok iyi bir antioksidan olan çilek bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Kansere karşı koruyucu özelliği bulunan, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan çileğin faydaları şu şekilde sıralanıyor:

“Bağırsak kurtlarının dökülmesinde fayda sağladığı kadar, idrar söktürür ve vücuttaki zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştırır. Kanı temizler. Diş etlerini güçlendirir ve ağız kokusunu giderir. Sakinleştirici etkisi ile tansiyonu düşürür ve stresi azaltır. Ateşi düşürür. Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Cildi nemlendirir, tazelik ve güzellik verir. Üre asidi ve ürat tuzları birikintilerini, vücutta birikmiş zehirli maddeleri de dışarı atar. Ayrıca çilekte diğer meyvelerde bulunmayan salisilik asit vardır. Bu romatizma ilacının esas maddesidir. Romatizma mafsal iltihabı (Artarit) eklemlerde ürat birikmesi (damla hastalığı),damar sertliği, böbrekte kum taş teşekkülü gibi rahatsızlıkları önler varsa zamanla bunların geçmesini sağlar.”

Şeker hastalarının da tüketebildiği çileğin 100 gramında 59 mg. C vitamini, (bu oran limondan bile fazla), 1 mg. sodyum, 174 mg. potasyum, 21 mg. kalsiyum bulunuyor. Çileğin hazmı zor olduğu için midesi hasta ve tembel olanların çileğin suyunu içmeleri önerilirken, cilt hastalığı olanlarda alerjiye bağlı olarak kaşıntıya neden olabiliyor. Çileğin yaprakları da iyi kurutulmak şartıyla çay yapımında kullanılabiliyor. Ayrıca çileğin kök ve yapraklarının da faydaları biliniyor. 300 gram çilek yaprağı ve kökü 1 gece ıslatılarak ertesi gün 1 litre suda 20 dakika kaynatılıp çay gibi içilirse mafsal iltihabı, damar sertliği, tansiyon yüksekliği, karında su toplanması, böbrek ve mesane rahatsızlıklarında, kum ve taş rahatsızlıklarında hastalara fayda veriyor.

ÜRETİCİ SEZONA İHRACATLA BAŞLADI

Türkiye'nin önemli çilek üretim merkezlerinden Mersin'de, sezonun ilk hasadı Macaristan, Özbekistan, Litvanya ve Ukrayna'ya ihraç edildi. Ürününü tarlada kilosu 4 TL'den satan üreticilerin moralleri yükseldi.

Silifke Çilek Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, örtü altına alınan az miktarda çileğin ardından açıktaki çilek tarlalarında da hasadın başladığını söyledi.

Bu yıl ilçe genelinde 20 bin dönüm araziden 80 bin ton rekolte beklediklerini ifade eden Özmen, ilk hasadın Macaristan, Özbekistan, Litvanya ve Ukrayna'ya ihraç edilmesinin, üreticinin moralini yükselttiğini bildirdi.

Özmen, Silifke'nin son yıllarda sadece Mersin'in değil, Türkiye'nin önemli çilek üretim merkezi olduğunu belirterek, ''Bugüne kadar yoğurdu ile ünlü Silifke, son yıllarda çileği ile de marka oldu. Silifke çileği mevcut pazardaki payını her geçen yıl artırıyor'' dedi.

Silifke'de ilk çilek üretiminin 1965'te Arife Karcıoğlu adlı bir kadın tarafından 6 dönümlük arazide başlatıldığını anımsatan Özmen, ''O günden bu zamana büyük aşama kaydedildi. Burada yetişen çileğin aroması yüksek, iri meyvesi ve yola dayanıklılığı ile de ihracatın gözdesi. Hedefimiz kalitesi ve lezzeti ile Silifke çileğini tüm dünyaya tanıtmak'' diye konuştu.

Özmen, geçen yıl ortalama kilogram fiyatı 1-1,20 lira arasında olan çileğin, bu yıl tarlada 4 TL'den alıcı bulduğunu, bu rakamın, hasadın yoğunlaşmasıyla bir miktar azalabileceğini ancak, geçen yıla oranla çok iyi durumda olduklarını kaydetti.

İHRACATTA HEDEF 20 BİN TONUN ÜZERİNE ÇIKMAK

Özmen, çilek ihracatının bu yıl üreticinin yüzünü güldüreceğini, yüksek kalite ve rekoltenin yanı sıra talebin de fazla olduğunu, üreticilerin daha fazla gelir elde edebilmesi için ihracat pazarlarını daha da genişletmeye çalıştıklarını bildirdi.

Özmen, geçen yıl üretilen çileğin, 20 bin tonunu Rusya başta olmak üzere Romanya, Polonya, Litvanya ve Macaristan gibi ülkelere ihraç ettiklerini, bu yıl ülke yelpazesini daha da geliştirerek bu rakamın üzerine çıkmayı hedeflediklerini belirtti.

Hasat sezonunun temmuz ayı sonuna kadar süreceğine dikkati çeken Özmen, üretimdeki kaliteyi artırabilmek için üreticilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların da aralıksız sürdüğünü sözlerine ekledi.