Çelik: İnsanlık Toprak Gibi Olmalı 

Ünal TANIK / Antalya Tekirova

Diyalog Avrasya’nın Anatalya Tekirova'da yapılan toplantısında “Eğitimde Hoşgörü ve Ayırımcılık” konusunu ele alınıyor. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen katılımcılar, kendi ülkelerinden hoşgörü ve ayırımcılık konularını ele alıyor.

İlk konuşmacılardan biri olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Dialog Avrasya toplantılarında Türkiye ve dünya gündeminde önemli açılımlar yaptığını söyledi. "Diyalog ve hoşgörü iki sihirli kelime” diyen Türel şöyde dedi:

“Bu iki kelimeyi hayata geçirdiğimizde bugün dünyanın önündeki sorunların çoğu çözüme kavuşturulmuş olacak. Dünya kültürünün beşiği Avrasya, dün olduğu gibi bugün de gelecekte de ayanı görevi yürüteceğini görüyoruz."

CAFEROV: ORTAK PROJELERE HIZ VERMELİ

Azerbaycan Milli Komisyonu Başkanı Nazmi Caferov, konuşmasına önce Antalya'ya iltifat ederek başladı. Hiçbir toplantının Antalya'daki kadar verimli olmadığını söyledi. Sovyetler döneminde Azerbaycan gençliğini, Türkiye'ye düşman yapmak için büyük çaba harcandığını söyledi. Türkiye ile Rusya'nın farklı kutuplarda bulunmasından kaynaklanan nedenlerden dolayı, Rusya'nın bu yolu seçtiğini dile getirdi.

"Biz bir zamanlar iki ülke arasındaki ortak noktaların gelişmesi için çaba harcadık. Şimdi ortak Türk değerlerine büyük önem veriliyor. Ortak programların gelişmesi için daha çok çaba harcanmalı. Türkiye'de hazırlanan ders programları, bütün Türk dünyası gözetilerek hazırlanmalı.

ALFABENİN DOĞDUĞU TOPRAKLARDAN

Gürcistan'dan Uluslararası Karadeniz Giuli Alesinev şunları söyledi:

"Biz biraraya gelmeyeli iki buçuk sene oldu. Dünya biraz farklı oldu. Ben şunu görüyorum. Fethullah Gülen'i daha çok görme arzusu var. Modern düşünceleler listesine Fethullah Gülen de dahil edildi. Bunun için sizi tebrik ediyorum.
Ben savaştan çıkan bir ülkeden geldim. İnsanlar her gün ölüyor. Topraklarımız hala bombalanıyor. Her gün topraklarımızın bir kısmını kaybediyoruz. Sevgi ve saygımızı göstermek için buraya geldik.

Hoşgörü felsefesi eğitim çerçevesinde görüşülüyor. Ben sadece şunu söylüyorum. Bu ulus alfabeyi yaratan bir ulus. Dördüncü asırda bile Gürcistan’da okullar vardı. Dünyanın farklı ülkelerinden eğitim gören öğrenciler vardı.

Bizim köklü bir geleneğimiz var. Dünya maalesefe çok az şeyi korudu. Gürcüler hiç zaman işgalci olmadı. Bütün tarih boyunca Gürcüler sadece kendi topraklarını korumak adına savaş verdi. Bu nesiller boyu devam etti.

BARIŞ KAHRAMANLARINA DEĞER VERMELİ

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak:

Diyalog Avrasya henüz 10 yaşında bir çocuk. Bundan sonra ergenlik yolunda ilerleyecek. Öyle zannediyorum ki gelecekte ülkeler DA’nın takdirini kazanmak için uğraşacaklar, ya da eleştirisinden çekinecekler.

Geçmişte ülkeler arasında istenmeyen şeyler yaşandı. Tarih kitaplarımızda ne kadar rahatsız edecek şeyler varsa biz onları çıkarttık. Milli Eğitim Bakanımız burada. Ülkeler bunu takip etmeli ve tarih kitaplarından düşmanlık tohumları çıkarılmalı. Diyalog Avrasya, Ermenilerle Azerileri barıştırmalı.

Ülkelerimizin en büyük alanlarında savaş kazanmış insanların heykelleri var. Onları yıkalım demiyorum. Ama savaş kahramalanları kadar barış kahramanlarına da önem verilmeli.

İzvestiya Genel Müdürü:
Eğitim ve tarih hepimizin aldığı dersler var. Ama bunları tarihimizden atamayız. Onu var sayarak hareket etmemiz gerek.

Eski Milli Eğitim Bakanlarından Mehmet Sağlam:
"Türkçe’de hoşgörü kelimesi, öteki dillerden daha öte bir anlam taşıyor. Sadece müsamaha ile tolerans ile bakmak değil, aynı zamanda karşısındakinin görüşünü sevmek anlamı taşıyor. Onun için Türkçe bu kelimede çok daha iddialı. Ortak paydalarımızı daha üst düzeylere çıkarmak durumundayız. "

TOPRAĞIN HOŞGÖRÜSÜNÜ ÖRNEK ALMALI

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik:
"DA aynı zamanda Rusça’da Evet demek. Karşılıklı saygıya, ortak paydada buluşmaya evet. Kine, nefrete, kana, gözyaşına hayır. Ünsiyet kelime barış, tanış olma demek. Tersi ise vahşet demek. Birarada yaşamak bunu gerektirir. Türdeşlerini yiyerek beslenen tek yaratık hayvandır. Toprakta birbirine zıt bilgiler aynı toprakta yaşar, yeşer. Bir metrekarelik bir toprakta en tatlı ile en zehirli bitkiler yanyana yaşayabiliyor.

Orketstaradaki her enstrüman farklı ses çıkarır. Ama orkestra şefi başarılı olursa o farklardan dünyanın en iyi armonisini çıkarır. Aksi takdirde kakafoni çıkar. Kakafoni savaşlardır, çatışmalardır. İşte DA, bu farklı seslerden bir armoni çıkarmak için başarıyor.

 Hepimiz birarada, birlikte farklılıklarımızı muhafaza ederek yaşayabiliriz. İzvestiya gazetesinden arkadaşımız, tarihten bazı bölümlerin çıkarılmasını eleştirirken tarih değiştirilmez dedi. Tarih geçmişten ders almak için öğretilir. Tarih ibret dersidir. Geçmişten ışık almak için tarih okumalıyız. Tarihi olayları görmemek mümkün değil. 1877 Osmanlı-Rus savaşını yeni nesilden gizleyemeyiz. Ama nasıl anlattığımız önemli.

Sürekli dikiz aynasına bakarak araba kullanamazsınız. Ama sık sık bakmak gerekir. Geçmişten ders almak önemlidir. Bize şu öğretildi: Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili. Biz şimdi diyoruz ki komşularımız var. Düşmanlarımız değil.

Özellikle Rus dostlarımız için şunu diyorduk. Sevmediklerimize "Moskova'ya" diyorduk. Oysa şimdi Moskova'ya gitmek imtiyaz oldu. Bizim ekonomide en önemli partnerimiz oldu.

Diyalog herşeyi yok etmek demek değil. Esas itibariyle onu yok ederseniz, zaten diyalog da kalmaz.

Damlaya damlaya aynı yere düşen su damlaları mermeri deliyor. Oysa aynı yere ayda bir 10 ton su dökseniz farketmez. DA, farklı ülkelerden gelen insanların aynı mesajı vermesi de mermere sürekli düşen su gibidir.

Biz barıştan, hoşgörüden yana mıyız, yoksa savaştan yana mıyız bunu ortaya koymalıyız. Biz çocuklarımıza verdiğimizin aynısını alırız. Rüzgar eken fırtına biçer. Biz çocuklarımıza sevgi, şefkat vermeliyiz. Düşmanlıktan nefret etmeyi, cehaletten, ayırımcılıkan, sevgisizlikten nefret etmeyi öğretebilirsek onları yönlendirmiş oluruz.