Babacan, özel bir televizyon kanalında katıldığı söyleşide gazetecilerin sorularını yanıtladı. IMF ile bir anlaşma yapılmasının gerekli olup olmadığına ilişkin soru üzerine Orta Vadeli Programı açıkladıklarını anımsatan Bakan Babacan, bu program zemininde anlaşmaya varılması halinde, bir Stand-By anlaşması yapılmasının mümkün olabileceğini kaydetti. Bunun yapılıp, yapılmamasının müzakerenin seyrine bağlı olduğunu ifade eden Babacan, ’’Şu anda hala o noktadayız. Müzakereler teknik düzeyde devam ediyor’’ dedi.
Amaçlarının Türkiye ekonomisini mümkün olan en hızlı şekilde zor dönemden, normal döneme taşıyabilmek olduğunu belirten Babacan, ’’Eğer bu gayretimizle IMF ile yapacağımız bir anlaşma bize yardım edecekse, bu gayretlerimizi destekleyecekse, bu anlaşmanın Türkiye için iyi olacağını da düşünüyoruz. Ama dediğim gibi, şart değildir. Ancak yaparsak daha da iyi olacağını düşünüyoruz’’ dedi.
-AVRUPA’DA EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKE TÜRKİYE OLACAK-
Babacan, bu sene sonunda büyüme rakamının eksi yüzde 6 olacağı beklentisi içerisinde olduklarını kaydetti. Ancak yılın ilk çeyreğinde büyümenin eksi 14, ikinci çeyrekte eksi 7 olduğunu anımsatan Babacan, üçüncü çeyrekte belki eksi 3 veya 4 arası bir rakamın görüleceğini anlattı. 4. çeyrekte artıya dönme ihtimalinin oldukça büyük göründüğünü belirten Babacan, ’’Avrupa’da gelecek sene Türkiye hemen hemen en hızlı büyüyen ülke olacak. 2010 yılı sonu geldiğinde büyüme rakamlarına baktığımızda, gelişmekte olan Avrupa ülkelerine baktığımızda, yani doğu avrupaya ya da batı avrupaya baktığımızda Türkiye ya birinci ya ikinci sırada olacak. Bunu biz söylemiyoruz. Pek çok uluslararası kuruluş da bu gün için bu tespiti yapıyor’’ dedi.
-ERKEN SEÇİM YOK-
2010 yılında erken seçim senaryolarının bulunup bulunmadığına ilişkin bir başka soru üzerine de Bakan Babacan, ’’Hayır. Şu anda böyle bir planımız yok. 2011’in Temmuzu. O da nedir bir iki ay erkene alınır. Temmuz ayında çok sıcak olduğu için. Kampanya çok zor oluyor’’ diye konuştu.
-EVE DÖNÜŞ-
Eve dönüşle ilgili bir soruya verdiği yanıtta Babacan, sorunun çözüm yoluna girdiğini, bazı somut gelişmelerin yaşanmaya başlandığını belirterek, bunun altyapısının 2007 yılındaki Dağlıca baskınından sonra yapılan diplomatik çalışmalarla başladığını kaydetti. Son yaşananların kendisini rahatsız edip etmediğine ilişkin soruya verdiği yanıtta da Babacan şunları kaydetti:
’’Bu yaşananları kabul etmek mümkün değil. Yani olan biten gerçekten rahatsız edici, son derece kaygı verici. Ve süreci de riske sokan gelişmeler bunlar. Bunun içeride çok karmaşık boyutları var. Dış boyutu var. Kendi kurumlarımız içindeki çok sayıda kurum bu işin içinde çok yoğun bir kordinasyon içinde bu çalışmalar yürüyor. Bütün bu tabloya baktığımızda olan biteni çok farklı yansıtmaya yönelik bir çalışma çabası görüyoruz. İşin özü var. İşin özü, terör örgütü silah bırakıyor.’’
’’Bu devlet politikası mı?’’ sorusuna da ’’Kesinlikle’’ diye yanıt veren Babacan, devletin en üst kademelerinde bütün bu sürçlerin konuşulmuş olduğunu kaydetti.
Bunun karmaşık bir süreç olduğu, bu süreç devam ederken zaman zaman hataların olabileceğini belirten Babacan, önemli olanın Türkiye’nin bu sorunu artık geride bırakıp bırakmayacağı olduğunu söyledi.
-SICAK PARA VE VERGİLER-
Gelişmiş ülkelerden Türkiye’ye sıcak para girmeye başladığına ilişkin soru üzerine, işler iyileştikçe Türkiye’ye sermaye girişi olacağını ve bunun kaçınılmaz olduğunu belirten Babacan, ancak bu sermaye girişiyle ilgili neler yapılacağını Türkiye’nin daha önce en yoğun şekilde 2002-2007 döneminde yaşadığını anımsattı. Bu konuyu sorumlu kuruluşların en iyi şekilde yürüttüğünü belirten Babacan, bundan korkulmaması gerektiğini söyledi.
Yeni vergiler düşünülüp düşünülmediğine ilişkin soru üzerinde ’’Şu an için böyle birşey gündemimizde yok’’ diyen Babacan, daha önceki dönemde de buna ihtiyaç duymadıklarını kaydetti.
-ERMENİSTAN-
Sorular üzerine Ermenistan konusunun çok önemli olduğunu belirten Bakan Babacan, bu konuda Türkiye’nin adeta ’’ezber bozduğunu’’ ifade etti. Ermeni açılımının, Türkiye’nin dünyadaki profilini çok yükselttiğini belirten Babacan, ’’Yani bunu cesaretle yapabilen Türkiye, daha neler yapabiliri bir bakıma ortaya koymuştur’’ diye konuştu.
Türkiye’nin, Azerbaycan’la ilişkilerinin çok özel olduğunu ve buna bir zarar gelmesini kesinlikle istemediklerini belirten Ali Babacan, bir zarar geleceğini de zannetmediğini bildirdi.