Norveç’teki saldırılardan sonra aşırı sağın yükselişi Avrupa basınının da bir numaralı gündemi oldu. Gazeteler “İslamcı teröre odaklanıp diğerlerini ihmal ettik” özeleştirisini yapıyor
Le Figaro Fransa
Yeni tehdit
Aşırı sağcı terör, toplumlarımız için yeni bir tehdit haline mi geliyor? Adamın birinin iki yıl rahatsız edilmeden bu eylemi planlayabilmiş olması endişe verici. İstihbarat birimleri ve polis şimdi bu soruyu soruyor: İslamcı teröre çok fazla odaklanıp diğer aşırı hareketleri ihmal etmedik mi?
Der Standard Avusturya
Kışkırtmanın sonu
Kine kışkırtan konuşmalar ve Almanya’da Thilo Sarrazin’in ‘Almanya Kendini Yok Ediyor’ adlı kitabıyla yaptığı gibi, tabuların yıkılması diye lanse edilen hesaplarla, aşırıların istediklerini yapabileceklerini düşündükleri bir ortam yaratılıyor.
Le Republicain Lorrain Fransa
Düşmanlık artıyor
Bir zamanlar siyasi liberalizmin modeli ve demokrasinin beşiği ülkelerde yabancı düşmanlığı filizleniyor. Bir zamanların hoşgörü cenneti refah devletleri, artık Avrupa’nın güneyindeki ülkelerle aynı kuşkuları yaşıyor. Refahın sonunun kaçınılmaz olduğunun farkına varıyorlar.
Hospodarske Noviniy Çek Cumhuriyeti
Bir illüzyon çöktü
Avrupa artık kendisini sadece dış düşmanlardan koruması gerektiği illüzyonunu bırakmak zorunda. Bunun iki anlamı var. Güvenlik birimlerinin gerçek tehlikeleri yeniden ve daha iyi analiz etmesi gerekiyor. Artık sarı saçlı mavi gözlü hiç kimse, havaalanında ayakkabısının çıkarılması istendiğinde hayrete düşmemeli.
De Volkskrant Hollanda
İlham kaynağı açık
Saflık dönemi sona erdi. Bu, düşünce özgürlüğüne uysa bile radikal siyasi görüşlerin beraberinde getirebileceği sonuçlar için de geçerli. Breivik’in düşünce yapısı ideolojik açıdan yamalı bir bohça gibi. Ama aşırı sağ fikirlerin, kendisinin en önemli ilham kaynağı olduğu açık.
SüddeutscheZeitung Almanya
Bunu düşünemedik
Saldırganın görüşleri yeni değil. Hepsi, aşırı sağ ve sözde İslam eleştirileri repertuarının parçası. Batı’da da bir Hrıstiyan köktendincinin böyle bir şey yapabileceğini şimdiye kadar kimse düşünemedi ya da düşünmek istemedi. Terör ve İslamcılık adeta sıkı sıkıya birbirine bağlanmıştı. Şu an önemli olan durumun ciddiyetini kavrayabilmek.
Avrupa sağının en gözde hanedanı
60 yıldır siyasette olan Le Pen’den liderliği devralan kızı da 2012’deki seçimlere iddialı hazırlanıyor
İnsan hakları, eşitlik ve özgürlük beşiği olarak bilinen Fransa’da Jean Marie Le Pen, 50’lerden beri yer aldığı siyaset sahnesine damga vurmuş bir isim. 1972’de kurduğu Ulusal Cephe ile milliyetçi bir çizgi izleyen Le Pen, Türkiye’nin AB üyeliği, göçmen yasaları ve azınlıkların yanısıra ötenazi, kürtaj ve eşcinsel evliliklerine de sert muhalefetiyle muhafazakarların prensi oldu. 5 defa cumhurbaşkanlığına aday olan, 2002’de ikinci tura kalarak büyük ses getiren Le Pen, 2007 seçimlerinde rakibi Nicolas Sarkozy için ‘O Fransız değil bir yabancı’ demişti. Ocak 2011’de görevini bırakan Le Pen’in liderlik koltuğunu en küçük kızı Marine devraldı. Marine de babası gibi Türkiye’nin AB’ye girmesine sıcak bakmıyor. Norveç’te yaşanan korkunç saldırıda hayatını kaybedenlere üzüntülerini sunan Le Pen, şiddetin her türlüsüne karşı savaş açma çağrısında bulundu. Gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeye hazırlanan Marine Le Pen, martta yapılan anketlerde yüzde 23 ile Sosyalist Parti lideri Martine Aubry ve Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi geride bırakmıştı. Le Pen’in rakipleri ankete göre yüzde 21’de kaldı.
VATAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...