Diplomasi çevreleri öncelikle Obama'nın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e açık bir şekilde 'git' dememesinden memnun. Obama konuşmasında Esed'in önünde de iki seçenek bulunduğunu söylemiş ve "Esed ya görevini sürdürüp değişiklik sürecine öncülük yapar ya da görevinden ayrılır." demişti. Esed'in üstünü tamamen çizmeyen Amerikan yönetimi reformlar konusunda Esed'in hâlâ fırsatı olduğunu vurgulamış oluyor. Bu, Ankara'nın Suriye politikası ile de örtüşüyor. İsrail-Filistin barış süreci konusunda da Obama'nın ilk defa bir Amerikan başkanının ağzından resmi olarak 1967 sınırlarını ve toprak alışverişini göstermesini Ankara önemli buluyor. Obama konuşmasında 1967 Arap-İsrail savaşı öncesi sınırları içinde İsrail ve Filistinliler için iki ayrı ve bağımsız devlet kurulmasının imkânsız olmadığına inandığını kaydetmiş ve Kudüs'ün statüsü ve Filistinli mültecilerin İsrail'e geri dönüşüyle ilgili iki önemli soruna da zamanla çözüm bulunabileceğini savunmuştu. Türkiye de 1967 sınırları görüşünü benimsemiş durumda. Obama'nın işgal altındaki bölgelerde hukuk dışı gerçekleşen Yahudi yerleşim bölgeleri konusuna hiç değinmemesi Ankara'da hayal kırıklığı meydana getirdi. Obama 2009 yılında Kahire'de yaptığı konuşmada ABD'nin bu yerleşimlerin meşruiyetini tanımadığını belirtmiş ve dinleyicilerden büyük akış almıştı. Türk yetkililer Obama'nın Mısır ve Tunus'a ekonomik yardım paketini açıklamasından memnuniyet duydu.
Ankara Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...