E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül! İşte Toplatılan O Kitap… 

Yazar Ömer Yılmaz İnanç’ın, 2005 yılında yazdığı ve Mustafa Sarıgül tarafından toplatılan, “Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül” isimli kitabın çarpıcı bölümlerini yayınlıyoruz…

14.05.2010 - 08:45
Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül! İşte Toplatılan O Kitap…

BİRSEN ATEŞ/TURKTIME

 

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Baykal’ı vurması için tuttuğu iddiası ile gündeme gelen Mithat Yılmaz’ı tanımadığını söylemesi üzerine Mithat Yılmaz’ın Şişli belediyesi ile ilişkilerinin geçtiği kitaptan bazı bölümleri buraya taşımıştık. (O haber için TIKLAYIN…)

 

O haber üzerine çok ilginç bir tabloyla karşılaştık. Öğrendik ki söz konusu konuşmalar dahil Sarıgül ile ilgili birçok çarpıcı iddia barındıran “Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül” isimli kitap piyasada bulunmuyor. Türkiye’nin her yerinden onlarca okurumuz o kitabı okumak istediklerini ama hiçbir yerde kitabı bulamadıklarını ilettiler.

 

Şaşırtıcı bu durumu biraz araştırınca çok ilginç bilgilere ulaştık. İddialara göre Sarıgül kendisi hakkında yazılan bu kitabı tüm kitapçılardan “ücreti mukabilinde!” toplatmış. Kitabın fotokopisine bile ulaşmak imkânsız. Ve bu kitabın yeni baskıları da her nedense yapılmamış! 

 

Kitapevlerinde olmasa bile belki internet üzerinden kitap satışı yapan adreslerde vardır dedik. Ancak hemen hepsinde tanıtımı çıkan bu kitabın “satış dışı” ya da “tükendi” notuyla yer aldığını gördük.

 

Gerçekten de Mustafa Sarıgül bu kitabı para verip toplattı mı? Yeni baskıların yapılmamasında dahli var mı? Bunları “kesin olarak” bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki, bu kitap piyasada yok ve azımsanmayacak sayıda kişi kitapta Sarıgül ile ilgili nelerin olduğunu merak ediyor.

 

Madem öyle, bu durumda bize de o kitabı yayınlamak düşüyor… İşte o kitaptan çarpıcı kesitlerin ilk bölümü…

 

 

Skandal Patlıyor

 

Fincancı Katırları, Nokta dergisinin  "Emniyet'in Şişli Dosyası", "Nokta Mustafa Sarıgül raporunu açıklıyor. Hangi gökdelenden ne kadar rüşvet alındı" kapağının yarattığı büyük gürültü ile ürkmüştü

 

Nokta dergisinin kendisiyle ilgili kapak hazırlığını önceden haber alan Sarıgül dergi daha matbaada basılırken genel yayın yönetmeni Mustafa Sönmez'i aramış yakışıksız sözler sarf etmişti. Aba altından sopa göstermiş ancak cevabını alınca da kaderine razı olmuştu. Nokta Dergisinin Sarıgül ile ilgili kapağı birbirinden ilginç olayları içeriyordu.

 

"Polisin gizli çete soruşturması sırasında yaptığı telefon kayıtları Şişli'deki rüşvet skandalını ortaya çıkardı Mülkiye Müfettişi Başkan Sarıgül ve yardımcılarını görevi kötüye kullanmakla suçluyor. Dosyada rüşvet ilişkileri de var. Rıdvan Aydın, Şişli’de bir aydır süren yoğun araştırma sonucu Ağustos ayının ilk haftasında çok önemli iki ayrı rapora imza attı.4 Ağustos 2004 tarihli tevdi raporu Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildi. Ekleriyle birlikte 250 sayfayı bulan bu kapsamlı raporda Şişli'de 4 ayrı kaçak inşaata rüşvet karşılığı göz yumdukları iddiasıyla eski Belediye Başkan Vekili Rauf Akçay ile Şimdiki Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan hakkında yasal işlem yapılması isteniyor, bu dosyada yer alan iddialar ilk bakışta giderek kanıksadığımız türden sanılabilir... Ancak dosyanın kapağı biraz aralandığında, İstanbul'un göbeğinde neredeyse bir "Mini Susurluk fotoğrafı" ortaya çıkıyor.

 

Şişli'den öte siyaset dünyasında da 'deprem' yaratacak bu ilişkiler yumağında neler yok ki: Başkan Mustafa Sarıgül'e suikast hazırlığı yapanlar, Eski Başkan yardımcısı Hüsamettin Özkan’la ilgili arabulucular, büyük polisin kaydettiği dudak uçuklatan türden  "pazarlık ve rüşvet" görüşmeleri, kaçak inşaatların nasıl yapıldığını gösteren müthiş çarkın ayrıntıları... Milyonlarca dolarlık olduğu söylenen "kaçak inşaat rant"ından pay alabilmek için silah kuşananlar. Yerel gazeteler etrafında örgütlenen eski bir itirafçı DHKP-C militanından dinamit lokumu ayarlayanlar. " Ben saçımın teli kadar adam öldürdüm" deyip Belediye yöneticilerini sindiren, rüşvet paralarını paylaşmak için bürolarında zirve düzenleyenler hep bu dosyada.

 

SARIGÜL'E SORUŞTURMA İZNİ

 

Şimdi dönelim yukarıda belirttiğimiz müfettiş Aydın'ın ikinci raporuna. Bu bir "ön inceleme raporu"... Tarihi de 5 Ağustos 2004...  Savcılığa giden ilk rapordan bir gün sonra imzalanmış.. Raporda Mustafa Sarıgül ile birlikte 5 Belediye yöneticisi hakkında daha soruşturma yapılabilmesi için İçişleri Bakanlığı'ndan izin isteniyor. Bu durum Müfettiş Aydın'ın iddiaları ciddi bulduğunu gösteriyor. Rapordaki 4 ayrı kaçak inşaatı olayından birinde 300 bin dolarlık (450 Milyar TL) rüşvet iddiasına yer veriliyor. Bu çarpıcı iddiaya konu olan bina, Şişli Ayazağa'da ve Nurten Topçuoğlu'na ait. Kat karşılığı bu arsaya iş merkezini yapan ise Doğuş Yapı Sanayi A.Ş. inşaatın seçimlerden tam 12 gün önce, 6 Nisan 1999'da durduruluyor. Bu kararın altında Gülay Aslıtürk sonrası bir yıl için başkanlık koltuğuna oturan ANAP'lı Cüneyt Akgün'ün imzası var.

 

Seçimlerden Sarıgül zaferlere çıkıyor ve üç ay sonra aynı binaya cezalı olarak inşaat ruhsatı veriyor. Şirket cezasını ödeyip inşaatı sürdürüyor. Ancak proje dışına çıkarılarak fazladan 7 kat yapıldığı belirlenince işler değişiyor. Aynı Sarıgül bu kez inşaatı durdurup yıkım kararı alıyor. Bu kararın Tarihi 15 Kasım 1999. Ayrıntılarını diğer sayfada bulacağınız gibi o günden beri bina yıkılmıyor.. Aradan tam beş yıl geçmesine rağmen... İşte tam bu noktada çok önemli bir hukuki bir ayrıntıyı atlatmamak gerekiyor. 5 Yılın dolmasına henüz üç ay var. Bu ne demek? Belediye yöneticileri yönünden kritik bir eşik demek. Çünkü üzerinden 5 yıl geçince hiçbir biçimde sanık olmaları mümkün değil. Kısacası zamanaşımı nedeniyle hesap vermekten kurtuluyorlar. İşte bu sürenin dolmasına üç ay kala, Ankara düğmeye basıyor ve Sarıgül için yargı yolu açılıyor. Daha önce Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkarılan hukuki bariyerlerden benzeri, şimdi Sarıgül için devreye sokuluyor. Eğer Abdulkadir Aksu soruşturmaya izin verir ve müfettişler de 15 Kasım’a kadar- gerek görüp de- raporlarını savcılığa teslim ederse Sarıgül için yargı yolu açılacak. Liderlik yürüyüşüne başlayan Sarıgül’ün CHP’deki muhalifleri ile Şişli’de Sarıgül karşısında hezimete uğrayan AKP'liler şimdi bu gelişmeyi nefeslerini tutarak izliyorlar.

 

SUİKAST ÖNLENİYOR

 

Peki, bu soruşturma nasıl başlatıldı? Bunu öğrenmek için 8 ay öncesine dönmek gerekiyor. 16 Aralık 2003 tarihli gazetelerde küçükçe yer alan haberin başlığını belki hatırlayacaksınız. "Sarıgül'e suikast planlayanlar yakalandı" DGM'ye sevk edilen 6 zanlı o gün saatlerce sorgulandı ve ardından serbest bırakıldı. Yerel seçimlere 3,5 ay kala yaşanan bu olay, nedense büyük yankı bulmadı. Medyayla iyi ilişkileri olan Sarıgül'ün gazetecilere "isim benzerliği olmuş, hedef ben değilim" diyerek tansiyonu düşürmeye çalıştığı da biliniyor. Oysa aynı günlerde Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün "teknik takip" odasında tansiyon doruktaydı. Tam iki aydır Şişli'deki suç örgütlerinin attığı her adımı saniye saniye izleyen ekipler inanılmaz bilgilere ulaşmıştı. Telefonları dinlenen 21. Yüzyılda Şişli Gazetesinin sahibi ve Emniyete göre " Suç Örgütü Lider" olan Mithat Yılmaz arkadaşı Habib Akgün'e şöyle diyordu:

 

"Beni iki yıl önce organizeye şikâyet eden oymuş. Kesinleşti. Bayramda içerdeydik, o bize bayramı göstermedi. Şimdi hesap zamanı biz de ona bayramı göstermeyelim. Ama adam ortada yok. Abi sen onun evini, yerini, yurdunu evini bir öğren" Hedef alınan kişinin Belediye Başkan yardımcısı Haluk Tamgaç olduğu soruşturma derinlettiğinde öğrenilecekti. Ama polis Sarıgül ihtimalini de dikkate alıp hemen harekete geçmişti. Suikast bertaraf edildi ancak soruşturmada bir flu nokta olduğu daha sonra ortaya çıkacaktı. Dosya tam değildi. Belediyedeki rüşvet iddiaları örneğin tetikçilerin yakalanmasından bir ay önce kaydedilen ve suç örgütü lideri Mithat Yılmaz'a ait şu sözler dosyaya girememişti:

 

"Ya düşünsene adam bir imzayla bir milyon dolar alıyor ya! Bir Belediye Başkanı bir imzayla bir milyon dolar alabiliyorsa..." İddiadan öteye gidemeyen bu sözler buzluğa kaldırılmıştı. Belki de Türkiye seçim sath-ı mailie girdiğinden sürpriz bir hamlenin ortalığı karıştıracağı hesaplanıyordu. Ya da başka hesap vardı.

 

SEÇİM BİTTİ, DOSYA ÇIKTI

 

Organize şube ekipleri, 28 Mart seçimlerinden 3 hafta sonra düğmeye bastı ve organize suç örgütü lideri Mithat Yılmaz ile birlikte 13 adamını gözaltına aldı. DGM'ye çıkarılan Mithat Yılmaz, Recep Katılmış, Fatih Yurttaş, Habib Akgün, Cevdet Karamahmutoğlu ve Ahmet Akgün tutuklandı, 7 kişi serbest kaldı.

 

Yargıda soruşturma yürürken, Emniyet Müdürlüğü gelişmeleri bir yazıyla İstanbul Valiliğine bildirdi. Valilik, Şişli Belediyesi görevlileriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi isteyince, 3 Haziran'da emniyet Müdürü Celalettin Cerrah imzasıyla, Vali Muammer Güler'e ayrıntılı bir rapor gönderildi. Raporda Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan’ın adı tam 16 kez geçiyor. Üstelik soyadları büyük harfle ASLAN diye yazılmış. Belediye Başkan Vekili Rauf Akçay'ın adı ise 4 kez geçiyor, o da büyük harflerle. Ancak yazıda bir Belediye görevlisi daha var. Hem de tam 10 kez ondan söz ediliyor. Ama ismi yok, polis onu şöyle kamufle etmiş "üst düzey yönetici". Bazı gazetecilerin  "haber kaynağını gizlemek için" olur olmaz yerde kullandığı bu kalıplaşmış ifadenin doğrusu resmi bir yazıda yer alması şaşırtıcı. Adli Büro A.2004/suç no:123 sayılı yazıdaki bu ifade aynen şöyle: ,

 

"... Binanın 7 katının kaçak olarak yapıldığı bu nedenle iskân alınmadığı bunun üzerine Ersin Eren'in Şişli Belediyesindeki üst düzey yöneticinin yanına götürüp bu konuda görüştü, Şişli belediyesindeki üst düzey yöneticinin de kendilerini bu konulardan sorumlu olan Belediye başkan Yardımcısı Osman Aslan'ın yanına gönderdiği, Osman Aslan'la yapılan görüşme neticesinde 300.000 Dolar rüşvet karşılığında anlaştıkları... Paraya Nurettin Tarkan Baykara'ya vererek Şişli Belediyesindeki üst düzey yöneticiye vermesini söylediğini..."

 

AKSU, SARIGÜL'ÜN ADINI YAZDIRDI

 

İşte bu ifadelerin yer aldığı dosya vali beyin kapak yazısıyla birlikte 4 gün sonra Ankara'ya İçişleri Bakanlığına gönderildi. Kapak yazısında " Şişli Belediye Başkanlığı üst düzey yönetici ve görevlilerin organize suç örgütleri ve bazı müteahhitlerle iş birliği yaparak Şişli İlçesinde kaçak yapılaşmaya göz yummak suretiyle ciddi rant elde etmesi konusunu içeren il Emniyet Müdürlüğünün ilgili tahkikat evrakı dosya halinde ekte gönderilmiştir" deniliyordu. Yani giriş yazısında " üst düzey yönetici" ifadesi kullanılmıştı. Vali Güler " konunun içeriği ve önemi nedeniyle" bu kişilerle ilgili acilen müfettiş talebinde bulunuyordu. Bakan Abdulkadir Aksu, 25 gün içinde olur verdi. Üstelik Aksu, kamuflajı kaldırmış ve "üst düzey yönetici"nin adını Mustafa Sarıgül olarak belgeye yazdırmıştı. Bu bir araştırma ve öninceleme izniydi.

 

Dosya jet hızıyla Müfettiş Rıdvan Aydın'ın önüne geldi. Mülkiye Müfettişi Aydın, haberimizin girişinde de belirttiğimiz gibi bir ay boyunca Şişli Belediyesindeki belgeleri topladı, görevlilerden bilgi aldı ve iki raporunu peş peşe imzalayıp görevini tamamladı. Aydın, raporunda Emniyete yönelik çok önemli bir eleştiriye de yer verdi. İstanbul polisinin, Belediye yönetircileriyle ilgili çok ciddi iddialar ortaya çıktığında bunu Savcılığa değil de bir kaç ay sonra valiliğe bildirmeyi uygun görmesini, şu ifadelerle eleştirdi:

 

"3682 sayılı mal bildiriminde bulunulması rüşvete yolsuzlukla mücadele kanunun 17. maddesine göre; irtikâp, rüşvet vb suçlardan sanık olanlar hakkında memurun yargılanması kanunun hükümleri uygulanmaz. Ayrıca 18. madde, bu suçlara ilişkin ihbarların savcılıklara yapılması emredilir. Buna rağmen İstanbul Emniyet Müdürlüğünün adli bir soruşturma sırasında tespit ettiği konuyu neden doğrudan yetkili ve görevli Şişli Savcılığı'na iletmediği ise ANLAŞILAMAMIŞTIR"

 

Mülkiye Müfettişi, aslında bu tarihi notuyla meselenin  "anlaşılmasına" bir katkıda bulunmuştu. Şimdi top; eski Belediye başkan Vekili Rauf Akçay ve Sarıgül’ün yardımcısı Osman Aslan için Şişli Savcılığında. Sarıgül içinse top yeniden bakan Aksu'da. Eğer soruşturma izni çıkarsa, Türkiye önümüzdeki aylarda CHP Liderliğine soyunan Sarıgül'ün ilk önce yargı engelini geçme çabasına şahit olacak. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan ya da Genç Parti Lideri Cem Uzan gibi...

 

İŞTE TELEFON KAYITLARI

 

50 milyarlık Ramazan haracı

 

Tarih: 8 Ekim 2003

Saat: 14:46

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Osman Aslan- Belediye Başkan Yardımcısı

M.Y: Ramazan’ın ilk cuma günü iftar vereceğim. Garibana kumanya dağıtacağım. Bu iş için 50 Milyar lira ayırdım. Parayı da gereksiz insanlardan aldım. Liste yaptım, topladım.

O.A: Senin sistemin bu zaten, normal yaşamın bu.

M.Y: Evet, vallahi öyle.

 

Sarıgül artık dostum değil

 

Tarih: 17 Ekim 2003

Saat: 12:21

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Başkan Yardımcısı Bayram Özata

"Sevgili Sarıgül bu saatten sonra benim hasmım. Bu saatten sonra kan davam var onunla. Bu saatten sonra burada Belediye Başkanı olamayacak. Gerekirse vururum ama gerek yok, elimdekilerde yeter anlatabiliyor muyum? Bu saatten sonra benim dostum değil, bu saatten sonra hasmım o. Ben ve arkadaşlarım olduğu sürece burada Belediye Başkanlığı yapamayacak. Ben ve arkadaşlarım da belediyeden kimseye gelmiyorum, kimseyle görüşmüyorum kimse de bu saatte sonra beni aramayacak... Gerekirse karıştırırım her yeri medya ile siyaset ile yapamazsam en son şey ortalığı karıştırıp, buralarda mermi atıp bütün Türkiye kamuoyuna duyuracağım bu kadar basit.

 

 

Gelirler Müdürlüğünde de çete var

 

Tarih: 17 Ekim 2003

Saat: 12:21

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Başkan Yardımcısı Bayram Özata

"Sevgili Sarıgül bu saatten sonra benim hasmım. Bu saatten sonra kan davam var onunla. Bu saatten sonra burada Belediye Başkanı olamayacak. Gerikirse vururum ama gerek yok, elimdekiler de yeter anlatabiliyor muyum? Bu saatten sonra benim dostum değil, bu saatten sonra hasmım o. Ben ve arkadaşlarım olduğu sürece burada Belediye Başkanlığı yapamayacak. Ben ve arkadaşlarım da belediyeden kimseye gelmiyorum, kimseyle görüşmüyorum kimse de bu saatten sonra beni aramayacak... Gerekirse karıştırırım her yeri medya ile siyaset ile yapamazsam en son şey ortalığı karıştırıp, buralarda mermi atıp bütün Türkiye kamuoyuna duyuracağım bu kadar basit. "... Ben bunu her zaman söylüyorum Gelirler Müdürlüğünde bir çete var, yüzde on almadan kimseye para ödemiyorlar. Ben de kimseye haraç vermem, alınacaksa ben haraç alırım, ben çocuk değilim. Dört buçuk senedir savaşıyorum ben burayla, dört buçuk yıldır.

 

Yarın git inşaata başla

 

Tarih: 26 Ekim 2003

Saat: 14:24

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Müteahhit İbrahim Boztepe

" Ya İbrahim sen git yarın işe başla kardeşim. Pazar günü bu iş bitti. Sen niye başkasına, sen kime gidiyorsun? Ya benle iş yapacaksın, ya başkasıyla ya da onlarla iş yapacaksın. İbrahim bak seni fena yaparım. İbrahim bak böyle yanlış manlış işler yapma. Anladın mı? İbrahim ya beni dinleyeceksin ya da sokarım arabasına beni sinirlendirme. İbrahim gözümü döndürme. Yarın gidiyorsun inşaata başlıyorsun, adamlarla senin işin yok. Zabıtadaki dilekçeden sanane. Yarın sabahtan itibaren git inşaatını çalıştır", " Bak gelene Mithat beyle Bayram Başkan görüştü, çalışmamı söylediler çalışıyorum, kim gelirse gelsin aynı şeyi söylüyorsun"

 

Nereden aldık bu paraları?

 

Tarih: 26 Ekim 2003

Saat: 14:29

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Osman Aslan- Belediye Başkan Yardımcısı

M.Y: -Aradım İbrahim'i (Bozdemir, müteahhit) canımı sıkma dedim. İnşaatına başla gelen oldu mu benim bayram Başkan'la görüştüğümü çalışma izni aldığımı söyle dedim. Başkanım, iki tane araba verdi diye başımıza bela oldu bu adam. Gazetede kullandığım arabaları bundan almıştım.

O.A:- Çok güzel söylemişsin. Ağzına sağlık.

 

 

26 Ekim 2003

Saat: 14:27

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Müteahhit İbrahim Boztepe

"Benim yazıhanemde ne işi var Osman Dönmez'in adamının? Bana itlik mi yapıyorsun lan. Adamların bana şeyi var da, yazıhanemi mi gönderiyorsun? Benim şeklimi mi burada uyandırıyorsun? Seni öldürürüm ha, seni mermi manyağı yaparım, gelir senin kafana atarım. Bana hainlik mi yapıyorsun? Seni fena yaparım. Osman Dönmez falan elimden alamaz anladın mı İbrahim, ben seni buradan aşağı atsam ne olacak ha, hata yapıyorsun bana... Seninle görüşmeye gidersem seni öldürmek zorunda kalacağım. O yanındaki polisler de kurtaramaz anladın mı İbrahim? Ben bugüne kadar polisin içinde de adam vurdum korkmadım yani, polisin yanında da adam aldım İbrahim polisin yanında da, polis arabasında da adam aldım. Bana sakın polisti Dönmez di şuydu buydu.Benim gözüm bir dönerse İbrahim en kralının a.... Anladın mı İbrahim? Bir daha bana sakın öyle filmlerle gelme İbrahim. Şimdi gelirim iftarı falan açmadan seni öldürürüm.... İbrahim. Bak biz dört kardeşiz, dört erkek kardeş adamın ölüsünü.... Birimiz yoksak birimiz varız.bir dünya arkadaşım var. Seni bir daha kimse kurtaramaz.seni bir daha buraya Dönmez'in adamını, onun bunun adamını sakın alıp getirme. Onunla birlikte seni de aşağıya atarım buradan anladın mı? Seni kimse elimden kurtaramaz.yarın bir gün bir şey olursa ilk önce öldüreceğim adam sensin İbrahim.Beni biliyorsun Alaattin abiye yakın olduğumu; Vedat, Sedat Şahin'le bunları konuştuğumu da biliyorsun değil mi? O olur bu olur fark etmez hepsi trişka.Benim elimden hiç kimse adam alamaz.

 

 

 

Kaçak çatıyı kapat

 

Tarih: 8 Kasım 2003

Saat: 20:21

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Bayram Özata - Belediye Başkan Vekili

B.Ö: Fulya'daki inşaatta betondan sonra çatıyı kapatman lazım, bana söz ver

M.Y: Başkanım ben bir de çekme kat yapmak istiyorum.

B.Ö: Başkanla görüşüp ikna etmeye çalışırım ama çok zor. Sen bu katı atma

M.Y: Öyleyse ben belediye ile bağlarımı koparttım.Pazartesi günü de nasıl koparttığımı görürsünüz( 20 dakika sonra diğer başkan yardımcısı Cevdet bayram'la görüşen Mithat Yılmaz görüşmeyi şöyle bitiriyor.

M.Y: Savaş başladı başkanım)

 

Cevdet Başkan pes etti

 

Tarih: 8 Kasım 2003

Saat: 21:25

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Cevdet Bayram - Belediye Başkan Yardımcısı

C.B: Ekipleri çektim, beton dökebilirsiniz. Bütün riskleri alarak senin hatırına böyle bir işe girdim.

M.Y: Başkan, gitmeselerdi şimdi vuracaktım onları

 

Osman Başkanla temas

 

Tarih: 8 Kasım 2003

Saat: 21:38

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Osman Aslan

M.Y: İnşaatı durdurmuşlar.Öldürmeye gidiyorum diyince kaçtılar, şimdi beton atılıyor.Ben size neden araya girmeyin dediğimi anladınız değil mi şimdi başkanım? Yani gelsinler de benim betonumu durdurabilen durdursun

O.A: Neyse hallolmuş.

M.Y: Okul işini alamadığımız için bu işlerle böyle uğraşıyoruz.Zabıtayla Cevdet'le uğraşıyoruz. Yani o iş alınmadığı sürece biz böyle kaçak inşaatlar yaptırmak zorunda bırakılıyoruz.

 

 

Bir imzayla bir milyon dolar alıyor

 

Tarih: 10 Kasım 2003

Saat: 11:56

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Nurettin Tarkan Baykara

"Tarkancığım... Dört buçuk yıl amacımızı ortaya koymadan ,belli etmeden, gizlice bunların arasın sızdık. Bu ülkede her ilçede düşünsene böyle yolsuzlukların olduğunu.Ya düşünsene adam bir imzayla bir milyon dolar alıyor.Ya bir imzayla.Bir belediye başkanı bir gökdelenden bir imzayla bir milyon dolar alabiliyorsa kaç tane imza attılar biz bunları biliyoruz. Elimizde belgeler var kasetler var,Sen bunu bizzat onla iki sene, üç sene beraber kaldın,yaşadın.Yeri geldi parayı sen kendin taşıdın,rüşvet paralarını."

 

Gaziden Dinamit Lokumu

 

Tarih: 17 Şubat 2004

Saat: 21.44

Görüşen: Habip Akgün

Görüşülen: Mithat Yılmaz

" Sen kablosuz olmaz diyorsun ama kablosuz olur,kablosuza çevrilir yani,biliyorum,DHKP-C'li biri var anlatıyor.Yattı çıktı itiraftan yararlandı.Sen olmazsan biz bulamazsak o bize temin edecek.Onun şeyi imkânı var.Gaziden temin edecek."

 

Kod Adı:' 1 numara'

 

Tarih: 10 Mart 2004

Saat: 14:27

Görüşen: Mehmet Öker-Belediye Meclis Üyesi

Görüşülen: Mithat Yılmaz

M:Y:- Başkan Osman Aslan'la bağlarımı kopardım beni hep işlerden uzak tutuyor kendisine söyledim.'Trilyon dolarları siz indirin, bizde gece trafiğine çıkalım' dedim.

M:Ö:- İskânı 1 NUMARA (M.Sarıgül-Noktanın notu) imzalamadı.

M.Y:- Ya 1 NUMARA önemli değil ben bunların hepsini var ya fena yaparım.

(Mithat Yılmaz 12 Mart günü bir yerel gazete sahibiyle konuşurken şu ifadeyi kullandı:

- 1 NUMARA ile ilgili kasetleri isteyene satabilirim.

 

"Sıkarım, Bende Sıkarım"

 

Tarih: 23 Mart 2004

Saat: 19:27

Görüşen: Mithat Yılmaz

Görüşülen: Sezgin...Belediye Halkla İlişkiler Müdürü

M:Y:- "Eğer Haluk falan olursa çok fena yaparım,karıştırırım ortalığı yani"

Sezgin- "Ya karıştırmayı bırak.Sıkarım,bende sıkarım, Mithat ben her şeyi göze aldım artık harbiden.İstedim zaten bana malzeme geliyor yolda, bu Necmi'yi vuracağım..."

 

MÜFETTİŞ RAPORUNDAKİ ŞİŞLİ BELEDİYESİ YÖNETİCİLERİ

 

Mustafa Sarıgül

Şişli Belediye Başkanı

Müfettiş, en az 24 kaçak yapıya göz yumarak görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle soruşturma izni istedi.İfade ve dinleme kayıtlarında ise rüşvetle suçlanıyor.

 

Rauf Akçay

Şişli Belediyesi Eski Başkan Vekili

Çete ile birlikte kaçak yapılara göz yumarak görevi kötüye kullanmak ve rüşvet almak suçlamasıyla dosyası savcılığa sevk edildi.İfade ve dinleme kayıtlarında Başkan Sarıgül adına rüşvet toplamakla suçlanıyor

 

Bayram Özata

Şişli Belediyesi Başkan Vekili

11 Şubat 2004'te çete tarafından vuruldu.İfade ve dinleme kayıtlarında kaçak yapı ve rüşvet olaylarına karışmakla suçlanıyor.

 

Osman Aslan

Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı

Çete ile birlikte kaçak yapılara göz yumarak görevi kötüye kullanmak ve rüşvet almak suçlamasıyla dosyası savcılığa sevk edildi.İfade ve dinleme kayıtlarında Başkan Sarıgül adına rüşvet toplamakla suçlanıyor.

 

Haluk Tamgaç

Şişli Belediyesi Eski Başkan Yardımcısı

Tamgaç'ın adı Başkan Sarıgül'e suikast hazırlığındayken yakalanan çete üyelerinin telefon kayıtlarında geçiyor.Bir telefon kaydında kaçak yapılar için rüşvet aldığı anlatılırken dört ayrı telefon kaydında da çete üyelerince vurulmak üzere takibe alındığı anlaşılıyor.

 

Nail Manap

Şişli Belediyesi İmar ve Planlama Müdürü

Müfettiş kaçak yapılara göz yumarak görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle soruşturma izni istedi. İfade ve dinleme kayıtlarında ise rüşvetle suçlanıyor.

 

Ali Paşa İslamoğlu

Yapı Denetim Müdürü

Müfettiş Kaçak yapılara göz yumarak görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle soruşturma izni istedi.İfade ve dinleme kayıtlarında rüşvetle suçlanıyor.

 

Kaynak: Ömer Yılmaz İnanç, Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül, Sayfa: 112-122

 

YORUMLAR
Toplam 10 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Gerçek Vatandaş 15 Mayıs 2010 Cumartesi 20:07

Şu sıralar başta Erdoğan olmak üzere İktidarı da, ana Muhalefeti de, Medyası da çirkin, çirkef, kirli, kalleş ve ahlaksız politika sürdürmekte. En aklı başında ve takdire değer olan, haysiyetli ve dürüst duruşuyla MHP görünüyor. Pek çok yönden kendilerini siyaseten eleştirmeme karşın, olaylara asla belden aşağı vurmadan yaklaşımları gerçekten delikanlıca, helal olsun.

Yorumu oyla      18      11  
murat düzgün 14 Mayıs 2010 Cuma 20:25

bırakın bu çamur atmaları konu mahkemeye gitti ve herhangibir şey çıkmadı daha ne konuşmak sadece atılan iftirayı fazlalaştırmaktır...

Yorumu oyla      18      11  
misafir 14 Mayıs 2010 Cuma 13:25

dağa taşa mustafa sarıgül yazmak isteyip boya bulamayanlar! birleşin!

Yorumu oyla      18      10  
TOTEM 14 Mayıs 2010 Cuma 12:37

Hatırlarsanız,Baykalın görüntü skandalının patladığı günün ertesinde Ömder Sav partilileride toplayıp bir basın toplantısı düzenlemiş ve Sarıgülün Baykala suikast düzenlemek istediğini söyleyerek birsürü detay vermişti.nekadarda emindi iddialardan salt bir ihbar mektubundan yola çıkarak birsürü kişinin ismini vermiş ve herkesi suçlamıştı.ee peki ne oldu?kocaman bir hiç!aslında onlarda bu iddianın aslının astarının olmadığını biliyorlardı o yüzden 16 gün sonra dikkatleri dağıtmak için kullandılar

Yorumu oyla      18      10  
TOTEM 14 Mayıs 2010 Cuma 11:44

Sarıgül benimde hiç hazetmediğim siyasetçi hatta insan tipi.dilerim hareketi başarılı olmaz benimde kendisi ile birçok duyumum var nekadarı doğru nekadarı yanlış bilemem ama benim konuşmalarında ve verdiği mitinglerde gözlemlediğim tarz hiç hoşuma gitmedi.vesselam bence sarıgül türk siyasi hayatında yer almamalı.bu arada BİRSEN HANIMI ARAŞTIRMASI VE HABERİNDEN DOLAYI KUTLARIM:))

Yorumu oyla      20      10  
t.g. 14 Mayıs 2010 Cuma 11:40

sarıgül ün elinde akp ile ilgili mhp ve chp de olanlardan 100 misli daha fazla yolsuzluk dosyaları olduğu söyleniyor.Bir çeşit men dakka dukka(çalma kapımı çalarlar kapını) misali

Yorumu oyla      18      10  
koçak ! tan 14 Mayıs 2010 Cuma 11:34

özel uçaklar,binle8rce kişiyi toplayıp mitingler yapmalar,uzanvari harcamalar...bunların kaynağı sağduyulu halkımız tarafından zaten biliniyordu.peşinden gidenlerin çoğu da "pastadan pay alka içindi".yoksa aklı başında bir solcu bunu yapmaz.

Yorumu oyla      18      10  
baybars 14 Mayıs 2010 Cuma 10:34

günaydın. sarıgül ü herkes biliyor zaten. bir şişli sakinleri bilmiyor herhalde .her dönem yüzde 70 lerle belediye başkanlığını teslim ettiklerine göre. adam yıllarca şişli nin paralarını ,olanaklarını millete peşkeş çekti .neden ?sırf bir siyasi partinin başına geçip iktidar olmak için .bütün yatırımını o yönde yaptı ,şişli yi kendine sıçrama tahtası yaptı .

Yorumu oyla      18      10  
aslı 14 Mayıs 2010 Cuma 08:57

devamını merakla bekliyorum. kitap toplatılmışsa neler vardır kimbilir.

Yorumu oyla      18      10  
kerim 14 Mayıs 2010 Cuma 08:57

Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül! bundan daha güzel anlatılamaz sarıgül.cuk oturmuş

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Brütüs Değilim, AKP’nin Umutsuz Vaka Olduğunu Anlayınca Bıraktım! Çerkes Çetesini Duymadım!
Brütüs benzetmesine ne diyor? İttifak söylentilerine ne cevap verdi? AKP’den ...
Eroğlu Turktime’a Konuştu: Türkiye Benim Anavatanım Ama Talat’tan Böyle Bir Söz Çıkmaz!
KKTC’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken Eroğlu ve Talat arasında ...
Cemil Çiçek İlk Kez Turktime’a Konuştu: Org. Aslan Güner’le Görüştüm!
Turktime’ın Türkiye’ye duyurduğu, “Cemil Çiçek Karargâha Çağırıldı” haberimiz ...
 
CÜBBELİ-BAYKAL GÖRÜŞMESİNİN MİMARI KOÇAK SON NOKTAYI TURKTIME’DA KOYDU…
Siyaset gündemine bomba gibi düşen Cübbeli Ahmet-Baykal görüşmesinin mimarı ...
Tekin Turktime’a Konuştu: Baykal, Erdoğan’dan Daha Dindar… Parayı Bulan Avradının Başını Açtı!
Turktime’ı ziyaret eden CHP İstanbul İl Başkanı ve CHP İstanbul Büyükşehir ...
Koray Aydın Turktime’a Konuştu: MHP’deki Başkaldırı Tembelliğe Karşıdır!
MHP’deki Bahçeli’ye karşı başkaldırışın nedeni ne? Mahkemenin olağanüstü ...
 
CHP’Lİ ÇERÇİOĞLU: RAKİBİM YOK, AYDIN’IN İLK KADIN BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞIM!
İki dönemdir parlamentoda Aydın’ı temsil eden CHP Milletvekili Özlem Çerçioğlu ...
Numan Kurtulmuş Turktime’a Konuştu: 28 Şubat Refah Partisi’nin Tankın Namlusuyla Ortağının Hançeri Arasına Sıkıştığı Süreçtir!
Milli Görüş’ün üçüncü büyük çıkışının geldiğini söyleyen Saadet Partisi ...
Mansur Yavaş Turktime'a Konuştu... Ben Seçilemezsem, Kim Seçilirse Seçilsin!
Gökçek ya da Karayalçın kazanırsa Ankara’da hiçbir şey değişmeyecek… Ankaralı ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
borsa istanbul
Suudi Arabistan
DEAŞ
İstanbul Başakşehir
Demba ba
Kızılyıldız
Okan Buruk
Tolga Zengin
sigara